Emine Erdoğan: Yeni Imelda Marcos mu?
The Embassy - makalesi....
25 Şubat 1986'da, uzun süre Filipinler Devlet Başkanı olan Ferdinand Marcos, bir ABD Hava Kuvvetleri C-130 uçağına binerek ülkesinden Hawaii'ye sürgüne kaçtı. Uçakta, eşi ve uzun süre suç ortağı olan Imelda Marcos ile birlikte neredeyse bir milyar dolar nakit para ve lüks eşyalar vardı. Ancak her şey uçağa sığmadı. Kısa süre sonra, Imelda'nın kocasının kötü yönetimi altında bıraktığı yoksulluk içinde savurgan yaşam tarzını gösteren fotoğraflar ortaya çıktı.
Bugün, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, 21. yüzyılın Imelda Marcos'u olmaya aday görünüyor.
Yirmi yıl önce Erdoğan, büyük ölçüde temiz yönetim vaadiyle iktidara geldi. Bu her zaman bir yanılsamaydı. İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde, yasal maaşı dışında milyonlarca dolar biriktirdi. Başbakanlık görevini devraldığı ve parlamento dokunulmazlığı kazandığı zaman, hakkında halen bir düzineden fazla yolsuzluk suçlaması bulunuyordu. Bugün, Erdoğan'ın Türkiye'yi bir kleptokrasiye (hırsızlar devleti) dönüştürdüğü konusunda hiçbir şüphe yok. Transparency International'ın en son küresel yolsuzluk algı anketine göre Türkiye, Çin, Küba ve Kosova'nın bile altında yer alıyor.
Yolsuzluk A.Ş.
Türkiye'deki yolsuzluk iddiaları büyük ölçüde Erdoğan'ın ailesi etrafında toplanıyor. Erdoğan, bir zamanlar müttefiki olan ve teolog Fethullah Gülen ile arası bozulduktan kısa süre sonra, Gülen hareketine bağlı olduğu iddia edilen kişiler, Erdoğan ile oğlu arasında geçen bir dizi telefon görüşmesini içeren bir ses kaydı sızdırdılar. Bu görüşmelerde, ikilinin aile evlerinde saklanan 1 milyar doları gizlemek için komplo kurduğu iddia ediliyordu. Erdoğan, bu ses kaydının düşmanları tarafından uydurulduğunu iddia etse de Türkiye dışındaki istihbarat servisleri kaydın gerçek olduğunu değerlendirdi.
Yolsuzluk burada da bitmiyor. Daha yakın tarihte, Erdoğan'ın gözetimi altında 128 milyar dolar kayboldu; bu paranın Türkiye'nin çöken para birimini desteklemek için kullanıldığı iddia ediliyor.
Bugün Erdoğan, "kar tanesi başkan" haline geldi. Kendisine eleştirel sorular soran veya kendisini Türkiye'nin kurtarıcısı olarak gösteren imajını delmeye çalışan herkes yıllarca hapisle karşı karşıya kalıyor. Hırsızlık iddialarına yönelik bu kadar tahammülsüz olması, utanç duyduğuna işaret ediyor. Ancak, Imelda Marcos gibi, eşi Emine Erdoğan'ın böyle bir utancı yok.
Emine Erdoğan'ın Sınır Tanımayan Davranışları
Emine Erdoğan’ın, Brüksel'in en lüks mağazalarındaki beş saatlik alışveriş çılgınlığını düşünün; bu süre zarfında güvenlik ekibi, Belçika'nın başkentinin ana yollarında trafik sıkışıklığına neden oldu. Bu alışveriş gezisi, Türkiye'nin para birimi hızla değer kaybederken ve ekonominin büyümesi düşerken gerçekleşti. Varşova'ya kocasıyla yaptığı bir ziyarette ise, Tayyip Erdoğan resmi bir görüşme yaparken Emine Erdoğan antikalar için 44.000 dolar harcadı. Kocasının resmi maaşı aylık 5.000 doların biraz üzerindeyken (Forbes'a göre gerçek kazancı 50 milyon dolara yakın), bu harcamalar şaşırtıcı değil. Birleşik Krallık'ta yayınlanan Daily Mail, Emine Erdoğan'ı bir "alışveriş manyağı" olarak tanımlıyor.
Brüksel ve Varşova’daki davranışları kural değil, istisna niteliğindeydi. Türkiye’de çay kültürü yaygındır. Çoğu Türk için bu, çay evinde birkaç lira veya en fazla günlük birkaç lira anlamına gelir. Ancak Emine Erdoğan, kendisini tutumlu olarak tanımlamasına rağmen, kilosu 800 doları aşan beyaz çaydan hoşlandığını gururla söylüyor ve bu çayı sıradan bir Türk’ün aylık maaşına eşdeğer altın kaplama bardaklarla içiyor. Bu arada, Erdoğanlar, taşra gezileri sırasında veya afet bölgelerini incelerken, konvoylarından ucuz çay poşetleri fırlatıyorlar.
Emine Erdoğan’ın İkiyüzlülüğü
Emine Erdoğan, Erdoğan ailesinin alaycı ikiyüzlülüğünü simgeliyor. Kocası, Fransız mallarına boykot çağrısı yaptıktan kısa bir süre sonra, bir fotoğrafçı Emine Erdoğan’ın yaklaşık 50.000 dolara satılan Fransız Hermes marka bir çanta taşıdığını görüntüledi. Bu çantayı, Reza Zarrab’ın rüşvet şeması kapsamında aldığı iddia ediliyor. İki hafta içinde, ABD Yüksek Mahkemesi, Yabancı Devlet Dokunulmazlık Yasası'nın kapsamını inceleyen Zarrab-Halkbank davasının bir uzantısını ele alacak. Bu davanın sonucundan bağımsız olarak, Emine Erdoğan şimdiden bankaya gülerek gidiyor.
Davranışlarını daha da kötüleştiren, samimiyetsizliği. Erdoğan’ın inşa ettirdiği milyarlarca dolarlık sarayda müftüler ve vaizlerle yaptığı bir toplantıda, Türk medyası içinde, “İsrafı önlemekten, mütevazı yaşamaktan, yeme içmeden doğal kaynakları kullanmaya kadar, İslam bize sürdürülebilir bir yaşamın sınırlarını çizer.” dedi.
Erdoğan imajını İslam üzerine kurdu. "Dindar bir nesil yetiştirmek" vaat etti. Gerçekte ise, İran’daki ayetullahlar ve Irak’taki Şii dini partilerde olduğu gibi, İslam'ı yolsuzlukla ilişkilendirerek yeni bir neslin gözünde lekeledi.
Erdoğan gittiğinde, Türkler kutlayacak. Erdoğan’ın öldürdüğü, işkence ettiği veya haraç aldığı insanların aileleri onun ismini lanetleyecek. Türkiye, ülkeyi yeniden inşa etmeye başladığında, ise elde edilen tüm haksız kazançların geri alınması hayati olacak. Emine, Imelda gibi kaçabilir. Ancak, Imelda gibi, yeni hükümet onun paralarını ve yağmasını elinde tutmasına izin vermemeli. Filipinler, Marcos servetini geri almak için harekete geçti ve birkaç milyar doların geri dönüşünü kazandı. Emine Erdoğan söz konusu olduğunda, post-Erdoğan Türk hükümeti de aynı şekilde hareket etmeli. Belki ancak o zaman Emine Erdoğan ya da herhangi bir Erdoğan, gerçek anlamda tutumluluğun ne olduğunu öğrenir.
Makale yazarı: Dr. Michael Rubin,
Editör olan American Enterprise Institute'da (AEI) kıdemli bir araştırmacıdır. Dr. Rubin, diplomasi, İran tarihi, Arap kültürü, Kürt çalışmaları ve Şii siyaseti gibi konuları inceleyen birçok kitabın yazarı, ortak yazarı ve ortak editörüdür. Bu kitaplar arasında “Seven Pillars: What Really Causes Instability in the Middle East?” (AEI Press, 2019); “Kurdistan Rising” (AEI Press, 2016); “Dancing with the Devil: The Perils of Engaging Rogue Regimes” (Encounter Books, 2014); ve “Eternal Iran: Continuity and Chaos” (Palgrave, 2005) bulunmaktadır.