Hababam Sınıfı’nın Hafize Anası
Adile Naşit’i aramızdan ayrılışı üzerinden 40 yıl geçse de hafızalarımıza kazınan gülüşüyle anıyoruz.
Adile Naşit, 1930 Haziran’ında Komik-i Şehir Naşit Bey ile Ermeni asıllı tiyatro sanatçısı Amelia hanımın kızı olarak dünyaya geldi. Kendisine Adela adı kondu. Sanatçı olarak adı “ Adile “ oldu. Ancak tüm sanat yaşamında Adile Naşit olarak bilindi ve tanındı.
İlk kez 1944 yılında daha 14 yaşında Şehir Tiyatro’sunda sahneye çıktı. Çeşitli oyunlarda ama hiç bir zaman star olmaksızın 11 Yıl görev aldı. Yıllar sonrası onun için “ Sahnede belki fark edilmezdi ama onsuz sahne kurulumazdı” ifadesi kullanılacaktır.
1961 yılında eşi Ziya Keskiner ve ağabeyi Selim Naşit ile birlikte Naşit Tiyatrosu’nu kurdu. 1963’te darülbedayi geleneğinin bitmesi nedeniyle bu tiyatro dağıldı. Adile Naşit bunun üzerine Gazanfer Özcan-Gönül Ülkü Tiyatrosuna geçti.12 yıl bu toplulukta yer aldıktan sonra, Hisseli Harikalar Kumpanyası, Neşe-i Muhabbet, Şen Sazın Bülbülleri adlı müzikallerinde oynadı. Bu oyunlardaki olağandışı doğal haliyle bu tür müzikallerin vazgeçilmez Adile Ablası oldu.
Adile Naşit ‘in çok zengin bir beyaz perde yaşamı oldu. İlk sinemaya başlayışı 1947 yılında Seyfi Hemşehri’nin yönettiği filmdeki rolü oldu.1970’li yıllarda Münir Özkul, Tarık Akan, Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Şener Şen gibi isimlerle Hababam Sınıfı filmlerinde “Hafize Ana” rolünü üstlendi. Bu rolüyle ayrı bir ün kazandı. 1974-75 yıllarında Hababam Sınıfı’nın yanında art arda Salak Milyoner Mavi boncuk, Ah nerede, Şaşkın Damat, Deli misin, filmlerinde rol aldı. 1976’da İşte Hayat filmindeki rolüyle Antalya Film Festivalinde Altın Portakal ödülüyle onurlandırıldı.
1981’de TRT’de Uykudan Önce adıyla çocuklara her gece masallar anlattı. Bu onun 1966’da kalp rahatsızlığı nedeniyle kaybettiği oğlu Ahmet’i anıp, anılarda yaşatmasına aracı oldu.1983 yılında eşini kaybetmesinin ardından Celal İnce ile evlendi.
1987 yılında 57 yaşında bağırsak kanserinden genç yaşta yaşamını yitirdi.
Adile Naşit, ölümünden bu yana 40 yılı aşkın bir süre geçmesine karşılık hayat dolu gülüşüyle hafızalardaki yerini dipdiri koruyor. Ölümünden sonra onun hakkında Sibel Öz “Yeşilçam Yıldız Sinemasında Bir Anti-Yıldız: Adile Naşit “ başlıklı bir uzmanlık tezi yazdı. Tez İletişim Yayınları’ndan 2020 de basıldı ve buradaki “Anti Yıldız “ deyimi çok benimsendi çünkü bu deyim sanatçı Adile Naşit’ i tam tamına yansıtıyordu.
Sıradan bir halk insanı görünüşlü bu büyük sanatçıyı saygıyla anıyorum.
Günün sözü:
Voleybol Kadınlar Milli Takımı’na smokin giyimi çok yakıştı. Dostum Abdullah Kiğılı’yı yaratıcılığı için kutluyorum.