İNGİLİZ CASUS MUSTAFA SAĞIR
1877'de hindistan'da bir çocuk doğar.
Bu yıllarda ingilizler, hindistan'ı her anlamda sömürmektedirler, nitekim henüz çocuk yaştaki Mustafa'nın da zekası fark edilince başka çocuklarla birlikte "eğitim" için ingiltere'ye götürülür. Bütün eğitimini burada alan Mustafa, oxford'dan mezun olduğunda ingilizce, Türkçe, Farsça, Arapça, Almanca ve hintceyi çok iyi derece bilmektedir.
Mustafa Sagir artık görünürde bir memur, görünmeyende de ingiliz casusudur. Türkler ile ilk teması birinci dünya savaşı yıllarında gerçekleşir amacı Türk - Alman ittifakı hakkında bilgiler edinip ingiltere'ye ulaştırmaktır. bu görevde iken Seyit Ali takma ismini kullanır. BİRİNCİ dünya harbi sonlandığında ise İngilizlerin bu sefer dostu değil, başına bela olacak başka bir Mustafa çıkar meydana. Mustafa Sagir derhal İstanbul'a çağrılır ve kuvâ-yi milliyecilerin içine sızması, fırsatını bulur bulmaz da Mustafa Kemal'i öldürmesi emredilir.
Evvelâ kendisini bir araştırmacı olarak gösterip Şehzade Abdülmecid efendi ile dostluk kurar. hepimizin bildiği üzere Abdülmecid efendi esasında milli mücadeleyi desteklemektedir. Mustafa Sagir bu bilgiyi derhal ingilizlere ulaştırınca padişah vahdettin, Abdülmecid Efendi'yi hapsettirir.
Mustafa Sagir, 1921 yılında istanbul'da Türk - Hint uhuvvet-i islâmiye cemiyeti'ni kurar ve milli mücadele taraftarı görünür, hatta İngilizler, onu defalarca gözaltına alırlar, elbette bu sadece göz boyamadır, hatta kendisinin casus olduğunu bilmeyen bir ingiliz askeri Mustafa Sagir 'ı dövdüğü için sürgüne gönderilir.
Artık iyice güven kazanan Mustafa Sagir, kuvâ-yi milliyecilerin haberleşme teşkilatı olan karakol cemiyeti'ne girer ve tüm isimleri İngilizlere bildirir. böylece ali Fethi Okyar'dan hacı Mehmet Paşa'ya değin milli mücadelenin istanbul'daki en önemli isimleri İngilizler tarafından Malta'ya sürülür. İstanbul'da baskı altında olduğunu söyleyen mustafa sagir, böylece Ankara'ya gelir. burada Mustafa Kemal ile görüştürülür. görüşme bittikten sonra İngilizlere görüşmenin çok iyi geçtiğini anlatan bir mektup yazar. Hâlbuki görüşme biter bitmez Mustafa Kemal yanındakilere "bu adam casus. izlemeye alın!" diye emir verir.
Ankara'da şair Mehmet Akif Ersoy ile dost olur Mustafa Sagir ve hatta taceddin dergâhı'nda şairle birlikte kalır. Hindistan'da kalabalık bir aileye sahip olduğunu söyler, çünkü mehmet âkif'in evinin adresini kendi adresi olarak göstermiş ve mektupların buraya gelmesini sağlamıştır. Lâkin Mehmet Akif, sürekli gelip giden mektuplardan şüphelenir ve bir gün mektuplardan birini açar. bakar ki mektupta hiçbir şey yazmamaktadır. sonra başka bir mektubu açar, o da aynı.
şair, hemen kimyager avni refik bey'e vaziyeti anlatır ve bir laboratuvarda yapılan inceleme sonucu mektupların görünmez mürekkeple yazıldığı ve mustafa sagir'in ingilizlere casusluk ettiği anlaşılır. akşamüzeri şairin yanına gelir gelmez orada hazır bekleyenler tarafından gözaltına alınır. bir türlü konuşmayınca onu adnan adıvar'a havale ederler. adnan adıvar, mustafa sagir'i tabiri caizse çatır çatır konuşturur.
23 mayıs 1921'de istiklâl mahkemesinde yargılanır. mahkemede hüngür hüngür ağlar. gerekirse türkler için casusluk yapabileceğini söyler. neredeyse bütün diğer ingiliz casuslarının isimlerini verir. o zamana kadar nerede hangi takma isimlerle casusluk yaptığını bir bir anlatır. türklerin kendisini affetmesini ister.
24 mayıs 1921'de ankara karaoğlan meydanı'nda kurulan darağacında vatana dahili ve harici edilen hiçbir ihanetin affedilmeyeceği ibret-i âlem olsun diye tüm dünyaya bir kez daha gösterilir.
Alıntıdır