Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Recep ERGENÇ
Köşe Yazarı
Recep ERGENÇ
 

gerçek gazetecilik

      Gazeteciliğin yüz akı: Aluf Benn ve Gidon Levi   BUZDAĞININ DİBİ - Rüştü BOZKURT 19 Ekim 2023   Gazeteciliğe başladığım yıllarda Günaydın’ın Küçükkuyu’daki yazlık kampında tanıştığımız Necati Doğru ile dostluğumuzu yarım yüzyıla çok yaklaşan bir zamandır sürüyor. Cumartesi günü Ayasofya Camii yakınındaki evine gittim. Uzun söyleşimizin bir saniyesini bile ucuzculuğun pençesine düşürmeden, yaşam serüvenlerimizin değişik kesitlerini sorguladık ve toplumumuzu “malumat mahkûmu” yapan sürecin üzerine gidilmesi gerektiği düşüncesinde birleştik.   Bu hafta size “neden malumat mahkûmu” olduğumuzun gerekçelerini anlatmak istiyordum. Eve dönünce “İstanbul’un doğusundaki bitmeyen oyunun” ateş odaklarından biri olan Filistin-İsrail savaşını kimlerin nasıl değerlendirdiğine göz attım. Yazı insanlığı serüvenimin iki kahramanı çıktı karşıma İsrail’deki Haaretz gazetesinin iki büyük insanı: Aluf Benn ve Gidon Levi.   Birisi bana, “Gazetecilikte kendine ‘rol modeli’ seçecek olsan kimi seçerdin?” diye soracak olsa, en küçük tereddüdün gölgesini düşürmeden, Aluf Benn ve Gidon Levi ‘nin adlarını söylerdim. Neden Benn ile Levi’yi rol modeli seçeceğimin gerekçelerini okuyucularla paylaşmak isterim:   1- Yazar olarak Benn ve Levi işlerinin odağına “insanı” yerleştirmiştir. Fukişima’nın uğradığı büyük yıkımın ilk günlerinde Gidon Levi’nin “Fukişima Sevgilim” başlıklı yazısını ağlayarak kaç kez okuduğumu bilemiyorum. Bu iki gazeteci, yaşamı insan odaklı bağlamından koparmadan ve hiçbir düşüncenin, inancın, polemiğin, popülizmin, fanatizmin, önyargının, yerleşik doğrunun, kalıp düşüncenin, kör inancın ve ezberin tuzaklarına düşürmeden işlerini yapıyorlar.   2- Düşüncelerini yazıyla paylaşan, kamu aydını sorumluluğu taşıyan Benn ve Levi’yi zihnimde yücelten özelliklerinden bir başkası da “ilkelerden oluşturdukları kalelerini” büyük bir azimle, “sözlerini dudaktan gözlerini budaktan sakınmadan” savunmaları. Yazılarına küresel ölçekte güven duyulmasının, dünyanın bütün medya araçlarında yer verilmesinin nedeni, ilkeli duruşları ve iç tutarlılıklarını koruma özenleridir.   3- “Düşmanını öğretmen yaparsan kazanırsın; düşmanına benzersen tökezlersin” diyen insanlığın akıl birikiminin ince ipek tülbentlerinde süzerek kristalleştiren ve içselleştiren iki gazeteci Levi ve Benn. Bu iki yazar, bir imparatorluğun çöküşünün, bir yeni devletin kuruluşunun birikimlerine sahip olan İsmet İnönü’nün gençlik liderlerini uyardığı, “ Siyasette haklı haksız yoktur; güçlü ve güçsüz vardır. Güçlü olanlar haklı gibi gözükebilir. Eğıer, güçlü olanlar ilke, kural ve yasalardan kendilerine sınır çizmezlerse, kendi kuvvetleri içinde boğulur. Siyasette bugün ‘hain’ ilan ettikleriniz yarın ‘kahraman’ olabilir. O nedenle, iki binde bir olsa siyasette tamiri imkânsız hata yapmamak gerekir” gerçekliğini bütün benlikleriyle yaşama taşımak için çabalıyorlar.   4- Benn ve Levi, toplumun huzur ve güvenini, refahını artırmaya engel olan “tabulara” karşı yalın kılıç savaşıyorlar. Bu iki insan kendi toplumlarında “aklını bir yerlere emanet edenlerin” düşmanlıklarını göğüsledikleri gibi, insan-odaklı yaşama önem veren yurttaşlarının da, dünyanın herhangi bir yerindeki başka insanların da sevgilerini kazanıyor; çok ciddi desteklerini alıyorlar.   5- Gerçek gazeteci kimlik ve kişiliğine özen gösterdikleri için Benn ve Levi, mesleki yaşamlarını, med-cezir çöpçülüğü yapmadan, yazar ne kadar çok çalışırsa okuyucusuna o kadar değer katar ilkesinden en küçük bir ödün vermeden sürdürüyorlar. Yazdıkları konuların ayrıntılarına inme özenleri gösteriyor; saha sorgulaması yapıyor, olay ya da olguları bağlamından koparmadan yorumluyorlar. Kullandıkları sayısal, görsel ve kavramsal açıklamaların model, metot ve içerik bileşenlerini paylaşıyor, analizlerindenki ehliyet ve liyakatları nedeniyle kendilerine duygulan güvenini büyütüyorlar.   6- İsrail’deki toplumun bir kısmının “kibir ve üstünlük inancını” besleyen içi boşaltılmış “milliyetçilik ve dindarlık” kavramlarına dayalı söylemlerin toplumun uzun dönemli geleceğine vereceği zararları büyük bir cesaretle, bizdeki deyimiyle, “kelle koltukta göğüsleyen” iki meslektaşımız Levi ve Benn.   7- Bir gazetecinin “mesleğinin hakkını vermesi”, okuyucularına “ilham vermesi ve saygı uyandırmasıyla” ölçülür. Bir yazı insanı olarak Benn ve Levi’den ilham almıyor; onların büyük bir cesaretle yürüttükleri bağnazlığa karşı savaşa saygı duymuyorsak, dönüp kendimize ayna tutmalıyız: “Ben kimim, ne yapıyorum, kime ve neye hizmet ediyorum, yaptığım işin bir değeri ve anlamı var mı?”   Bir gazeteci, kahve sohbetlerinde ciddi fikirler yerine sloganları durmadan tekrarlayanlarla benzeşmemelidir. Gazeteci, başkalarının paylaştıklarına yana ve karşı olma tuzağına düşmeyecek kadar objektif olduğu kadar, okuyucunun ufkunu genişletecek düşünceler, gözlemler ve yorumlar katacak kadar da işinin ehli olmalıdır. O zaman Aluf Benn ve Gidon Levi gibi ilham verir ve saygı uyandırır.

gerçek gazetecilik

 

 

 

Gazeteciliğin yüz akı: Aluf Benn ve Gidon Levi

 

BUZDAĞININ DİBİ - Rüştü BOZKURT 19 Ekim 2023

 

Gazeteciliğe başladığım yıllarda Günaydın’ın Küçükkuyu’daki yazlık kampında tanıştığımız Necati Doğru ile dostluğumuzu yarım yüzyıla çok yaklaşan bir zamandır sürüyor. Cumartesi günü Ayasofya Camii yakınındaki evine gittim. Uzun söyleşimizin bir saniyesini bile ucuzculuğun pençesine düşürmeden, yaşam serüvenlerimizin değişik kesitlerini sorguladık ve toplumumuzu “malumat mahkûmu” yapan sürecin üzerine gidilmesi gerektiği düşüncesinde birleştik.

 

Bu hafta size “neden malumat mahkûmu” olduğumuzun gerekçelerini anlatmak istiyordum. Eve dönünce “İstanbul’un doğusundaki bitmeyen oyunun” ateş odaklarından biri olan Filistin-İsrail savaşını kimlerin nasıl değerlendirdiğine göz attım. Yazı insanlığı serüvenimin iki kahramanı çıktı karşıma İsrail’deki Haaretz gazetesinin iki büyük insanı: Aluf Benn ve Gidon Levi.

 

Birisi bana, “Gazetecilikte kendine ‘rol modeli’ seçecek olsan kimi seçerdin?” diye soracak olsa, en küçük tereddüdün gölgesini düşürmeden, Aluf Benn ve Gidon Levi ‘nin adlarını söylerdim. Neden Benn ile Levi’yi rol modeli seçeceğimin gerekçelerini okuyucularla paylaşmak isterim:

 

1- Yazar olarak Benn ve Levi işlerinin odağına “insanı” yerleştirmiştir. Fukişima’nın uğradığı büyük yıkımın ilk günlerinde Gidon Levi’nin “Fukişima Sevgilim” başlıklı yazısını ağlayarak kaç kez okuduğumu bilemiyorum. Bu iki gazeteci, yaşamı insan odaklı bağlamından koparmadan ve hiçbir düşüncenin, inancın, polemiğin, popülizmin, fanatizmin, önyargının, yerleşik doğrunun, kalıp düşüncenin, kör inancın ve ezberin tuzaklarına düşürmeden işlerini yapıyorlar.

 

2- Düşüncelerini yazıyla paylaşan, kamu aydını sorumluluğu taşıyan Benn ve Levi’yi zihnimde yücelten özelliklerinden bir başkası da “ilkelerden oluşturdukları kalelerini” büyük bir azimle, “sözlerini dudaktan gözlerini budaktan sakınmadan” savunmaları. Yazılarına küresel ölçekte güven duyulmasının, dünyanın bütün medya araçlarında yer verilmesinin nedeni, ilkeli duruşları ve iç tutarlılıklarını koruma özenleridir.

 

3- “Düşmanını öğretmen yaparsan kazanırsın; düşmanına benzersen tökezlersin” diyen insanlığın akıl birikiminin ince ipek tülbentlerinde süzerek kristalleştiren ve içselleştiren iki gazeteci Levi ve Benn. Bu iki yazar, bir imparatorluğun çöküşünün, bir yeni devletin kuruluşunun birikimlerine sahip olan İsmet İnönü’nün gençlik liderlerini uyardığı, “ Siyasette haklı haksız yoktur; güçlü ve güçsüz vardır. Güçlü olanlar haklı gibi gözükebilir. Eğıer, güçlü olanlar ilke, kural ve yasalardan kendilerine sınır çizmezlerse, kendi kuvvetleri içinde boğulur. Siyasette bugün ‘hain’ ilan ettikleriniz yarın ‘kahraman’ olabilir. O nedenle, iki binde bir olsa siyasette tamiri imkânsız hata yapmamak gerekir” gerçekliğini bütün benlikleriyle yaşama taşımak için çabalıyorlar.

 

4- Benn ve Levi, toplumun huzur ve güvenini, refahını artırmaya engel olan “tabulara” karşı yalın kılıç savaşıyorlar. Bu iki insan kendi toplumlarında “aklını bir yerlere emanet edenlerin” düşmanlıklarını göğüsledikleri gibi, insan-odaklı yaşama önem veren yurttaşlarının da, dünyanın herhangi bir yerindeki başka insanların da sevgilerini kazanıyor; çok ciddi desteklerini alıyorlar.

 

5- Gerçek gazeteci kimlik ve kişiliğine özen gösterdikleri için Benn ve Levi, mesleki yaşamlarını, med-cezir çöpçülüğü yapmadan, yazar ne kadar çok çalışırsa okuyucusuna o kadar değer katar ilkesinden en küçük bir ödün vermeden sürdürüyorlar. Yazdıkları konuların ayrıntılarına inme özenleri gösteriyor; saha sorgulaması yapıyor, olay ya da olguları bağlamından koparmadan yorumluyorlar. Kullandıkları sayısal, görsel ve kavramsal açıklamaların model, metot ve içerik bileşenlerini paylaşıyor, analizlerindenki ehliyet ve liyakatları nedeniyle kendilerine duygulan güvenini büyütüyorlar.

 

6- İsrail’deki toplumun bir kısmının “kibir ve üstünlük inancını” besleyen içi boşaltılmış “milliyetçilik ve dindarlık” kavramlarına dayalı söylemlerin toplumun uzun dönemli geleceğine vereceği zararları büyük bir cesaretle, bizdeki deyimiyle, “kelle koltukta göğüsleyen” iki meslektaşımız Levi ve Benn.

 

7- Bir gazetecinin “mesleğinin hakkını vermesi”, okuyucularına “ilham vermesi ve saygı uyandırmasıyla” ölçülür. Bir yazı insanı olarak Benn ve Levi’den ilham almıyor; onların büyük bir cesaretle yürüttükleri bağnazlığa karşı savaşa saygı duymuyorsak, dönüp kendimize ayna tutmalıyız: “Ben kimim, ne yapıyorum, kime ve neye hizmet ediyorum, yaptığım işin bir değeri ve anlamı var mı?”

 

Bir gazeteci, kahve sohbetlerinde ciddi fikirler yerine sloganları durmadan tekrarlayanlarla benzeşmemelidir. Gazeteci, başkalarının paylaştıklarına yana ve karşı olma tuzağına düşmeyecek kadar objektif olduğu kadar, okuyucunun ufkunu genişletecek düşünceler, gözlemler ve yorumlar katacak kadar da işinin ehli olmalıdır. O zaman Aluf Benn ve Gidon Levi gibi ilham verir ve saygı uyandırır.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort