Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Recep ERGENÇ
Köşe Yazarı
Recep ERGENÇ
 

Son roma garnizonu

    Satala 15. Roma Garnizonu Yaşadığımız topraklar gibi Bizi BİZ yapan - Tarihimizi, Geçmişimizi bilmek ŞART ilkesiyle, DOĞA TARİH’ in bu son kültür gezisi Kelkit’in Satala (Sadak) yerleşimine Havva Tosun liderliğinde ve Tarih öğretmeni Esin Saraçoğlu rehberliğinde yapıldı. Satala tarihsel açıdan çok önemli bir yer. Roma’nın doğu sınırının güvenliği için kurulmuş. Roma imparatoru Vetvesanus’ un doğu sınırını Partlar’a ve Sasaniler’e karşı güçlendirmek için kurduğu dört lejyon garnizonundan ayakta kalan tek merkezi.  Tarihi kaynaklara göre, ilçe merkezine 28 kilometre uzaklıkta bulunan ve Roma İmparatorluğu döneminde  kurulan kent, antik dönemde garnizon olarak kullanılmasının yanı sıra Anadolu ve Kapadokya’dan Karadeniz’e geçen askeri yolların birleştiği nokta görevini üstlendi.   Geride ne kaldı? Roma İmparatorluğu’nun stratejik karakol olma görevini üstlenen kentin bulunduğu topraklar tarihte Urartu, Asur, Makedonya, Roma ve Bizans medeniyetlerinin hakimiyetinde kaldı. Roma İmparatorları Trajan ve Hadrian tarafından da ziyaret edilen Satala Antik Kenti’ne, 15. yüzyılda su getirmek için 47 gözlü su kemeri inşa edilmesine rağmen, günümüze sadece bir kemer ayakta kaldı. “ Coğrafya kaderimizdir”demiş büyük bilge İbn-i Haldun……evet çok güzel bir tespit. Bugün Sadak köyünün sokaklarında dolaşırken ,ahır, ev ve bahçe duvarlarının nerdeyse tamamında Satala Garnizonun taşlarının kullanıldığını görebilirsiniz. Çünkü bu bölgeye yıllar sonra gelenler çevrede bulunan yıkıntılardaki taşları ihtiyaçları için çeşitli alanlarda kullanmışlardır.Bölge deprem bölgesi ..istilaların ,işgallerin yoğun yaşandığı bölge ve halk eğitimsiz ve yoksul.Bu yüzden onları kınayamıyoruz.     Sadak köyünün.. Fayansçı Fikri Ustaya Evinin duvarındaki Latince taş bloğun ne anlama geldiğini ve temel duvarındaki blok taşları sordum, cevap çok ilginçti: Ben bu titizlikte ve düzgünlükte yapamam, şeklinde oldu.  Satala’ da kazı çalışmaları çok yeni.  Kazı çalışmaları yeni başlamış. Arkeolojik kazılar için, iğneyle kuyu kazmak deyimi boşuna değildir. Bu bize, kazı çalışmalarının kuyumcu titizliğinde ne kadar titiz yapıldığını gösterir. Satalada’ki kazı çalışmalar onlarca yıl sürebilir. Yine de bazı teknikler kullanılarak üç boyutlu animasyonları, buluntuların da katkısıyla bir yapıya dönüştürülebiliyor.   Yapılan kazı çalışmaları Gümüşhane’ye büyük bir zenginlik kazandıracaktır. Bu antik kent insanlığın ortak mirası olarak gün yüzüne çıkacak ve insanlığın ortak kullanımına sunulacaktır. Bu antik kent  bizim coğrafyamız ve ülkemiz için önemli  bir değerdir. Önce kendi halkımızın ,sonra bütün dünyanın bu zengin geçmişi farkedeceğini ve bu güzel coğrafyayı görebileceğini umut ediyoruz.  Arkeologlar buluntular üzerinden yaptıkları ilk değerlendirmelerde antik Satala kentinde bulunan ayak izleri ile burada erken Bronz Çağına kadar yerleşim alanı olduğunu görmek mümkündür yorumunu yapıyorlar.  Roma İmparatorluğu’nun doğusundaki ayakta kalan tek lejyon kalesinin, ilk kazıda lejyonun Komuta merkezi ve orta Bizans’a tarihlenen yapıya ulaşıldığını ifade ediyorlar. Ülkemizde dört lejyon kalesi var; biri baraj altında, Malatya Battal Gazi yerleşim alanında kaldı. Satala’nın ilerleyen kazı çalışmalarında elde edilecek buluntuların katkısıyla yapılabilecek üç boyutlu tasarımı aracılığıyla Satala’ ya can verildiğinde bölge turizmine büyük katkı vereceği gözüyle bakılıyor. Bu bölgeden çıkarılan eserlerin bir bölümü Erzurum Arkeoloji müzesinde sergilenirdi.Ne yazık ki o müze şu an kapatılmış ve eserler depolarda….bir kısmı da Gümüşhane müzesinin bahçesinde ziyaretçilerini bekliyor.   Tabi oradaki tadilat çabuk biterse.

Son roma garnizonu

 

 

Satala 15. Roma Garnizonu

Yaşadığımız topraklar gibi Bizi BİZ yapan - Tarihimizi, Geçmişimizi bilmek ŞART ilkesiyle, DOĞA TARİH’ in bu son kültür gezisi Kelkit’in Satala (Sadak) yerleşimine Havva Tosun liderliğinde ve Tarih öğretmeni Esin Saraçoğlu rehberliğinde yapıldı.


Satala tarihsel açıdan çok önemli bir yer. Roma’nın doğu sınırının güvenliği için kurulmuş. Roma imparatoru Vetvesanus’ un doğu sınırını Partlar’a ve Sasaniler’e karşı güçlendirmek için kurduğu dört lejyon garnizonundan ayakta kalan tek merkezi.  Tarihi kaynaklara göre, ilçe merkezine 28 kilometre uzaklıkta bulunan ve Roma İmparatorluğu döneminde  kurulan kent, antik dönemde garnizon olarak kullanılmasının yanı sıra Anadolu ve Kapadokya’dan Karadeniz’e geçen askeri yolların birleştiği nokta görevini üstlendi.

 

Geride ne kaldı?

Roma İmparatorluğu’nun stratejik karakol olma görevini üstlenen kentin bulunduğu topraklar tarihte Urartu, Asur, Makedonya, Roma ve Bizans medeniyetlerinin

hakimiyetinde kaldı. Roma İmparatorları Trajan ve Hadrian tarafından da ziyaret edilen Satala Antik Kenti’ne, 15. yüzyılda su getirmek için 47 gözlü su kemeri inşa edilmesine rağmen, günümüze sadece bir kemer ayakta kaldı.

“ Coğrafya kaderimizdir”demiş büyük bilge İbn-i Haldun……evet çok güzel bir tespit. Bugün Sadak köyünün sokaklarında dolaşırken ,ahır, ev ve bahçe duvarlarının nerdeyse tamamında Satala Garnizonun taşlarının kullanıldığını görebilirsiniz. Çünkü bu bölgeye yıllar sonra gelenler çevrede bulunan yıkıntılardaki taşları ihtiyaçları için çeşitli alanlarda kullanmışlardır.Bölge deprem bölgesi ..istilaların ,işgallerin yoğun yaşandığı bölge ve halk eğitimsiz ve yoksul.Bu yüzden onları kınayamıyoruz.
 
 

Sadak köyünün..
Fayansçı Fikri Ustaya Evinin duvarındaki Latince taş bloğun ne anlama geldiğini ve temel duvarındaki blok taşları sordum, cevap çok ilginçti: Ben bu titizlikte ve düzgünlükte yapamam, şeklinde oldu.  Satala’ da kazı çalışmaları çok yeni.  Kazı çalışmaları yeni başlamış. Arkeolojik kazılar için, iğneyle kuyu kazmak deyimi boşuna değildir. Bu bize, kazı çalışmalarının kuyumcu titizliğinde ne kadar titiz yapıldığını gösterir. Satalada’ki kazı çalışmalar onlarca yıl sürebilir. Yine de bazı teknikler kullanılarak üç boyutlu animasyonları, buluntuların da katkısıyla bir yapıya dönüştürülebiliyor.  

Yapılan kazı çalışmaları Gümüşhane’ye büyük bir zenginlik kazandıracaktır. Bu antik kent insanlığın ortak mirası olarak gün yüzüne çıkacak ve insanlığın ortak kullanımına sunulacaktır. Bu antik kent  bizim coğrafyamız ve ülkemiz için önemli  bir değerdir. Önce kendi halkımızın ,sonra bütün dünyanın bu zengin geçmişi farkedeceğini ve bu güzel coğrafyayı görebileceğini umut ediyoruz.

 Arkeologlar buluntular üzerinden yaptıkları ilk değerlendirmelerde antik Satala kentinde bulunan ayak izleri ile burada erken Bronz Çağına kadar yerleşim alanı olduğunu görmek mümkündür yorumunu yapıyorlar.  Roma İmparatorluğu’nun doğusundaki ayakta kalan tek lejyon kalesinin, ilk kazıda lejyonun Komuta merkezi ve orta Bizans’a tarihlenen yapıya ulaşıldığını ifade ediyorlar. Ülkemizde dört lejyon kalesi var; biri baraj altında, Malatya Battal Gazi yerleşim alanında kaldı.


Satala’nın ilerleyen kazı çalışmalarında elde edilecek buluntuların katkısıyla yapılabilecek üç boyutlu tasarımı aracılığıyla Satala’ ya can verildiğinde bölge turizmine büyük katkı vereceği gözüyle bakılıyor. Bu bölgeden çıkarılan eserlerin bir bölümü Erzurum Arkeoloji müzesinde sergilenirdi.Ne yazık ki o müze şu an kapatılmış ve eserler depolarda….bir kısmı da Gümüşhane müzesinin bahçesinde ziyaretçilerini bekliyor.

 

Tabi oradaki tadilat çabuk biterse.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort