temiz eller operasyonumu ?
Çürümek: Yargıda temiz eller mi, güç savaşları mı?
Bu kadar iddia ortada ancak hakkında dava açılan isim sayısı yok denecek kadar az, zira önlem baştan alınıyor
Adliye koridorlarında sürekli konuşulan bazı cümleleri sıralayalım:
-Tahliye istiyorsa, nakit 500 bin lirayı getirmesi gerekiyor, artık daha ucuza olmuyor.
-100, 200 bin liraya erişim engeli kararını çıkartırız.
-Adli kontrol kararının kalkması 100-150 bin lira, yurtdışına çıkış yasağının kaldırılması 500 bini aşar.
-Mahkemelerde, hakimliklerde görevli avukata ulaşacaksın, süreci o halledecek, ben bağlantını kurarım. Tamamen bu avukatlar eliyle yürüyor.
Bu konuşmalar, operasyona maruz kalan, tutuklanan, bir biçimde yargının hedefinde olup da işlerini kolay yoldan halletmek isteyenler arasında geçiyor.
Bilinen sırlar.
Elbette konu mesleki koruma, meslektaş koruma olduğunda sistem farklı işliyor.
Hakkında iddia ortaya atılan yargı mensubu, birkaç saat içerisinde, hem de görev yaptığı ya da daha önce çalıştığı adliyedeki hakimliğe başvurarak erişim engeli kararını kolayca çıkartıyor.
Bu erişim engeli kararları, o hâkim ya da savcı hakkında, Yargıtay üyesi hakkında bir soruşturma açılması söz konusuyla orada da kanıt olarak kullanılıyor.
Hakkında bunca iddia ortaya atılan yargı mensupları hakkında arşiv taraması yapmak bir süre sonra olanaksız hale geliyor. Soruşturmalar da kısa sürede kapatılıyor.
Bu kadar iddia ortada ancak hakkında dava açılan isim sayısı yok denecek kadar az, zira önlem baştan alınıyor.
Bu yargı mensuplarının bu kadar kolayca saklanmaları boşuna değil elbette… Yakın zamanda yaşanan, bugüne etki eden garipliklerden bir bölümü de anımsayalım.
-Gezi davasında İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, iş insanı Osman Kavala ile diğer sanıkların beraatine karar verdi. Kavala hakkında daha önce de bir suçtan tahliye kararı verilmişti. Cezaevinden çıkmaya hazırlanan Kavala için eski dosya raftan indirildi. Kavala hakkında bu dosyadan tutuklama kararı verildi. Gezi davasında verilen beraat kararı bozulana kadar Kavala’nın cezaevinde kalması bu yolla sağlandı. Dava bittiğinde, cezaevinde kalmasına gerekçe gösterilen “casusluk” suçundan sessiz sedasız beraat kararı verildi.
-Aynı yöntem AİHM kararı gereği tahliyesi gereken Selahattin Demirtaş için de uygulandı. Tutuklanmasına neden olan davadaki ceza süresini dolduran Demirtaş’ın, daha önce tutuklama konusu yapılan suçlardan hazırlanan, rafta bekletilen dosyası indirildi. Bu dosyadan tutuklama kararı verildi. AİHM kararına rağmen “yeni yargılama, yeni dosya” denilerek tahliye kararı verilmedi.
-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yanıt olarak kullandığı ifadelerin Yüksek Seçim Kurulu üyelerine söylenmiş gibi işlem yapılması, İmamoğlu hakkında bu davada ceza kararı verilmesi. Kararın seçim öncesine denk getirilmesi…
-Anayasa Mahkemesi’nin hem Kavala hem Demirtaş hem de Can Atalay dosyalarında karar vereceği günü, bir üyenin dosyayı okumaması gibi bir gerekçeyle ertelemesi. Ertelenen dosyaların sonradan olumsuz kararlarla sonuçlanması…