Bizler Amerika olarak neden çok güçlüyüz biliyor musunuz? Bizler kendi içimizdeki vatan hainlerini bir günde tespit ederek onları yok ederiz. Diğer ülkelerdeki vatan hainlerini ise kendi halklarının gözünde kahramana dönüştürür ülkelerinin üst yönetim kademelerine getiririz…
Henry Kissinger
Çok zeki, çok okumuş, çok bilgili olmaya hiç gerek yoktu aslında. Ortalama zeka ve azıcık bir bilgi ile de insanoğlu doğru yola çok kolay ulaşabilir rahat ve huzurlu bir yaşam sürdürebilirdi. Ama özellikle bizde bu hiç olmadı işte. Çünkü tarlaya karga dadandı ambara fare fırına hırsız, melekete harami…
1923 yılında Almanya’da doğan ve maalesef Hitler’e yakalanmadan kaçmayı başaran Yahudilerin en büyük katili 6 yıl Ulusal Güvenlik Danışmanlığı ve ardından da 4 yıl Dışişleri Bakanlığı yapmıştır Amerika’da. 100 yıldan biraz fazla yaşayan bu katil 60 yıldan uzun bir süre de emperyalizmin fikir babalığını yapmıştır. 1973 yılında da Nobel Barış Ödülü verilmiştir dünyadaki savaşlara katkılarının karşılığı olarak. Barış ödülü almış ollması sizi yanıltmasın sakın. Gerçekte barıştan çok Amerika'nın ve İsrail’in çıkarları için savaşmıştır. Peki şimdi diyeceksiniz ki bizim ne işimiz var bu adamla..? Biz onu 50 yıl önce Kıbrıs’ta tanımıştık. Kıbrıs Barış Harekatı’nı engellemek için Nobel Barış Ödülü vermişlerdi kendisine ama başaramamışlardı. Çünkü karşısında ülkesinin ve milletinin geleceğini kendi ailesinden daha çok düşünen kararlı bir devlet adamı vardı…
Şimdi 25 yılı birden atlıyoruz ve o değeri bilinmeyen kararlı devlet adamının hayat yolculuğuna eşlik etmek için onunla birlikte Amerika’ya gidiyoruz. Tekrardan onlardan birinin karşısındadır işte 1999 yılındaki bu fotoğrafta…
Biz o fotoğraftaki terbiyesizi konuşmayacağız ama, zaten hiç de aklımıza gelmedi ona terbiyesiz demek. O terbiyesizin karşısındaki, bütün ülkesinin hala anlamadan haksızca ve alçakça eleştirdiği Bülent Ecevit devlet adamlığının diplomasi nezaketini sürdürerek bakın ne diyor kendini dünyanın kralı zanneden o terbiyesiz adama..:
"Sayın Clinton,
Eğer ABD Irak'a girerse, Ortadoğu'da en az 30 yıl sürecek savaşlar dönemi başlar. Milyonlarca insan ölür. Türkiye böyle bir olayın parçası olamaz. Irak operasyonunun kuzeyden Türkiye'den yapılmasına bu nedenle onay ve yardım veremeyiz…"
Korkak, sümsük, pısırık dediğiniz Ecevit cümlesine noktayı koymadan bu fotoğraf dünyaya servis edildi işte. Dünya s2ne takmadı ama bizim delikanlı vatansever basınımız hemen üstüne atladı ve yarınki birinci sayfalarına neredeyse gazetelerin adını bile sığdıramadılar. Şanlı Türk tarihinin şerefi beş paralık edilmişti ve bu adam bu ülkenin başında olmamalıydı. Niye..? Müttefikleri ve ortak çıkarlarının olduğu kadim dostları Katil Amerika’nın BOP savaş planını desteklemedi diye. Hala bazı vanminütçü dangalak yalakaların gündeminde o şekilde durur o fotoğraf…
Dursun, biz sonrasına bakalım. Sonra ne mi oldu..? Fotoğrafı servis edenlerin istediği olacaktı haliyle ve oldu da. Irak’ta ABD askerinin varlığını kabul etmeyen insanlar değil beş vakit namazda Irakta’ki Amerikan askerlerine dua edecek insanlar yönetecekti Türkiye’yi. Yani yeri ve milli vatansever delikanlılar. Yani 6.Filo’yu denize dökenler değil, 6. Filo’ya secde edenler. Geçen hafta biraz anlatmıştım. İstanbul’dan başlayıp Pınarhisar cezaevinden Amerika ya kadar uzanan bir hikaye ve orada kurulan BOP eş partisi ve eş genel başkanlığı. İktidara gelmeleri için bir şey gerekliydi ve o da Türkiye’de vardı. Adamın yaptığı tek iş koltuk değnekliği zaten. Yavru kurtlarının “Büyük devlet adamı, büyük Türk milliyetçisi, bilge insan” dedikleri bahçeli köyün kavalcası hükümeti düşürmek için kavalını üfleyecekti, hepsi o kadar…
Sonrasını hep beraber izliyoruz çeyrek yüzyıldır. Adaletin olmadığı, eğitimin tarikatlara devredildiği, sermaye çetelerine ve emperyalizme peşkeş çekilen, parsel parsel satılarak uçurumun eşiğine doğru giden bir ülke. Ve en kötüsü de biraz daha ucuz olduğu için halk ekmek kuyruğunda saatlerce beklerken “itibardan tasarruf olmaz”ı savunan, hiç sorgulamadan biat eden cahil bir kalabalık…
65 yaşını doldurmuş emekliye kredi vermeyi bırakın kefaletini bile kabul etmeyen bankanın genel müdürü 85 yaşında. Açlık sınırının altında asgari ücreti bayram coşkusuyla açıklayan adamların maaşı yarım milyon lira, onları alkışlayanların maaşı 12500 lira..!
Varın gerisini siz düşünün. Geride de ne kaldıysa artık..!