50.YIL, EFSANE VE DEVRİMCİ TRABZONSPOR   Evet; 1974-2024 dile kolay, devrimin tam 50. yılı. Ne muhteşem bir şey. Hani çok güzel bir bir söz vardır.    Derler ya "Hayat gençlerin gözünden bakıldığında sonsuz bir geleceği, yaşlıların gözünden bakıldığında ise çok kısa bir geçmişi anlatır" diye. Bugün; karşınızda gördüğünüz bu fotoğraf bizim için sadece kısa bir geçmiş !   Tıpkı şairlerin dillendirdiği gibi "Bazı sevdaların nasıl da güçlü sesleri vardır yaşamımızda, eksik ama hiç eksilmeyen''. İşte; hiç eksilmeyen o sevda Trabzonspordur.   1966 da kurulan Trabzonspor altı yıl şampiyonluğa oynasa da mutlu sona bir türlü ulaşamaz. 1972-73 sezonunda PTT ile kıran kırana geçen şampiyonluk yarışını Ankara'daki maçta 1-0 kaybedince hayaller yeniden suya düşer. Ve ben dahil olmak üzere gözyaşları içinde aç, sefil, perişan Trabzon'a geri dönülür.  Maalesef tarih yine tekerrür etmişti.    Ne acıdır ki; çözüm gerçek ile yüzleşmeden bulunmuyor. Gerçek ise onu bulmayı hiç düşünmediğimiz yerde çıkıyor karşımıza.    Fakat; yedi yıllık can yakıcı bir tecrübeden sonra gerçek ile yüzleşilir ve nihayet çözüm bulunur.  Çözüm yenilenmedir. Yani Rönesans! Öyle de oldu ve Trabzonspor o tarihi PTT maçı sonrası kendi rönesansını hayata geçirdi.   Ve o tarihi fotoğrafta gördüğümüz TRabzon orijinli tüm oyuncular nokta atışı ile tespit edilerek ülkenin çeşitli kulüplerinden transfer edildi. Efsane hocamız merhum A. Suat ÖZYAZICI'nın dediği gibi;  "yerlinin de yerlisi" öze dönüş ile yeni bir sistem kuruldu.   Yani; kaybedilen PTT maçı Trabzonspor’un adeta varoluş miladı olmuştu.  İşte ben de o PTT maçından sonra taraftarı olduğum  kocaman sevdam Trabzonspor’da futbolcu olmaya karar. Ve 1973 yılında Trabzonspor genç takımına yazıldım.   Hemen belirteyim; ben sonradan Trabzonsporlu olmadım,  Trabzonsporlu doğdum. Ve tek hedefim vardı. Trabzonspor’u Türkiye'nin en büyüğü yapmak.  Fakat; bizi beklemeden bu fotoğraftaki bu güzel insanlar Başkomutan Ahmet Suat ÖZYAZICI eşliğinde ve bu güzide yönetim ile önce ikinci lig şampiyonluğunu, sonra da Süper Lig Şampiyonluklarını bizlere armağan ettiler. Kendilerine minnettarız!   Bu arada altyapı ile de muhteşem bir köprü kuruldu. Altyapıda ise başka bir efsane isim merhum Özkan SÜMER hocam vardı. Hani "Trabzonspor büyüklerle sevişerek değil, savaşarak büyük olmuştur" diyen, altyapıyı futbolcu fabrikası haline getiren, bizler ve bizler gibi nicelerini A takıma kazandıran Özkan SÜMER.    Peki; Trabzonspor sadece şampiyonluklar mı yaşadı, yaşattı ülkemizdeki, yada yurt dışındaki insanlara.  Tabiiki hayır. Trabzonspor büyük sermaye guruplarının yönettiği İstanbul takımlarının futbol ligleri üzerindeki hegemonyasına son vermiş ve statükoyu yıkarak büyük bir devrim yapmıştır.  Bu mucizeyi de tamamen öz gücüne dayanarak, Trabzon sokaklarında ve mahalle aralarında yetişmiş bu yoksul halk çocuklarıyla elde etmiş, kimsesizlerin kimsesi, sessizlerin sesi, çığlığı olmuştu adeta.    Bakın; Trabzonlu iş insanı, şair, yazar merhum İhap SUBAŞI 1973-77 yılları arasındaki bu dönemi nasıl tasvir ediyor.   "Onlar bir avuç gençti; verdikleri yiğitçe mücadele ile TRabzon'u yarattılar. Onlar bir avuç gençti; dünü yaşayıp hatta yarının temelini attılar.  Onlar bir avuç gençti; yüreklerinde alabildiğine spor tutkusu büyüttüler.  Onlar bir avuç gençti; Karadeniz'li olmanın onurunu yaşayıp ter döktüler. Biliyorlardı ki; insanlar yaşattıkları ile yaşarlar, ölseler bile. Bu yapıt onun için ölümsüzlüğe adanmıştır."   Bir başka Trabzonspor aşığı merhum Kazım KOYUNCU ise; "Trabzonspor bizim için yenilmez bir devdi. Hatta o kadar güçlüydü ki; statükoyu bile yenmişti," diyor. Hem de ne yenmişti. Altı yılda beş şampiyonluk ve bir de ikincilik, ayrıca müzeye sayısız kupalar da armağan ederek. Bugün burada bu büyük zaferin 50. Yılında bunun onurunu hep birlikte yaşıyoruz.   Sonuç olarak; "Geçmiş hakkında ne kadar çok şey bilirseniz, gelecek için o kadar iyi hazırlanırsınız"   Onun için "Bu fotoğraftaki efsaneyi yaratan insanlar ve bir sonraki kuşak, yani bizler  geçmişten çok büyük dersler aldık.    Şunu çok iyi biliyorduk.    "Kişisel başarı hız kazandırır, yol gösterir.  Kolektif başarı yol gösterir tarih yazar."   Ve o tarih 50 yıl önce yazıldı! Nice 50 yıllara... Nice asırlara fırtınam!!!   EFSANENİN DOĞUŞU - HAYATIN KOŞUSU ! --   Afrika atasözünde der ki: Her sabah bir ceylan uyanır Afrika’da. Kafasında bir tek düşünce vardır. En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşabilmek. Yoksa aslana yem olur.   Her sabah bir aslan uyanır Afrika’da. Kafasında bir tek düşünce vardır. En yavaş kosan ceylandan daha hızlı koşabilmek, Yoksa açlıktan ölecektir.   İster aslan olun, ister ceylan olun hiç önemi yok. Yeter ki; güneş doğduğunda koşuyor olmanız gerektiğini, hem de bir önceki günden daha hızlı koşuyor olmanız gerektiğini bilin.   Bir önceki günden daha hızlı koşmak gerekmektedir.   Çünkü eğer aslansanız, ve en yavaş koşan ceylanı bir önceki gün yakalamışsanız... Ve bugün bir ceylan yakalamak niyetindeyseniz... Artık bilmelisiniz ki en yavaş ceylan sizden daha hızlıdır. O halde düne göre hızınızı artırmanız gerekmektedir.   Yok eğer ceylansanız, ve henüz aslana yem olmamışsanız; Hızınızı düne göre mutlaka artırmalısınız, Çünkü sıra size gelmiş olabilir.   Yani… Hayat koşusunda, devam edebilmenin tek şartı var… Dünden daha hızlı olabilmek… Bakın bakalım şimdi kendinize… Ondan, şundan, bundan değil “Dünden” hızlı mısınız? Başarı bu hıza bağlıdır!   Galip Değerli