Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Yasemin
Köşe Yazarı
Yasemin
 

Sessizlikte dört mum konuşmaları

        Dört tane mum usul usul yanıyordu. Ortalık o kadar sessizdi ki, mumların konuşmalarını duyabiliyordunuz.   Birinci mum dedi ki: 'Ben BARIŞ'ım.!Ama kimse benim yanmama yardımcı olmuyor. Sanırım yakında söneceğim.' Alevi hızla azaldı ve sonunda tamamen söndü.   İkinci mum: 'Ben VEFA'yım.! Ne yazık ki artık vazgeçilmez değilim. Onun için, bundan sonra yanıp durmamın bir anlamı kalmadı.' Sözlerini tamamladığında esen hafif bir rüzgar onu tamamen söndürdü.   Sırası geldiğinde üçüncü mum, hüzünlü bir sesle dedi ki: 'Ben SEVGİ 'yim! Yanacak gücüm kalmadı. İnsanlar beni unuttu, değerimi anlamıyorlar. En yakınlarım sevmeyi bile unuttular.' Sevgi' de daha fazla beklemeden sönüp gitti.   Ansızın..! Odaya bir çocuk girdi ve üç mumunda yanmadığını gördü.  'Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanmanız gerekmiyor muydu? ' dedi. Ve ardından ağlamaya başladı.   O zaman dördüncü mum konuşmaya başladı: 'Korkma, ben yandığım sürece öteki mumları da yeniden yakabiliriz,  ben UMUT'um! 'Çocuk parlayan gözleriyle UMUT mumunu aldı ve öteki mumları birer birer yaktı.   UMUT ışığı yaşamımızdan hiç eksik olmamalı ki hepimiz onunla birlikte  VEFA'yı, BARIŞ'I ve SEVGI'yi yaşatabilelim...   Selâm olsun Vefayı, Barışı, Sevgiyi Umutla yaşatabilene...   SIRASIYLA:   - Alfred Kantorowicz - Philipp Schwartz - Hans Reichenbach - Walther Kranz - Von Aster - Albert Eckstein - Zuckmayer - Holzmeister - Carl Ebert - Paul Hindemith - Dessauer - Rudolf Nissen - Erich Frank - Von Hippel - Von Mises  - Fritz Arndt - Finlay Freundlich - Freundlich - Dessaur  - Kessler - Kantorowicz - Igersheimer - Ernst Hirsch - Bruno Taut - Curt Kosswig - Fritz Baade - Clemens Bosch   Kimdi bu insanlar ?   Hitler'in iktidara gelmesinden sonra  Toplama kampına gönderilen  Yüzlerce bilim insanlarından bazıları…   Kampta ölüme terk edilmişlerdi. Sonra bir gün. Serbestsiniz dediler,  Ülkeyi terk ediyorsunuz.    Şaşırdılar, anlamadılar, Ne olmuştu?  Bu bir mucizeydi.   Aslında mucize değildi. İşin arkasında bir isim vardı.   Mustafa Kemal ATATÜRK.    Çünkü bu isimlerin hepsi  Kendi alanlarında çok büyük isimlerdi ..    O sırada  Türkiye’de sadece bir üniversite vardı. Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip, Almanya ile anlaşma imzaladı.Tarih 6 Temmuz 1933 dü.   - Hans Reichenbach - Matematiksel mantığı,  - Walther Kranz - Filoloji, latince ve yunancayı  - Von Aster  - Felsefe Tarihini - Albert Eckstein - Çocuk Sağlığını  - Zuckmayer - Müziği - Holzmeister - Mimariyi - Carl Ebert ve Paul Hindemith - Klasik Müzik, Opera ve Baleyi - Dessauer ve Erich Frank, - Doktorluğu ve fizik tedaviyi - Fritz Arndt - Kimyayı - Von Mises - İstatistiği - Freundlich  - Astronomiyi - Kantorowicz - Diş hekimliğini - Igersheimer - Göz hastalıklarını, - Ernst Hirsch -Hukuk ve kütüphaneciliği - Bruno Taut - Modern mimariyi, - Zoolog Curt Kosswig - Manyas Kuş Cennetini, - Fritz Baade - Kırşehir'deki şifalı suları ve akik taşını    Türkiye’de yaşadılar ve  Eğitimler verdiler, Yüzlerce, binlerce genci eğittiler.    Mustafa Kemal ATATÜRK  Hitler’in zulmünden 150 ye yakın bilim adamını kurtardı. O insanlar da her şeylerini bu ülkeye verdiler.  Muhteşem ötesi bir şey..   Daha fazlası  Ahmet Özgür Türen tarafından hazırlanan  "Atatürk'ün Ülkesine Sığınanlar" kitabında var. Ne kadar saygı duysak azdır. Bu, Ata’mızın bazılarımızın bildiği;  Bazılarının da hiç bilmediği bir yönü...   Sonsuz şükran ve minnet ile..  

Sessizlikte dört mum konuşmaları

 
 
 
 
Dört tane mum usul usul yanıyordu. Ortalık o kadar sessizdi ki, mumların konuşmalarını duyabiliyordunuz.
 
Birinci mum dedi ki: 'Ben BARIŞ'ım.!Ama kimse benim yanmama yardımcı olmuyor. Sanırım yakında söneceğim.' Alevi hızla azaldı ve sonunda tamamen söndü.
 
İkinci mum: 'Ben VEFA'yım.! Ne yazık ki artık vazgeçilmez değilim. Onun için, bundan sonra yanıp durmamın bir anlamı kalmadı.' Sözlerini tamamladığında esen hafif bir rüzgar onu tamamen söndürdü.
 
Sırası geldiğinde üçüncü mum, hüzünlü bir sesle dedi ki: 'Ben SEVGİ 'yim! Yanacak gücüm kalmadı. İnsanlar beni unuttu, değerimi anlamıyorlar. En yakınlarım sevmeyi bile unuttular.' Sevgi' de daha fazla beklemeden sönüp gitti.
 
Ansızın..! Odaya bir çocuk girdi ve üç mumunda yanmadığını gördü. 
'Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanmanız gerekmiyor muydu? ' dedi. Ve ardından ağlamaya başladı.
 
O zaman dördüncü mum konuşmaya başladı: 'Korkma, ben yandığım sürece öteki mumları da yeniden yakabiliriz, 
ben UMUT'um! 'Çocuk parlayan gözleriyle UMUT mumunu aldı ve öteki mumları birer birer yaktı.
 
UMUT ışığı yaşamımızdan hiç eksik olmamalı ki hepimiz onunla birlikte 
VEFA'yı, BARIŞ'I ve SEVGI'yi yaşatabilelim...
 
Selâm olsun Vefayı, Barışı, Sevgiyi Umutla yaşatabilene...
 
SIRASIYLA:
 
- Alfred Kantorowicz
- Philipp Schwartz
- Hans Reichenbach
- Walther Kranz
- Von Aster
- Albert Eckstein
- Zuckmayer
- Holzmeister
- Carl Ebert
- Paul Hindemith
- Dessauer
- Rudolf Nissen
- Erich Frank
- Von Hippel
- Von Mises 
- Fritz Arndt
- Finlay Freundlich
- Freundlich
- Dessaur 
- Kessler
- Kantorowicz
- Igersheimer
- Ernst Hirsch
- Bruno Taut
- Curt Kosswig
- Fritz Baade
- Clemens Bosch
 
Kimdi bu insanlar ?
 
Hitler'in iktidara gelmesinden sonra 
Toplama kampına gönderilen 
Yüzlerce bilim insanlarından bazıları…
 
Kampta ölüme terk edilmişlerdi.
Sonra bir gün.
Serbestsiniz dediler, 
Ülkeyi terk ediyorsunuz. 
 
Şaşırdılar, anlamadılar,
Ne olmuştu? 
Bu bir mucizeydi.
 
Aslında mucize değildi.
İşin arkasında bir isim vardı.
 
Mustafa Kemal ATATÜRK. 
 
Çünkü bu isimlerin hepsi 
Kendi alanlarında çok büyük isimlerdi .. 
 
O sırada 
Türkiye’de sadece bir üniversite vardı. Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip, Almanya ile anlaşma imzaladı.Tarih 6 Temmuz 1933 dü.
 
- Hans Reichenbach - Matematiksel mantığı, 
- Walther Kranz - Filoloji, latince ve yunancayı 
- Von Aster  - Felsefe Tarihini
- Albert Eckstein - Çocuk Sağlığını 
- Zuckmayer - Müziği
- Holzmeister - Mimariyi
- Carl Ebert ve Paul Hindemith - Klasik Müzik, Opera ve Baleyi
- Dessauer ve Erich Frank, - Doktorluğu ve fizik tedaviyi
- Fritz Arndt - Kimyayı
- Von Mises - İstatistiği
- Freundlich  - Astronomiyi
- Kantorowicz - Diş hekimliğini
- Igersheimer - Göz hastalıklarını,
- Ernst Hirsch -Hukuk ve kütüphaneciliği
- Bruno Taut - Modern mimariyi,
- Zoolog Curt Kosswig - Manyas Kuş Cennetini,
- Fritz Baade - Kırşehir'deki şifalı suları ve akik taşını 
 
Türkiye’de yaşadılar ve 
Eğitimler verdiler,
Yüzlerce, binlerce genci eğittiler. 
 
Mustafa Kemal ATATÜRK 
Hitler’in zulmünden 150 ye yakın bilim adamını kurtardı. O insanlar da her şeylerini bu ülkeye verdiler.  Muhteşem ötesi bir şey..
 
Daha fazlası 
Ahmet Özgür Türen tarafından hazırlanan  "Atatürk'ün Ülkesine Sığınanlar" kitabında var. Ne kadar saygı duysak azdır. Bu, Ata’mızın bazılarımızın bildiği; 
Bazılarının da hiç bilmediği bir yönü...
 
Sonsuz şükran ve minnet ile..

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.