Hatırlayalım: HSYK hükümete bağlandı, Kutsal Cumhuriyet tarihimizin EN REZİL olayı, bugün Suriye bataklığında çarpıştığımız - Habur'a gelen üniformalı teröristler için çadır mahkemesi kurulurken, İstanbul Büyük Şehir Başkanlığına hazırlanan şu anki İçişleri Bakanımız – Ali Yerlikaya o devasa rezalette, orda en yüksek Mülki idare amiri - valiydi.
Aynı adalet düzeni: Mezar evlerle tanınan Hizbullahçılar sokağa salıp, Dünya tarihinde ilk kez Deniz fenerinde sanıkların Tanık - Savcıların sanık yapıldığı, $ balyalarla dolu ayakkabı kutuları aklanıp faiziyle geri ödendiği, 6 yaşında çocukla evlenilebilir diyen serbest bırakılırken ‘’yahu bu sapıklıktır’’ demenin Suç Sayıldığı, ağzını burnunu kıran kafasına tabanca Dayıyan, baltayla tehdit eden kocasına karşı koruma isteyen kadının talebi reddedilince, göğsüne girip sırtından çıkan 26 cmlik Kasap bıçaklarının ‘öldürücü olmadığına’ karar verdi.
İnsan hakları ihlalleri nedeniyle AİHM - Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde en çok yargılanan, en çok tazminat cezasına çarptırılan ülke olduk. Uçan ! halimizden olsa gerek cezaevlerinde 305.000 kişi var. Oysa 12 Eylül darbesinde bile bu sayı 80.000 altında idi ve dünya ‘Hukukun üstünlüğü’ endeksinde 140 ülke arasında 29 küçücük ada - şehir devleri dahil artık 117 sıraya düştük ve sadece 2022 yılında 8 milyon kişi hakkında açılan savcılık soruşturmalarıyla TÜM AVRUPAYI GEÇTİK.
Her haliyle yerlerde sürünen ülkede şu an 12 milyon kişi ‘’şüpheli’’ sıfatıyla soruşturuluyor (bebekler dahil her 8 kişiden biri). Bugüne dek tüm hükümetlerin toplamında 240 cezaevi vardı, AKePe tek başına 170 cezaevi yaptı, 154 tane daha yaptırılıyor. Hatırlayın televizyona çıkıp ‘’Etiler, Cihangir, Nişantaşından sivilleri öldürmeye başlarız diyeni serbest bırakırken, karikatür çizeni tutukluyorlar.
ATALARI BELİRSİZ gürüh, Komşularını katledecek silahların hazır olduğunu, en az 50 kişiyi öldürebileceğini söyleyen iffet yoksunu kadına dokunmuyorlar, fakat modacı Barbaros Şansal'ı apronda linç edip tutukluyorlar. Seçim sonucu istediğimiz gibi çıkmazsa ormanda ağacın dibine gömülü silahlarımızı alıp sokağa çıkarız diyene hoşgörü gösteriyorlar fakat, ömürleri boyunca Türk halkının yüzünü güldüren Metin Akpınar - Müjdat Gezen’i ‘’halkı hükümete karşı silahlı isyana teşvikten !’’ yargılıyorlar. İnsanları domuz bağıyla öldürüp oturma odalarına gömen çağdışı mahlükatı davul zurnayla sokağa salarken, Levent Kırca, Tarık Akan, Genco Erkal, Nuri Kurtcebe, Mehmet Aksoy'u sanık yaptılar. Ahlaksız yalanlarıyla ‘1924 te Çanakkale ve Bursa'da kapatılıp, genelev olarak kullanılan camiler vardı’ diyenleri ‘ifade özgürlüğü’ saydılar, herbiri ASALAK – kadın göbeğine muska yazmaya meraklı - din bezirganı ŞEREFSİZ mahalle hocaların ile mücadele eden, İhsan Eliaçık hocayı tutuklamaya kalkıştılar.
Siyasi yasak getirildiğinde, DİPLOMASIZ hemen AİHM Avrupa İnsan Hakları mahkemesine başvururken, aynı Mahkemenin, Selahattin Demirtaş'ın Osman Kavala'nın ihlal edilmiş kararlarına ‘’bizi bağlamaz’’ zihniyet, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminde aynı zarfta aynı Sandığa atılan 4 oydan üçünü geçerli kabul edip birine sahte dediler. Sivas Madımak otelinde insanları diri diri yakan PİSLİK KATİL için ‘sağlık sorunları var !’ diye serbest bıraktılar, Oksijen maskesiyle nefes alabilen, biberon ile beslenen 90 yaşındaki Orgenelleri hapse attılar.
Her haliyle REZİL olmuş, ülke halini Sedat Peker'in anlattıkları DÜNYA REKORLARI KIRAN videolarda isim isim anlattığı, kokain - karap paracılar, mafyalar, kirli siyasetçilere AHLAKSIZCA hiçbir savcı dokunmazken, şimdi alt kademede tetkik kurul Yargıtay, DÜNYADA İLK KEZ, en çarpık örnek olarak EN ÜST KURUM - Anayasa mahkemeleri üyeleri için suç duyurusunda bulundu.
Can Atalay kim ?
ANAYASA MAHKEMESİ skandalı olarak tarihe geçen bu REZİL olaya konu Can Atalay: Gezi Parkı davasından 18 yıl ceza verilip hapse atılmıştı. Hapisteyken TİP ten aday gösterildi ve seçimi KAZANDI. Yüksek Seçim Kurulu onayladı, Hatay milletvekili seçildi. GUGUK kanunları ile idare edilen ülkede: Anayasa Mahkemesi ‘’bırakılmalı’’ derken, EVLERE ŞENLİK örnekle yargıtay ise BIRAKILMAMALI dedi ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Olay taşeron Yargıtay veya en üst hukuk makamı Anayasa Mahkemesi değil. Meselenin özünde unutturulmak istenen Can Atalay kim ? gerçeği var.
Can Atalay, gözü dönmüşlein para hırsıyla Soma'da katledilen 301 - Şehit madenci ailelerinin, Adana Aladağ - tarikat yurdunda diri diri yakılınca ‘’Katliamın delillerini karartan örgütlü yapıya karşı‘’ gariban kız çocuklarımızın, Cinayetten farksız: Edirne – İstanbul treni Çorlu'da devrilince hayatını kaybeden, yedisi çocuk 25 insanımızın, Sakarya Hendek'te 10 yılda 4. defa patlayan havai fişek fabrikasında ölen 7 işçimiz ve yaralanan 128 insanımızın, ülke talancıları haramilerin tek tük kalan yeşil alanlarımızı yutmasına izin vermeyeceğiz diyerek, Gezi Parkında ….. ücret almadan GÖNÜLLÜ AVUKAT olan Can Atalay suçsuz olduğu halde hapiste tutulması, işte olan devasa çarpıklıkların hepsinin unutturulmaya çalışması içindir.
Hatırlayalım ‘Kabataş başörtülü bacıma saldırdılar’’ diyen tümü ŞEREFSİZ yalancıları türünden haysiyetsizlerce 'Cambaza bak derken' unutturulmaya çalışılan benzeri olaylarda, üzerinde durulması gerek konu: gönüllü milletin hakkını ücretsiz arayan avukat Yahu Can Atalay bir milletvekilinden ibaret değildir. Can Atalay belki şu anda, hepimiz adına Bedel ödüyor ama aslında o hapiste tutulan biziz. Çünkü hepimizin Hakkı hukuku için bugün sahip çıkılmayan Can Atalay için yarın derdi olabilecek hiç kimse ağlamamalı…
Sonra DeMaDiDeMa olmasın ..