Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Recep ERGENÇ
Köşe Yazarı
Recep ERGENÇ
 

Universitesiz olmaz !

      Bir konuyu tartışırken kök soru çok kritiktir. Kök soru yoksa gölge boksu yapılır. Gölge boksu ile antrenman yapılır. Gerçek maç ise sonraya kalır. Ertelenir maç…. Şöyle bir kök soru soruyorum: İkinci Dünya Savaşından yıkık bir ülke olarak çıkan, bugünün güçlü Almanya’sı nasıl kuruldu? Bu sorunun cevabında elbette birden çok parametre var ama benim odağım bir nokta var ve bu soruya cevap ararken akademiye (üniversitelere) odaklanacağım.  Çok genel cümlelerle ifade edebiliriz ki, Hitler faşizminde kaçan Almanya’yı terk eden akademisyenlerin bir kısmı genç Türkiye Cumhuriyetine sığındı; Atatürk kapıları bu akademisyenlere açtı; pek çok üniversite ya da fakültelerin kurulmasını bu göç eden akademisyenler sağladılar. Bu sayede bir çok alanla … Burada suç gençlerde değil, çünkü tüm ilk ve orta öğretim hayatları boyunca sürüye uyum sağlamaları bekleniyor, biraz fazla sorgulayanın kafasına vuran bir el mutlaka oluyor. Böyle olunca da yüksek öğrenime gelen gencin birden sorgulayan bakış açısına sahip olması imkansız. Yani yalnız üniversiteler kusurlu değil. Orta öğrenim, meslek liseleri de kötü durumda. Şu meşhur dünyaca ünlü PİSA test sonuçlarını biliyorsunuz.  Pisa test sonuçlarına göre matematik, fen, ana dilde okuma ve anlamada durumumuz felaket.   Neden? Zor soru değil mi? Tek nefeste kaç sebep sayarsınız? Mesela köy enstitüleri kapatılması, köy okullarının kapatılarak taşımalı eğitime geçilmesi, kaliteli eğitimin ülke geneline yayılamaması, öğretmenin nitel ve nicel eksikliği, öğretmene değer verilmemesi, eğitim politikasının olmaması, eğitimin herhalde 50-60 yıldır siyasal bir araç olarak görülmesi, …. Tamam duralım.  Kalkınmada üniversitelerin rolüne tam burada şöyle bir bakış açısı getirmek istiyorum. Üniversiteler, aynı zamanda eğitmenleri yetiştiren kurumlar. Yani temel fen bilimleri, mühendislik veya iktisadi bilimlerin öneminin yanı sıra, eğitim bilimlerinin çok önemli bir yeri var. Üniversiteler, eğitim politikası oluşturulması için öncü olacak, cesur olacak, eleştirecek, ses çıkaracak, yol gösterecek. Üniversiteler, sorgulayan gençlerin yetişmesi için eğitmen adaylarını cesaretlendirecek, rol modeller yetiştirecek. İnovasyon yapacak gençleri yetiştirecek eğitmenleri kim yetiştiriyor?  Kim onların soru soran, sorgulayan, akademisyenleriyle tartışan gençler olmasını sağlayacak? Şuan üniversitelerde görev alan akademisyenlerimiz, lisans, yüksek lisans, doktora öğrencilerimiz. Lütfen içinde bulunduğumuz şartların zorluğunu görün ve çıkış yolunu kendiniz için değil, ülkeniz için arayın.  Çünkü inovasyon yoksa gerisini saymayın dostlar.   Gelişmiş ülke sınıfına çıkabilmek için, yarınlarımız için üniversitelerin cesur olması gerekiyor. Eğitim sistemi bir bütün, kopuk değildir.   Recep Ergenç

Universitesiz olmaz !

 
 
 

Bir konuyu tartışırken kök soru çok kritiktir. Kök soru yoksa gölge boksu yapılır. Gölge boksu ile antrenman yapılır. Gerçek maç ise sonraya kalır. Ertelenir maç….

Şöyle bir kök soru soruyorum: İkinci Dünya Savaşından yıkık bir ülke olarak çıkan, bugünün güçlü Almanya’sı nasıl kuruldu?

Bu sorunun cevabında elbette birden çok parametre var ama benim odağım bir nokta var ve bu soruya cevap ararken akademiye (üniversitelere) odaklanacağım. 

Çok genel cümlelerle ifade edebiliriz ki, Hitler faşizminde kaçan Almanya’yı terk eden akademisyenlerin bir kısmı genç Türkiye Cumhuriyetine sığındı; Atatürk kapıları bu akademisyenlere açtı; pek çok üniversite ya da fakültelerin kurulmasını bu göç eden akademisyenler sağladılar. Bu sayede bir çok alanla … Burada suç gençlerde değil, çünkü tüm ilk ve orta öğretim hayatları boyunca sürüye uyum sağlamaları bekleniyor, biraz fazla sorgulayanın kafasına vuran bir el mutlaka oluyor.

Böyle olunca da yüksek öğrenime gelen gencin birden sorgulayan bakış açısına sahip olması imkansız.

Yani yalnız üniversiteler kusurlu değil.

Orta öğrenim, meslek liseleri de kötü durumda.

Şu meşhur dünyaca ünlü PİSA test sonuçlarını biliyorsunuz. 

Pisa test sonuçlarına göre matematik, fen, ana dilde okuma ve anlamada durumumuz felaket.

 

Neden?

Zor soru değil mi?

Tek nefeste kaç sebep sayarsınız?

Mesela köy enstitüleri kapatılması, köy okullarının kapatılarak taşımalı eğitime geçilmesi, kaliteli eğitimin ülke geneline yayılamaması, öğretmenin nitel ve nicel eksikliği, öğretmene değer verilmemesi, eğitim politikasının olmaması, eğitimin herhalde 50-60 yıldır siyasal bir araç olarak görülmesi, ….

Tamam duralım. 

Kalkınmada üniversitelerin rolüne tam burada şöyle bir bakış açısı getirmek istiyorum.

Üniversiteler, aynı zamanda eğitmenleri yetiştiren kurumlar. Yani temel fen bilimleri, mühendislik veya iktisadi bilimlerin öneminin yanı sıra, eğitim bilimlerinin çok önemli bir yeri var.

Üniversiteler, eğitim politikası oluşturulması için öncü olacak, cesur olacak, eleştirecek, ses çıkaracak, yol gösterecek.

Üniversiteler, sorgulayan gençlerin yetişmesi için eğitmen adaylarını cesaretlendirecek, rol modeller yetiştirecek.

İnovasyon yapacak gençleri yetiştirecek eğitmenleri kim yetiştiriyor? 

Kim onların soru soran, sorgulayan, akademisyenleriyle tartışan gençler olmasını sağlayacak?

Şuan üniversitelerde görev alan akademisyenlerimiz, lisans, yüksek lisans, doktora öğrencilerimiz. Lütfen içinde bulunduğumuz şartların zorluğunu görün ve çıkış yolunu kendiniz için değil, ülkeniz için arayın. 

Çünkü inovasyon yoksa gerisini saymayın dostlar.  

Gelişmiş ülke sınıfına çıkabilmek için, yarınlarımız için üniversitelerin cesur olması gerekiyor.

Eğitim sistemi bir bütün, kopuk değildir.

 

Recep Ergenç

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort