Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Qoura Digest
Köşe Yazarı
Qoura Digest
 

TRabzon Laleli benzerliği

    "Bavul Ticareti Gerçeği" Belkide Kutsal Cumhuriyeti ile, hiçbirinin anası ne Türk nede müslüman olmayan osmanlının küllerinden, yeni bir Ulus devlet kurarken tüm dünyaya örnek olan Ülkenin en büyük kaybı AHLAK... Kadınla erkekli Akın Akın geldiler ne buldularsa alıp götürdüler bir döneme damga vurdular kimi can verdi kimi zengin oldu. Türkiye'nin dış ticaretinde bir döneme damga vuran hikaye şortla askeri birlik denetleyen, her davranışıyla görmemiş zavallı bücür - Turgut Özal tarafından hayata geçirilen 24 Ocak kararlarıyla başlamıştı. Türkiye'nin ticarette dışa açılması 80'li yılların başlarında yakın coğrafyamız daki İran Irak ve Körfez ülkelerinde Yankı bulmuş, bu ülkelerden büyük dalgalar halinde turist akını başlamıştı. Cepleri döviz dolu Arap ve Devrim nedeniyle ülkelerinden kaçan İranlı turistler, Beyazıt Eminönü ve Laleli'de yaptıkları alışverişle ilk kez bavul ticareti denilen kavramı hayatımıza sokmuşlardı. 1980'lerin sonuna gelindiğinde dünyanın en büyük ikinci Kutbu Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği çatırdamak altındaki ülkelerin ekonomileri iflas etme durumuna gelmişti, insanlar beslenme ihtiyaçlarını bile olması gerektiği gibi karşılayamıyordu. Bu arada kapılar açılmış çaresizlik içinde bu insanlar - Türkiye'yi Tek çare olarak görmeye başlamıştı, bulabildikleri otobüsler ya da arabalarıyla gelerek Aksaray Laleli bölgesinde ellerindekini satıyor, Buradan da özellikle Tekstil malzemeleri alıp ülkelerine götürüyorlardı. Özellikle Romen Devriminin ardından Türkiye'ye göçte patlama yaşandı Sadece bu ülkeden gelen Akın nedeniyle Kapıkule Sınır Kapısı Felç olmuş yanlarında getirdikleri eşya da gümrük depoları alamaz duruma gelmişti. Çeşit çeşit içkiden canlı hayvana kadar her şeyi satıyorlardı, kardeş ülke olarak adlandırdıkları Türkiye'de aradıkları her şeyi bulabildikleri için çok sevinen ve Burası bizim için Paris diyen bu insanlar kısa süre sonra yenikapıda seyyar satıcı pazarı kurdu. Hatta o dönem rakip olarak gördükleri Polonyalılar arasında şiddetli kavgalar yaşanmaktaydı. Ellerinde satacak bir şeyi olmayanlar ise bedenlerini satmaya başladı işte bu sömürü ticareti bir süre sonra bölgenin fuhuş Merkezi olmasına yol açtı.  Bu işteki tatlı parayı gören mafya devreyi olarak çalıştırılacak kadınlar otobüs filoları ile getiriliyordu. İşte bu durum bir zamanlar İstanbul'un en mutena semtlerinin başında gelen Laleli isminin de kötü şekilde anılmasına neden oldu. Laleli artık yabancı FUHUŞ semti olmuş İstanbul'da Laleli'ye yabancılaştırmıştı. Diğer yandan Sarp Sınır Kapısı da açılmış Bu Kapıdan gelenler de yanlarında getirdikleri elektronik eşyaları hemen TRabzon - Liman yanında kurulu derme çatma pazarda satarken, buradan ucuz tekstil ürünleriyle dolu araçlarıyla memleketlerine dönüyordu. Tıpkı İstanbul – Laleli gibi Bedenini satanlar ise pazarın arkasındaki HER otelde saatliğine oda kiralıyordu.  Tam da bu yıllarda ABD öncülüğünde Irak'a yapılan Körfez Savaşı da Laleli ve Aksaray bölgesinin Ortadoğu'dan gelen hayat kadınlarının adeta istilasına uğramasına neden olmuş özellikle hava karardıktan sonra çok tehlikeli bir bölge haline gelmişti. 1991 Aralık ayında dünya devi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri birliği resmi olarak dağıldı. Tüm dünyada çok büyük bir değişime neden olan bu gelişme Türkiye'yi de çok yakından ilgilendirecek Laleli bölgesine büyük bir Rus akını başlayacaktı. 1992 senesinde Laleli artık deyim yerindeyse tam bir serbest bölge haline gelmişti Ruslar Bulgarlar Polonyalılar Macarlar Romenler ve Orta Asya ile Letonya ve Litvanya gibi Baltık ülkelerinden gelenler, tıpkı bugün kevgir haline gelmiş hudutlarımızdan elini kolunu sallayarak ne idüğü belirsi KAÇAK on milyonlarca suriyeli gibi, hiç vergi ödemeden diledikleri gibi Ticaret yapabiliyordu. Laleli gibi TRabzon’dada artık yollarda yürümenin bile zor olduğu pazarda alenen Kadın dahil - her şey satılıyordu. Bir zamanlar aynı bayrak altında yaşayan farklı ülkelerdeki bu insanlar, yazılı olmayan Bir anlaşmayla İstanbul'un alışveriş bölgelerini aralarında bölüşüyor Yenikapı'da Rumen, Bulgar ve Polonyalılar.  Karaköy'de Ruslar Laleli ve Mahmut Paşa'da ise Litvanyalılar … öbekleme olmuştu.  Yanlarında getirdikleri içki sigara saat dürbün el feneri Çakmak parfüm gibi küçük eşyaları satan bu insanlar, pantolondan tişörte - kadın iç çamaşırından, çoraba kadar ne bulursa alıyor her gün yüzlerce otobüs onlarca uçak ve gemi tıka basa dolup giderken, aslında bundan daha fazlası geliyordu.  Bu Ticaret merkezlerinde artık TL'nin adı bile telaffuz edilmiyordu. Trabzon'da aynen İstanbul gibi olmuştu. Sarp Sınır kapısına yığılan on binlerce kişiye memur yetişmiyor, kapıda kilometrelerce kuyruk oluşturan bu insanlar günlerce sokakta ya da otobüslerde kaldıktan sonra ancak giriş yapabiliyordu.  Trabzon merkezli Karadeniz bölgesinde pastadan pay alırcasına savcı, hakim, polis ve jandarmanın bile kör olduğu seks ticareti ayyuka çıkmış, yaşanan olaylar mecliste iktidar ile muhalefet çok sert tartışmaların yaşanmasına neden olmuştu. Tıpkı haysiyetsiz esnaf gibi ekonomi yönetimi de durumdan çok memnundu. Zira her gün gelen aşırı miktardaki dövizle BOP doğrultusunda Orta Doğuyu parçalayan Körfez Savaşı nedeniyle zora girmiş olan ekonomiye kelimenin tam anlamıyla taze kan pompalanıyor. Bu arada bölgede büyük bir nakit döviz stoğu oluşmuş Tıpkı ortamı bulduğunda üreyen mikroorganizmalar gibi tefecilerin Devri başlamıştı. Kamuoyu bu yeni durum karşısında ikiye bölünmüştü. Tıpkı DÜNYA Narkotik merkezi olduğumuz bu günler gibi bir kısım vatandaşa göre Bunlar züğürt insanlardı ve turizme de ekonomiye de hiçbir katkıları yoktu. Üstelik yapılan ticarette vergi de olmadığı için ülkede bir değer yaratmıyor ZEHİRLİYORDU. Diğer ağırlıklı olarak diniDAR tüccara göre ise bu insanların küçük paralarla oluşturduğu hacim görmezden gelirken, bu konuda en iyi öngörüyü bir yabancı Diplomatlar ‘’Buraya gelen bu Fakir insanları hafife almayın, ticareti 70 yıldan sonra ilk kez sizinle öğrenmeye başladılar. Yarın içlerinden önemli bölümü buraya mutlaka zengin Tüccar ithalat ihracatçı olarak gelecek, bunun sadece bir başlangıç olduğunu anlayın’ diye ikaz etselerde, vurgundan pay kapmak isteyen çoğu mütedeyin güruhtan dinleyen yoktu. 70 sene boyunca hiç böyle bir şey yaşamayan Rus halkı günler akıp giderken umutlarını da yitirmeye başlamıştı. 1993 sonlarına doğru Laleli ve TRabzon’da Rüzgar tersine dönmeye başladı. Gelenlerin önemli bir kısmı Türkiye'de yaşadığı REZİL - kötü tecrübeler nedeniyle ticaret için Çin Pakistan Hindistan gibi ülkelere yöneldi. Oysa son 5 yıldır Türkiye adeta Laleli'ye çalışıyordu, ekonomiye milyarlarca dolarlık katkı sağlayan bölge Mahmut Paşa Tahtakale ve Merter'den sonra, Bursa Adana Antep gibi şehirlerin ekonomisini de canlandırmış, buralardaki küçük işletmeler Neredeyse 24 saat üretim yapar hale gelmişti. Ancak yabancı diplomatların söylediklerinin Aksine, ticaretteki değeri sadece sokaktaki vatandaş değil - siyasi iktidar ve esnafın bir kesimi tarafından anlaşılamamıştı. Böylesi bir potansiyele önem verilmemiş turiste yönelik uygunsuz davranışlar ayyuka çıkmış bölgede Arsız bir Nataşa edebiyatı oluşmuştu. Ayrıca bu insanlar bir kısım esnaf tarafından dolandırılmış, kalitesiz ürün furyası alabildiğini artmıştı. İşte bunu fırsat bilen Avrupalı firmalar Rus televizyonlarına verdikleri reklamlarla Türk mallarını kötüleyen kampanyalar yapmaya başladı, 1994'de gelindiğinde önemli bir kan kaybı yaşayan Laleli – Trabzon, Rusya'daki devalüasyon ve ardından alınan ek navlun kararları başta Bulgaristan ve Romanyadan döviz çıkışını engellemek için, sefer başına $ 1.200 kantar ücreti ve yapılan seferlerin en az yarısının kendi otobüsleriyle yapılması şartı getirmişti. Müşterilerin Laleli'den kaçışına çözüm olarak esnafın önemli bölümü Osman Bey'e taşıyı bavul ticaretinin önemli merkezi haline geldi. Sebep olarak başta piyasayı ele geçiren Güney Doğuluların kötü muamelesi, fiyatların sürekli yükselmesi, müşteriyi kandırma, sarkıntılık tecavüzler, hırsızlık ve ülkeye giriş çıkışlarda alınan rüşvet gibi nedenlerle kendi kendimizi ayağımızdan vurduk. 17 Ocak 1996 günü geldi Trabzon - Soçi seferini yapan Avrasya feribotu, Çeçen Eylemciler tarafından kaçırıldı ve 17 Kasım 1996 $ Milyarca Ticaret hacmine sahip Laleli de bir otelde çıkan yangında, çoğu Ukraynalı 17 kişi can verdi olayda yaşanan ihmaller bir yana daha sonra yetkililerin, tıpkı bugün ‘’daha sıkı denetim getireceğiz !’’ türünden ahlaksız açıklamaları büyük tepki uyandırdı.  1996'da bavul ticaretinden elde edilen $ 10 milyar kayıt dışı geliri IMF'ye kabul ettirerek Merkez Bankası ödemeler dengesine yansıtan ilk ülke oldu. Aklı başında haysiyet sahibi Ekonomistler bavul ticaretinin tehlikeli boyutta Kayıt dışı bir ekonomi yarattığını ve bu ticaretin övünülecek bir şey olmadığını ısrarla söyledi. 1997 de bavul ticaretini kayıt altına almak için çalışmalar yapılmaya başlandı.  Ucube Serbest bölge sistemi ile yabancı ithal ettiği malı yine VERGİSİZ birilerine satabilecekti.  1998'de Laleli ticaret hacmi $ 4 milyar altına gerilerken özellikle Tekstil sektöründe önemli bir kriz yaşanmaya başladı. Büyük çoğunluğu kadınlardan oluşan alıcılar, artık Çin'den Dubai'ye İtalya'dan Kanada'ya kadar alıcı pazarlarını genişletmişlerdi. Türkiye ise 10 yılı aşkın bir süre Laleli yaşananlara sadece taze dövizin cazibesine kapılıp kayıtsız kalmış hiçbir adım atmamıştı. Diğer yandan kendi bindiği dalı kesen Esnafın büyük bölümü kısa zamanda Ferdi zenginliklere ulaşmış Ancak bu ASLA Sürdürülebilir olmamıştı.  17 Ağustos 1998 günü içine düştüğü ekonomik buhrana daha fazla dayanamayan Rusya Federasyonu moratoryum ilan ettiğini duyurunca tüm dünya ekonomilerinde Soğuk duş etkisi yaratan bu haber Laleli için çok büyük panikti ve yüzlerce esnaf feryat ederek devletten yardım isteyecekti. 2000'li yıllara girerken Laleli artık bu kez eski Yugoslavya ülkelerinden birkaç yeni müşteriler geliyor fakat fiyatlar alabildiğine düşüyordu.  1980'lerin başında Türkiye'nin ticarette dışa açılmasıyla başlamış büyük Laleli Bavul ticareti, maalesef aldatmalarla küstürdüğü Batı yerine artık İran ve Körfez ülkelerinden Doğulu ve Afrikadan gelen ucuz turistlerlere ufak çaplı şeyler satmaya mecbur kaldı.  

TRabzon Laleli benzerliği

 

 

"Bavul Ticareti Gerçeği"

Belkide Kutsal Cumhuriyeti ile, hiçbirinin anası ne Türk nede müslüman olmayan osmanlının küllerinden, yeni bir Ulus devlet kurarken tüm dünyaya örnek olan Ülkenin en büyük kaybı AHLAK...

Kadınla erkekli Akın Akın geldiler ne buldularsa alıp götürdüler bir döneme damga vurdular kimi can verdi kimi zengin oldu. Türkiye'nin dış ticaretinde bir döneme damga vuran hikaye şortla askeri birlik denetleyen, her davranışıyla görmemiş zavallı bücür - Turgut Özal tarafından hayata geçirilen 24 Ocak kararlarıyla başlamıştı. Türkiye'nin ticarette dışa açılması 80'li yılların başlarında yakın coğrafyamız daki İran Irak ve Körfez ülkelerinde Yankı bulmuş, bu ülkelerden büyük dalgalar halinde turist akını başlamıştı.

Cepleri döviz dolu Arap ve Devrim nedeniyle ülkelerinden kaçan İranlı turistler, Beyazıt Eminönü ve Laleli'de yaptıkları alışverişle ilk kez bavul ticareti denilen kavramı hayatımıza sokmuşlardı. 1980'lerin sonuna gelindiğinde dünyanın en büyük ikinci Kutbu Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği çatırdamak altındaki ülkelerin ekonomileri iflas etme durumuna gelmişti, insanlar beslenme ihtiyaçlarını bile olması gerektiği gibi karşılayamıyordu.

Bu arada kapılar açılmış çaresizlik içinde bu insanlar - Türkiye'yi Tek çare olarak görmeye başlamıştı, bulabildikleri otobüsler ya da arabalarıyla gelerek Aksaray Laleli bölgesinde ellerindekini satıyor, Buradan da özellikle Tekstil malzemeleri alıp ülkelerine götürüyorlardı. Özellikle Romen Devriminin ardından Türkiye'ye göçte patlama yaşandı Sadece bu ülkeden gelen Akın nedeniyle Kapıkule Sınır Kapısı Felç olmuş yanlarında getirdikleri eşya da gümrük depoları alamaz duruma gelmişti.

Çeşit çeşit içkiden canlı hayvana kadar her şeyi satıyorlardı, kardeş ülke olarak adlandırdıkları Türkiye'de aradıkları her şeyi bulabildikleri için çok sevinen ve Burası bizim için Paris diyen bu insanlar kısa süre sonra yenikapıda seyyar satıcı pazarı kurdu. Hatta o dönem rakip olarak gördükleri Polonyalılar arasında şiddetli kavgalar yaşanmaktaydı.

Ellerinde satacak bir şeyi olmayanlar ise bedenlerini satmaya başladı işte bu sömürü ticareti bir süre sonra bölgenin fuhuş Merkezi olmasına yol açtı.  Bu işteki tatlı parayı gören mafya devreyi olarak çalıştırılacak kadınlar otobüs filoları ile getiriliyordu. İşte bu durum bir zamanlar İstanbul'un en mutena semtlerinin başında gelen Laleli isminin de kötü şekilde anılmasına neden oldu. Laleli artık yabancı FUHUŞ semti olmuş İstanbul'da Laleli'ye yabancılaştırmıştı.

Diğer yandan Sarp Sınır Kapısı da açılmış Bu Kapıdan gelenler de yanlarında getirdikleri elektronik eşyaları hemen TRabzon - Liman yanında kurulu derme çatma pazarda satarken, buradan ucuz tekstil ürünleriyle dolu araçlarıyla memleketlerine dönüyordu. Tıpkı İstanbul – Laleli gibi Bedenini satanlar ise pazarın arkasındaki HER otelde saatliğine oda kiralıyordu

Tam da bu yıllarda ABD öncülüğünde Irak'a yapılan Körfez Savaşı da Laleli ve Aksaray bölgesinin Ortadoğu'dan gelen hayat kadınlarının adeta istilasına uğramasına neden olmuş özellikle hava karardıktan sonra çok tehlikeli bir bölge haline gelmişti. 1991 Aralık ayında dünya devi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri birliği resmi olarak dağıldı. Tüm dünyada çok büyük bir değişime neden olan bu gelişme Türkiye'yi de çok yakından ilgilendirecek Laleli bölgesine büyük bir Rus akını başlayacaktı.

1992 senesinde Laleli artık deyim yerindeyse tam bir serbest bölge haline gelmişti Ruslar Bulgarlar Polonyalılar Macarlar Romenler ve Orta Asya ile Letonya ve Litvanya gibi Baltık ülkelerinden gelenler, tıpkı bugün kevgir haline gelmiş hudutlarımızdan elini kolunu sallayarak ne idüğü belirsi KAÇAK on milyonlarca suriyeli gibi, hiç vergi ödemeden diledikleri gibi Ticaret yapabiliyordu.

Laleli gibi TRabzon’dada artık yollarda yürümenin bile zor olduğu pazarda alenen Kadın dahil - her şey satılıyordu. Bir zamanlar aynı bayrak altında yaşayan farklı ülkelerdeki bu insanlar, yazılı olmayan Bir anlaşmayla İstanbul'un alışveriş bölgelerini aralarında bölüşüyor Yenikapı'da Rumen, Bulgar ve Polonyalılar.  Karaköy'de Ruslar Laleli ve Mahmut Paşa'da ise Litvanyalılar … öbekleme olmuştu. 

Yanlarında getirdikleri içki sigara saat dürbün el feneri Çakmak parfüm gibi küçük eşyaları satan bu insanlar, pantolondan tişörte - kadın iç çamaşırından, çoraba kadar ne bulursa alıyor her gün yüzlerce otobüs onlarca uçak ve gemi tıka basa dolup giderken, aslında bundan daha fazlası geliyordu.  Bu Ticaret merkezlerinde artık TL'nin adı bile telaffuz edilmiyordu.

Trabzon'da aynen İstanbul gibi olmuştu. Sarp Sınır kapısına yığılan on binlerce kişiye memur yetişmiyor, kapıda kilometrelerce kuyruk oluşturan bu insanlar günlerce sokakta ya da otobüslerde kaldıktan sonra ancak giriş yapabiliyordu.  Trabzon merkezli Karadeniz bölgesinde pastadan pay alırcasına savcı, hakim, polis ve jandarmanın bile kör olduğu seks ticareti ayyuka çıkmış, yaşanan olaylar mecliste iktidar ile muhalefet çok sert tartışmaların yaşanmasına neden olmuştu.

Tıpkı haysiyetsiz esnaf gibi ekonomi yönetimi de durumdan çok memnundu. Zira her gün gelen aşırı miktardaki dövizle BOP doğrultusunda Orta Doğuyu parçalayan Körfez Savaşı nedeniyle zora girmiş olan ekonomiye kelimenin tam anlamıyla taze kan pompalanıyor. Bu arada bölgede büyük bir nakit döviz stoğu oluşmuş Tıpkı ortamı bulduğunda üreyen mikroorganizmalar gibi tefecilerin Devri başlamıştı.

Kamuoyu bu yeni durum karşısında ikiye bölünmüştü. Tıpkı DÜNYA Narkotik merkezi olduğumuz bu günler gibi bir kısım vatandaşa göre Bunlar züğürt insanlardı ve turizme de ekonomiye de hiçbir katkıları yoktu. Üstelik yapılan ticarette vergi de olmadığı için ülkede bir değer yaratmıyor ZEHİRLİYORDU.

Diğer ağırlıklı olarak diniDAR tüccara göre ise bu insanların küçük paralarla oluşturduğu hacim görmezden gelirken, bu konuda en iyi öngörüyü bir yabancı Diplomatlar ‘’Buraya gelen bu Fakir insanları hafife almayın, ticareti 70 yıldan sonra ilk kez sizinle öğrenmeye başladılar. Yarın içlerinden önemli bölümü buraya mutlaka zengin Tüccar ithalat ihracatçı olarak gelecek, bunun sadece bir başlangıç olduğunu anlayın’ diye ikaz etselerde, vurgundan pay kapmak isteyen çoğu mütedeyin güruhtan dinleyen yoktu.

70 sene boyunca hiç böyle bir şey yaşamayan Rus halkı günler akıp giderken umutlarını da yitirmeye başlamıştı. 1993 sonlarına doğru Laleli ve TRabzon’da Rüzgar tersine dönmeye başladı. Gelenlerin önemli bir kısmı Türkiye'de yaşadığı REZİL - kötü tecrübeler nedeniyle ticaret için Çin Pakistan Hindistan gibi ülkelere yöneldi. Oysa son 5 yıldır Türkiye adeta Laleli'ye çalışıyordu, ekonomiye milyarlarca dolarlık katkı sağlayan bölge Mahmut Paşa Tahtakale ve Merter'den sonra, Bursa Adana Antep gibi şehirlerin ekonomisini de canlandırmış, buralardaki küçük işletmeler Neredeyse 24 saat üretim yapar hale gelmişti.

Ancak yabancı diplomatların söylediklerinin Aksine, ticaretteki değeri sadece sokaktaki vatandaş değil - siyasi iktidar ve esnafın bir kesimi tarafından anlaşılamamıştı. Böylesi bir potansiyele önem verilmemiş turiste yönelik uygunsuz davranışlar ayyuka çıkmış bölgede Arsız bir Nataşa edebiyatı oluşmuştu. Ayrıca bu insanlar bir kısım esnaf tarafından dolandırılmış, kalitesiz ürün furyası alabildiğini artmıştı.

İşte bunu fırsat bilen Avrupalı firmalar Rus televizyonlarına verdikleri reklamlarla Türk mallarını kötüleyen kampanyalar yapmaya başladı, 1994'de gelindiğinde önemli bir kan kaybı yaşayan Laleli – Trabzon, Rusya'daki devalüasyon ve ardından alınan ek navlun kararları başta Bulgaristan ve Romanyadan döviz çıkışını engellemek için, sefer başına $ 1.200 kantar ücreti ve yapılan seferlerin en az yarısının kendi otobüsleriyle yapılması şartı getirmişti.

Müşterilerin Laleli'den kaçışına çözüm olarak esnafın önemli bölümü Osman Bey'e taşıyı bavul ticaretinin önemli merkezi haline geldi. Sebep olarak başta piyasayı ele geçiren Güney Doğuluların kötü muamelesi, fiyatların sürekli yükselmesi, müşteriyi kandırma, sarkıntılık tecavüzler, hırsızlık ve ülkeye giriş çıkışlarda alınan rüşvet gibi nedenlerle kendi kendimizi ayağımızdan vurduk.

17 Ocak 1996 günü geldi Trabzon - Soçi seferini yapan Avrasya feribotu, Çeçen Eylemciler tarafından kaçırıldı ve 17 Kasım 1996 $ Milyarca Ticaret hacmine sahip Laleli de bir otelde çıkan yangında, çoğu Ukraynalı 17 kişi can verdi olayda yaşanan ihmaller bir yana daha sonra yetkililerin, tıpkı bugün ‘’daha sıkı denetim getireceğiz !’’ türünden ahlaksız açıklamaları büyük tepki uyandırdı.  1996'da bavul ticaretinden elde edilen $ 10 milyar kayıt dışı geliri IMF'ye kabul ettirerek Merkez Bankası ödemeler dengesine yansıtan ilk ülke oldu.

Aklı başında haysiyet sahibi Ekonomistler bavul ticaretinin tehlikeli boyutta Kayıt dışı bir ekonomi yarattığını ve bu ticaretin övünülecek bir şey olmadığını ısrarla söyledi. 1997 de bavul ticaretini kayıt altına almak için çalışmalar yapılmaya başlandı.  Ucube Serbest bölge sistemi ile yabancı ithal ettiği malı yine VERGİSİZ birilerine satabilecekti.  1998'de Laleli ticaret hacmi $ 4 milyar altına gerilerken özellikle Tekstil sektöründe önemli bir kriz yaşanmaya başladı. Büyük çoğunluğu kadınlardan oluşan alıcılar, artık Çin'den Dubai'ye İtalya'dan Kanada'ya kadar alıcı pazarlarını genişletmişlerdi.

Türkiye ise 10 yılı aşkın bir süre Laleli yaşananlara sadece taze dövizin cazibesine kapılıp kayıtsız kalmış hiçbir adım atmamıştı. Diğer yandan kendi bindiği dalı kesen Esnafın büyük bölümü kısa zamanda Ferdi zenginliklere ulaşmış Ancak bu ASLA Sürdürülebilir olmamıştı.  17 Ağustos 1998 günü içine düştüğü ekonomik buhrana daha fazla dayanamayan Rusya Federasyonu moratoryum ilan ettiğini duyurunca tüm dünya ekonomilerinde Soğuk duş etkisi yaratan bu haber Laleli için çok büyük panikti ve yüzlerce esnaf feryat ederek devletten yardım isteyecekti.

2000'li yıllara girerken Laleli artık bu kez eski Yugoslavya ülkelerinden birkaç yeni müşteriler geliyor fakat fiyatlar alabildiğine düşüyordu.  1980'lerin başında Türkiye'nin ticarette dışa açılmasıyla başlamış büyük Laleli Bavul ticareti, maalesef aldatmalarla küstürdüğü Batı yerine artık İran ve Körfez ülkelerinden Doğulu ve Afrikadan gelen ucuz turistlerlere ufak çaplı şeyler satmaya mecbur kaldı.

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort