Oysa bize kararlılık lâzım
Şeref OĞUZ - 09 Ekim 2023
Ekonomide güvene ihtiyacımız var. Enflasyonla mücadelede bize, başlangıçta güçlü bir giriş lazım. Kaybolan bir güven var. Güvenin tesis edilmesi için kararlılık gereklidir. Biz ise piyasaya “durumu idare ettiğimizi” gösteriyoruz. Kararlılık: “bir rota tutturdum, buzdağını dahi geçerim” diyebilmektir.
Kararlılık; zorlukların ve engellerin üstesinden gelme azmi, başarıyı getiren bir güçtür. İşte bu nedenle, güveni tesis etmek ve kaybedilen güveni geri kazanmak için kararlılık gereklidir. Bu da boğaçhanlık yapmayı gerektirir. Güveni yeniden kazanmak için atılması gereken önemli adım, budur.
KISA VADEDE BÜYÜMEDEN ÖDÜN VERMEDEN BÜYÜYEMEZSİN
Ülke sana kredi açtı ancak sen ürkek adımlarla ilerliyorsun. Hala “Cumhurbaşkanından izin almadan adım atamayız” ayarındasın. Bu adımlarla ancak “ekonomiyi idare” ederiz de yönetemeyiz. İdare etmenin halk içindeki karşılığı; Acun’un “Survivor Türkiye” örneğindeki gibi; adadan atılmamak…
Büyümeden ödün vermeden büyümek, ancak ve ancak orta&uzun vadede geçerlidir. O da diğer pek çok şart aynı kalmak kaydıyla; ikide bir seçim yapmazsın, kamu maliyesini bozacak harcamalar yapmazsın, verimliliği bozacak harcamalar yapmazsın. Popülizm yapmazsın. Kısa vadede illa ki bir ödün vermek gerekecektir.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Büyümede yavaşlama nedir?
Yüzde 2’nin altında büyümek; ekonomide yavaşlamaktır. İşler durur, yatırımlar durur, cirolar düşer. Kârlar yerlere iner, insanlar borçlarını ödeyemez. Üretim azalır, krediler daralır, ithalat mecalin kalmaz, insanların satın alma imkânları geriler.
Biz neden hız keselim?
Hız kesmeliyiz çünkü enflasyonu düşürmek istiyoruz. Dünya bankası Türkiye’nin 2024 yılında büyüme beklentisini %3,5’e indirdi. Yüzde 3,5 büyüme nedir? Söyleyeyim; işsizliktir. Kârsızlıktır. Refahtan ödün vermektir. Hem büyüme hız keser hem de enflasyon yüksek olursa stagflasyon içine gireriz.
not:
KOVALADIKÇA KAÇAN ATEŞ BÖCEĞİM MİSİN?
Enflasyonu düşürmenin bir ön ödemesi vardır. Bunun da bedeli büyümeden ödün vermektir. 2009 yılında %4,5 küçüldük. Birçok iflaslar oldu. Kriz dışardan geldi. Eğer kriz varsa içeriden veya dışarıdan gelmesi fark eder mi? Üretim durdu. Ha fare zehri ile ölmüşsün ha kurşunla ölmüşsün hiç fark etmez.
En az 3 ya da 5 çeyrek Türkiye küçülürse, enflasyonda çözülme koridoruna ancak girilmiş olur.
Güzin ile Baha’nın “Gençlik Başımda Duman” şarkısındaki gibi; “Kovaladıkça kaçan, ateş böceğim misin?” enflasyon da her gün fiyatlar üzerinde etkisini hissettiriyor. Berberimden söyleyeyim. 100 TL idi 120 oldu. 150 oldu. Damacanadan söyleyeyim; 60, 70, 80, 90, 100… İki haftada bir…
Enflasyonla mücadele için bir ateş duvarı çekmeliyiz. Kur Korumalı Mevduat düz duvardı; bloklama yapıldı. Bir kur barajı kurdu. Oysaki şimdi Ateş duvarı oluşturmalıyız. Ateş duvarında dokunursan elin yanar. Nasıl mı? Döviz artmaz; çünkü alacak lira yoktur. Para bankalara park eder. Özkanağı devreye sokmak zorunda kalırsın. İhracata konu mal üretmede zorlanırsın. Kaldı ki enflasyonu kısa sürede ve kolayca çözmeyi sanmak, siyasetçinin biz konfor tuzağında uyuşuk hale gelenleri inanacağı bir illüzyondur. Bu yüzden enflasyon tahminlerimiz; kovaladıkça kaçan ateş böceğine dönüşmüştür.