kadınlar günü
8 Mart 1857 Kadın Katliamı
Kadın ve katliam kelimelerinin aynı cümlede kullanıldığı ilk tarih 8 Mart 1857'dir. Amaçları yalnızca “eşit haklara sahip olmak” ve “insani koşullarda çalışmak” olan ABD'li bir grup kadının yaktığı mücadele ateşi bugün hala yanmaya devam ediyor.
Yaklaşık 40 bin dokuma işçisi kadının bir tekstil fabrikasında başlattıkları grevde çıkan yangında 100'ün üstünde kayıp vermesi, tüm dünya basınında derin yankı uyandırdı. Daha iyi çalışma koşulları istedikleri için grev yaptıkları sırada fabrikada çıkan bir yangın 100'den fazla kadın işçinin hayatını kaybetmesine neden oldu diğer bir değişle grev, facia getirdi.
Dünya kadınlarının seslerini yüksek sesle duyurabilmesi için yakılan ateşin kıvılcımı işte bu acı olaya dayanır. Olayın hemen ertesi günü Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanmadı ancak ilerleyen yıllarda bu olay dünya gündeminden hiç düşmedi.
Dünyada Kadınlar Günü İlk Ne Zaman Kutlandı?
Alman Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin tarafından ilk önerge geldi. Zetkin, ABD'li kadın işçilerin anılması ve dünyada kadının öneminin vurgulanması için 8 Mart'ın Dünya Kadınlar Günü olarak anılmasına dair bir teklifte bulundu. Teklifin oy birliği ile kabul edilmesinin ardından tarihler 1911'i gösterdiğinde artık Dünya Kadınlar Günü yüksek sesle dile getirilmeye başlandı ve1970'lerde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 8 Mart'ı kabul etmesiyle birlikte tüm dünyada Kadınlar Günü anmaları başlamış oldu.
Türkiye'de Dünya Kadınlar Günü
Dünyadaki yankının ülkemizde duyulması da gecikmedi 1921 yılında Türkiye'de ilk kez 8 Mart anıldı ve 1970'li yıllara gelindiğinde artık kutlama boyutuna geçti. Her yıl Mart ayının 8'inde büyük bir coşku ile dünya kadınları anılır ve kadınlara verilen önemin altı defalarca çizilir.
Kadınlara verilen önem ve değer yalnızca 1 günden ibaret olmadı hiçbir zaman; kadın sağlığı, kadın hakları, kadının daha iyi koşullarda yaşaması için çalışmalar hız kesmeden devam etti, devam ediyor.
Kadın haklarını savunmanın, onlara hak ettikleri değeri sunmanın ve eşit şartlarda yaşamaları için imkânlar sağlamanın önemini biliyoruz peki ya sağlıklı yaş almaları için neler yapıyoruz ya da neler yapmalıyız?
İşte bu sorunun yanıtı bizi maddi güvenceye yani sigortaya götürüyor. Her ne kadar onlara iyi bir yaşam sunmaya gayret etsek de hastalıkların önüne geçemeyiz. İşin manevi boyutu için elimiz kolumuz bağlı olabilir ancak maddi anlamda güvence altına almak bizim elimizde.
Nasıl mı? Kadınınızı eş değil EŞİT olarak görmek yeter.