Kendini eksilterek başkasını tamamlayamazsın
Bir soru ile başlayalım; yemek malzemelerinden neleri çıkardık? Gıda enflasyonu ile yemek yemeye başladığımızdan bu yana menüleri küçülttük, malzemeleri eksilttik yeni bir beslenme rutini belirledik. Zeytinleri bile tane ile satın alır olduk. Yetti mi? Hayır, çünkü gıda enflasyonu çok yüksek.
Taze sebze ve meyvelerin fiyatları neredeyse 2 kat artış gösterdi. Enerji fiyatları %38 arttı. İşlenmiş gıda fiyatları aşağı kalır mı? Yıllık bazdaki bu yüksek artışlar sofraların yiyecek kalitesini dip noktalara çekti. Tarım politikalarımızın yetenekleri, soframızdaki malzemelerin de belirleyicisi ve perişan olduk.
Hane halkı geliri gıda kadar artmıyor
Yer yer gıda fiyatlarından yakınırken marketleri gündeme getirdik. Marketler üzerinden enflasyonu düşüremeyeceğimizin farkındayız oysaki. Enflasyonla mücadeleyi tarlada, fabrikada, değer zincirinde vermemiz gerekirken biz soğan mağarası, market basmayı tercih ettik. Zaptiye yöntemlere daldık.
Aslında bu cennet vatan, kendisi dâhil civar coğrafyasını besleyecek potansiyelde olmasına rağmen, arazi bütünleştirememekten, üreticiyi örgütleyememekten, hal, perakende yasaları güncelleyememekten, girdi fiyatlarını düşürememekten, planlı teknolojik üretimsizlikten bu halde…
İKİ SORU İKİ CEVAP / Kendimizi eksiltmeye dair…
Zorunlu tüketim malları da enflasyondan etkilenir mi?
Enflasyon dokunduğu her alanda erime yaratan bir kezzap gibidir. Ne zorunlu mal dinler, ne hayatın en zaruri ihtiyaçlarını… Her alanda erimeye işaret eder. Sorun şu ki zorunlu tüketim mallarına erişemeyen dar gelirli, çaresizlik girdabına düşer. Hükümetlere düşen, bu girdabı kapatmak olmalı.
Enflasyon için bu dönemde nasıl çözüm getirilebilir?
Enflasyon zorunlu olarak yaşadığınız bir birlikteliğe dönüştüğünde; kalitesiz hayata, refahsız büyümeye, şişen fiyatlara maruz kalırsınız. Enflasyon armut değildir, olgunlaşınca düşmez. Bir bedel ödemek zorundayız. Fakat hükümet bu bedeli sadece dar gelirliye ödetme saplantısından çıkamıyor.
NOT/ Büzülmek (Shiringflation) markalar için çözüm mü?
Tüketiciye gramaj azaltarak, daha küçük paketlerle enflasyona yönelik çözümler yaratan markalar, büzülerek durgunluk etkisini azaltmaya çalışıyor. Bir mutfak sepetinin aynı ürünlerle maliyetini düşürmenin yolu, ürünlerin yarısını almak haline gelmeye başladı. Boğazımızdan kısıyoruz yani…
Alışveriş davranışları değişiyor. Pahalı ürünler için yeni satış politikaları geliştiriliyor. Zira sepetten ilk çıkarılacaklar arasında yer alıyorlar. Bir sepetteki en yüksek fiyatlı ürün olmayı kimse istemiyor artık. Ürünü küçültüp fiyatı artmamış hissettirmek, bir anlamda tüketiciyi aldatmak aslında.
Buna "shrinkflasyon" deniyor. Diğer adıyla büzüşme enflasyonu, bir ürünün fiyatının aynı kalması durumunda, ürünün miktarının ya da kalitesinin azalması anlamına geliyor. Bu durumda, bir ürün için ödenen miktar aynı kalırken, gerçek değeri azalıyor. Bir başka kendimizi eksiltme operasyonu…
Shrinkflation, enflasyon ve üretim maliyetlerinin artması gibi ekonomik faktörlerden etkilenebiliyor ve tüketicilerin ürün için ödediği fiyatın gerçek değerini yanıltmasına neden oluyor. Shrinkflation, marka güven kaybıdır. İtibarı olumsuz etkiler. Maliyettir. Ürün kalitesi düştüğünde rekabet kaybıdır.
Kendini eksilterek başkasını tamamlayabilir misin? Elbette hayır. Şu anda biz kendimizi eksilterek, refahımızdan, boğazımızdan kısıp, kamuyu ve enflasyondan beslenenleri tamamlama külfetindeyiz.