Fındıkta da İnovasyon Koşuldur
Bizler ezberlenmiş bilgi ile yola devam etmeye yatkınız. Oysaki bilgi artık para etmiyor, bilgi her yerde, parmaklarınızın ucunda saniyeler içinde önünüzde. Para eden bilgiyi yorumlama ve kullanma biçiminiz.
İş görüşmelerinde artık bilgi sorulmuyor. Bu bilgi ile işletmeye ne gibi katkılar verebileceğin anlaşılmaya çalışılıyor, buna göre işe kabul ediliyorsunuz.
Gelelim asıl konumuza.
Geçmiş zaman bir panelde, bir İngilizden bu akıl terinin ürüne ya da hizmete nasıl katılacağını dinlemiştim. Panelin içeriği fındık üretimi ve inovasyondu.
O dönemler fındık üreticilerinin fındığa katma değer (akıl teri) katacak çabası hiç olmamıştı. Çünkü fındığı topla, kurut, çuvala doldur, sat döngüsü ezberden ve tekrarlanan aksiyonlardan ibaretti. Ya devlet alır ya da tüccara satarsın, bitti gitti. Yıllarca da “fındık para etmiyor”ağlamaları, feryat figanlar ile siyasi baskı unsuru olarak iktidarlara yansıtılıyor(du).
Aşağıda fındık borsasının Hamburg’da olmasının ötesinde okuyacağınız her şey sizi de şaşırtabilir.
Bahsettiğim paneldeki İngiliz konuşmacı temel olarak “fındığa her aşamada akıl teri katmayı nasıl becerdiklerini anlatıyordu.
“Sizin coğrafyanız gibi yamaç arazilerde fındık üreten İspanyol ve İtalyan fındık üreticileri, sizden farklı olarak arazilerini teraslayarak işe girişmişler. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz” dedi.
Biz bu topraklarda yaşamış Rumlardan Ermenilerden sonra teraslamak gibi bir işe hiç girişmedik, cümleleri duyuldu.
İlk tokat.
Devamla fındık ocaklarının oluşturulması, fındık çelikleri ve fındığın toplanmasındaki inovatif yaklaşımlara konuyu bağladığında, şaşkınlıkla dinliyordum.
Fındık toplanmasında da mı inovasyon? Nasıl?
Fındık toplanmadan dalda kurumasına kadar bekletiliyor. Sonra yerden toplanıyor. Ordu’dan bir örneği önümüze serdi. 20 dönüm arazide dalda bir fasıl kuruyan fındık titreşim sağlayan makine dala dokunuluyor ve fındık yere dökülüyor. Ama önce çimen ve ot kaplı zemin temizleniyor.
Bir elektrikli süpürge gibi süpürgeye fındık çektiriliyor. Sonra çuvallara dolduruluyor. Pat patlarla önce kuruması için harmana sonra da yine bu pat pat motorla pazara taşınıyordu. Bütün bu süreç iki yaşlı insan tarafından yerine getiriliyordu. Alın size maliyet.
Bitmedi
Bu kere de ABD’de kabuklu yemiş üreticilerinin örgütlerini anlatıyordu. Fiyat belirlemede rolü olanların yer aldığı bir ortam (üretici, toptancı, market zincirleri, vb.) her birinin elinde onlarca sayfa rapor olduğunu görüyoruz, fiyat belirleniyor. Dünya kabuklu yemiş rekolteleri detaylı olarak kayıt altına alınmış, görselleri yansıyor ekrana. İngiliz konuşmacı da soluna bakıyor. Sonra kök soruyu soruyor. Ne dersiniz bunlar sizde de yaşanabilir mi?
İnovasyon için iyi örneklerin transferi
Evet benchmark ile bu yapılabilir. Yani onlar nasıl yapıyor, biz nasıl yapıyoruz, kim daha verimli, kim daha katma değerli. İşte bu öğütle semineri bitiriyor konuşmacı.
Başımız önümüzde salonu terk etmiştik. Teraslama, fınık ocaklarının iyilştirilmesi, toplama ve fiyat belirleme gibi süreçler bir emeğin ve aklın ürünü olarak önümüze konulmuştu.
Biz tarımda zor işlere koşmayı, işlerimize akıl teri katmayi unuttuk. Verimsiz, rastgele, özensiz bir tarım politikası güttük. Katma değeri arttırmaya odaklanmadık. Kısacası akıl teri katılmayan işler ile geldiğimiz tarımsal üretimin (ve hatta hayvancılığın) durumu ortadadır.
Ama o kadar da umutsuz olmayalım.
İşte Fındık ocağının Trabzon Çikolatası ve onu takip eden diğerleri.
O kadar zor değil.
Ve hala inovasyon yoluyla katma değeri yüksek ürünlere dönüştürme fırsatı olan koca bir fındık sektörü.
İyi örnekleri kopyalamaktan çekinmeyin.
İyi örnekler oluşturun.
Sadece son üründe değil, ekerken biçerken. Her zaman daha farklı, daha verimli nasıl yaparım diye sorun.
Risk alın, cesur olun, Karadeniz’in girişimci ruhunu yansıtın.
Görün bakın fındık size nasıl el verecek.