Eton College
Yaklaşık on yıl önce bir fuar programı için İngiltere’ye gitmiştik.
Bu ziyaret sırasında, İngiltere’nin en başarılı okulu olan Eton College’a gittik. 1441 yılında Kral VI. Henry tarafından kurulan okulda sadece erkek öğrenciler vardı ve hepsi yatılı okuyordu.
Okula girerken, çimenlere uzanmış geyik yapan veya gitar çalan gençler göreceğimi zannetmiştim. Çünkü yurt dışı eğitim firmalarının gönderdiği broşürlerde hep böyle manzaralar görmüştüm. Ama okula girdiğimizde hiç böyle bir ortamla karşılaşmadık.
Öğrenciler asker gibiydi. Teneffüs saatinde bile alçak bir ses tonuyla konuşarak etrafta geziniyorlardı. Hepsinin yüzünde büyük bir ciddiyet vardı.
Okul müdürüne bir ders gözlemi yapmak istediğimizi söyledim. Adam çok net bir şekilde itiraz edip “Dersleri bölemeyiz” dedi. “Hayırdır, içeride atomu mu parçalıyorlar?” diyecektim ama demedim.
Daha sonra Abbey School’a gittik. Bu okul da 1887 yılında kurulmuş bir kız lisesiydi. Ortam yine benzerdi. Okulun geneline büyük bir ciddiyet hâkimdi. Kütüphanede onlarca kız hiç konuşmadan ders çalışıyorlardı. Okul müdürü ülke genelinde not ortalaması en yüksek öğrencilerin o okuldan çıktığını büyük bir gururla anlattı. Bu okulda da sınıflara giremedik.
Okul müdürüne “İngiltere eğitim broşürlerinde, hep bir parti havası var. Ama burada hiç öyle bir ortam yok” dedim gülerek.
Kadın “O broşürler genelde yabancı öğrenciler için hazırlanıyor. Dışarıdan gelen öğrenciler öyle bir ortam istiyorlar demek ki” dedi. Sonra da “Biz bu okullara zaten pek yabancı öğrenci almıyoruz. Burası Birleşik Krallığın geleceğine önemli insanlar yetiştirmek için var” diye de ekledi.
Kısacası, bazı gelişmiş ülkeler, kendi ülkelerini yönetecek insanları işte böyle ortamlarda yetiştiriyorlar. Ama diğer ülkelerden eğitim için gidenlere bol partili ve bol kahkahalı ortamlar sunuyorlar.
Küreselleşmenin özünde zaten bu var. Dışarıya eğlence ihraç et. Bol bol eğlensinler. Ama sen kendi elit grubunu büyük bir ciddiyetle yetiştir.
Sonra ciddiyetle ve derin tarih bilinciyle yetiştirdiğin bu insanlar, eğlenceyi bir ihtiyaç olarak gören ve geçmişinden kopuk olanları yönetsin.
Onların eğlencesi de bu demek ki !
Salih Uyan