Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Qoura Digest
Köşe Yazarı
Qoura Digest
 

Hakan Fidan kimdir ?

      Av Fuat Turgut “BİR VARMIŞ, BİR YOKMUŞ...”   Bir varmış Bir yokmuş bilin bakalım Kimmiş?!..   Kuzey Irak gibi - şimdide Suriyede - ABD tarafından silahlandırılan TESCİL edilen Kürdistan olayında, Başına $ 10 MİLYON ödül konmuş, TÜRK askerinin katili - TERÖRİST Colaniyi ilk ziyaret eden Neden biz olduk ?    Resmi özgeçmişine göre 1968 Ankara doğumlu. İlçesi belli değil. Anne ve babasının adı belli değil. Aslen nereliler belli değil.   Hangi ilkokulu, orta okulu, liseyi bitirdiği belli değil. Üniversiteye gitmiyor veya gidemiyor, o da belli değil. Hatta sınava girip girmediği de belli değil. 1986 yılında Kara Kuvvetleri Muharebe Okulu’ndan mezun oluyor. Ama, Subay değil ASTSUBAY olabiliyor ancak.   Ama Kara Kuvvetleri Muharebe Okulu’na ne şekilde girdiği de belli değil, orayı nasıl tamamladığı da belli değil. Okul hayatının hiçbir alanına ilişkin bir başarı veya başarısızlık bilgisi elimizde yok. Şimdiye kadar herhangi bir ilkokul, ortaokul, lise, askeriye dahil olmak üzere hiçbir okul arkadaşı ortaya çıkmadı. Bilen yok, gören yok…   Sanki Yok’tan Var olmuș gibi! Astsubay olduktan sonra, tüm hayatı boyunca yükselebileceği en yükse rütbe de belirlenmiş oluyor: Ast subay. Yani çavuşlukla başlayacağı kariyerinin son noktası başçavuşluk. 1986 sonrasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın Dil Okulu’nu tamamlıyor.   Kaç yılda bitirdiği, hangi dereceyle bitirdiği belli değil. Hatta hangi dili öğrendiği de belli değil. Aynı dönemde yine Kara Kuvvetleri Komutanlığı Otomatik Bilgi İşlem Merkezi’nde teknisyen oluyor.   Bu dönemde (1986-2001) arası herhangi bir dönemde -elbette o dönem de belli değil- 3 yıl NATO görevi için Almanya’da bulunuyor. Ne tür bir görev için hangi meziyeti nedeniyle seçildiği belli değil.   NATO’ya o kadar subay varken bir astsubayı neden gönderildiği ise ayrı bir muamma?? Bugüne kadar bu tür görevlere hiç astsubay gönderilmiş mi ayrı bir soru işareti.   Ne oluyorsa oluyor ve orada birden bire zekası açılıyor ve o 3 yıllık dönemde University of Maryland University College’da lisans eğitimi yapıyor. Türkiye’de üniversiteye giremeyen birinin Almanya’da mesai yaparken Amerika’daki bir üniversitede, hem de 3 yılda lisans diploması almasını da elbette büyük bir takdir ve hayranlıkla kaydetmek gerek!   1999’da Türkiye’de Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisans tezini verdiğine göre, 1996’da Türkiye’de olduğunu ve yüksek lisans programına kaydolduğunu tahminen çıkarabiliriz.   Bu arada -ya da hangi arada bilmiyoruz- Hakan Fidan’ın evlendiğini ve 3 çocuğu olduğunu da öğreniyoruz. Elbette eşi kimdir bilmiyoruz. Çocuklarını tanımıyoruz. Bugüne kadar eşini veya çocuklarından birini tanıyan biri de kamuoyuna yansımadı.   2001 yılında askeriyeden astsubay GEDİKLİ ÇAVUŞ rütbesi ile emekli oluyor. Ama daha emekli olmadan 1999’da veya 2000’de ballı bir maaș ile herbiri GENERAL OLAN - OYAK Yönetim Kurulu Üyeliği’ne TARİHTE İLK KEZ -* gedikli çavuş olarak seçiliyor.   Bir astsubay için görülmemiş bir uygulama ve başarı ile! Sivil hayata geçinde İngiltere Krallığına bağlı Avustralya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde danışmanlığa başlıyor. DİKKAT edin!! Türkiye’nin Avustralya elçiliğinde değil!   İngiliz Kraliyetine bağlı Avustralyalıların Fidan’ı nasıl keşfettiğini de, ne meziyeti dolayısıyla danışman atadıklarını da, biz kıt aklımızla bilemiyoruz tabi…   Bülent Arınç’ın Süpermen iddiasını doğrularcasına, 2001-2003 arasında aynı anda Viyana’daki Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) ve Cenevre’deki BM Silahsızlanma Enstitüsü (UNIDIR) ile Londra merkezli Verification Research, Training and Information Center’da (VERTIC) akademik çalışmalarını sürdürüyor. Bu akademik çalışmaların konusunu, yıllarını, süresini, sonucunu da elbette EBEDİ SIR olarak bilmiyoruz.   Sadece öz geçmișinde öyle yazıyor. Doğruluğu aynı Erdoğanın Üniversite Diploması gibi, bilinmiyor!   2003 yılında Abdullah Gül tarafından keşfediliyor ve TİKA Başkanlığı’na atanıyor.   Abdullah Gül’ün bu başçavuşu nerede, nasıl tanıdığı (Veya kimlerin Gül’e tavsiye yada nasıl iKNA ettiğini) elbette bilmiyoruz.   Bu arada 2006 yılında doktorasını da Bilkent’te tamamlıyor. Hem okuyor, hem çalışıyor, hem ev geçindiriyor. Tam bir Türk filmi gibi…   Sonra bu astsubay Başbakanlık Danışmanlığı’na atanıyor, yıl 2007 ve 2008 yılına Türkiye’yi Atom Enerjisi Kurumu’nda temsil ediyor! Fizik okumamış, atom fiziğini elbette bilmiyor, uluslararası ilişkiler de okumamış AMA bu uluslararası sır kurumda Türkiye’yi temsil edecek kadar kendisini geliştirmiş… Takdir etmekten başka ne gelir elden…   2009 yılında Dünya gibi MİT tarihinde İLK KEZ gedikli çavuş olarak Müsteşar Yardımcısı oluyor, 2010’da ise Müsteşar oluyor. 18 i General rütbeli MİT camiasına Müsteşarı olduğunda yaşı henüz 42…   Ama bu 42 yıl boyunca, arkasında tek bir iz bile bırakmadan, hayalet bir adam olarak bence MİT Müsteşarlığını hak ediyor.   Ve sonra … Bilirsiniz, Milli İstihbarat bir ülkenin gözü-kulağıdır. Her diplomatik ve önemli iș öncesi mutlaka İstihbarata da danıșılır. Gedikli çavuş Hakan Fidan Göreve geldiği günden itibaren neler yașandı neler…   - Sonu önceden bilinmesine rağmen, büyük kutlamalarla ölüme gönderilen Mavi Marmara Gemisi bu dönemde oldu. - Ülkemiz Gazzedeki zulümlerden dolayı kavgalı görünürken bile İsrail ile ticaret ve siyasi ilișkisinin rekor seviyeye ulaștığı vede bunu “Dost Ülke“ olarak taçlandırıldığı dönemde de istihbaratta Fidan vardı.   - En güçsüz döneminde olan PKK’nın en renkli günleri o görevdeyken bașlamıștır.   Oslo’da Teröristlerle pazarlıklar yapılmıș ve Çözüm Süreci ile birlikte PKK ülke içinde ve dıșında rahatça gösteri, silah yığınağı ve eleman tedariği yapabilmiștir.   - İktidar AKP'nin ikinci evi İran ile en samimi ilișkiler de bu dönemde bașlar. Bu arada Icerigi bilinmeyen ve ülkeye Milyar dolarlara mal olan antlasmalar da imzalanır.   - Hatta İran kökenli ve Türkiyedeki birçok suikastlerin sorumlusu Selam-Tevhid Örgütü araștırmalarının üstü örtülür, görevli polisler tutuklanır.   - Ülke içinde Bombaların rekor sevide patlayarak yüzlerce insanımızın öldüğü olaylar olurken,   - 2 bin Tır dolusu silah Ortadoğu'ya tașınırken,   - ISiD'liler ülkemizde cirit atarken, yakalanan ISiD'lilerin de hemen bırakıldığı dönemde de o görevdedir.   - "Suriye'ye savaş için bahane lazımsa, ben 4 adam gönderirim oraya, 8 tane füze fırlatırım“ diye teklif edende aynı șahıstır.   - 15 Temmuz 2016 da yașanan sahte Darbeyi, bilmesine rağmen C.Bașkanına haber vermeyen, Emniyeti harekete geçirmeyen, Darbe sırasında kendisine ulașılamayan ve hiçbir șekilde Darbe araștırma komisyonuna ifade vermeyen de Hakan Fidan’dır.   - 40 yıldır tüm iddialara rağmen, en baskıcı idarelerin döneminde dahi , tüm istihbarat ve araștırmalara rağmen birșey bulunmazken, Cemaatin ne kadar korkunç bir Örgüt olduğunun bir günde çözüldüğü dönemde de o vardır.   - O kadar istihbarat basarısızlıgına ragmen görevden alınmamasının nedeni de bilinmemektedir.   Yoksa onu zembille oraya koyanlar mı onun gitmesini istemiyor?   O kadarda fesat düşünmeyin!   Herhangi bir köklü devleti geçtik kabile devletinde bile olamayacak sekilde bir başçavuşun, ülkenin dokunulmaz ikinci adamı (MİT Müsteşarı) yapılması ise, sanırım gizli niyetlerle değil, Türkiye’nin Anadolu’nun bu keşfedilmemiş pırlanta çocuklarını yükseltme ve onlara şans tanıma geleneği ile açıklanmalı.   Tayyip Erdoğan da öyle değil mi? Onun da tüm geçmişi karanlık değil mi? Sır küpü nitelemesi son derece doğru. Tayyip Erdoğan’ın da, Hakan Fidan’ın da, tüm geçmişleri tam bir sır…   Ve akıllı devletler de işte bu geçmişleri sır dolu, kapkaranlık insanları MİT’in başına, olmadı Başbakanlığa, hatta Cumhurbaşkanlığına taşırlar…   Özellikle bizi kıskanan AÇ Almanya başta olmak üzere UÇAN ÜLKE modeli gibi Dünyaya model olduk. Sır modeli        

Hakan Fidan kimdir ?

 

 

 
Av Fuat Turgut
“BİR VARMIŞ, BİR YOKMUŞ...”
 
Bir varmış Bir yokmuş bilin bakalım Kimmiş?!..
 
Kuzey Irak gibi - şimdide Suriyede - ABD tarafından silahlandırılan TESCİL edilen Kürdistan olayında, Başına $ 10 MİLYON ödül konmuş, TÜRK askerinin katili - TERÖRİST Colaniyi ilk ziyaret eden Neden biz olduk ? 
 
Resmi özgeçmişine göre 1968 Ankara doğumlu. İlçesi belli değil. Anne ve babasının adı belli değil. Aslen nereliler belli değil.
 
Hangi ilkokulu, orta okulu, liseyi bitirdiği belli değil. Üniversiteye gitmiyor veya gidemiyor, o da belli değil. Hatta sınava girip girmediği de belli değil. 1986 yılında Kara Kuvvetleri Muharebe Okulu’ndan mezun oluyor. Ama, Subay değil ASTSUBAY olabiliyor ancak.
 
Ama Kara Kuvvetleri Muharebe Okulu’na ne şekilde girdiği de belli değil, orayı nasıl tamamladığı da belli değil. Okul hayatının hiçbir alanına ilişkin bir başarı veya başarısızlık bilgisi elimizde yok. Şimdiye kadar herhangi bir ilkokul, ortaokul, lise, askeriye dahil olmak üzere hiçbir okul arkadaşı ortaya çıkmadı.
Bilen yok, gören yok…
 
Sanki Yok’tan Var olmuș gibi!
Astsubay olduktan sonra, tüm hayatı boyunca yükselebileceği en yükse rütbe de belirlenmiş oluyor: Ast subay. Yani çavuşlukla başlayacağı kariyerinin son noktası başçavuşluk. 1986 sonrasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın Dil Okulu’nu tamamlıyor.
 
Kaç yılda bitirdiği, hangi dereceyle bitirdiği belli değil. Hatta hangi dili öğrendiği de belli değil. Aynı dönemde yine Kara Kuvvetleri Komutanlığı Otomatik Bilgi İşlem Merkezi’nde teknisyen oluyor.
 
Bu dönemde (1986-2001) arası herhangi bir dönemde -elbette o dönem de belli değil- 3 yıl NATO görevi için Almanya’da bulunuyor.
Ne tür bir görev için hangi meziyeti nedeniyle seçildiği belli değil.
 
NATO’ya o kadar subay varken bir astsubayı neden gönderildiği ise ayrı bir muamma?? Bugüne kadar bu tür görevlere hiç astsubay gönderilmiş mi ayrı bir soru işareti.
 
Ne oluyorsa oluyor ve orada birden bire zekası açılıyor ve o 3 yıllık dönemde University of Maryland University College’da lisans eğitimi yapıyor.
Türkiye’de üniversiteye giremeyen birinin Almanya’da mesai yaparken Amerika’daki bir üniversitede, hem de 3 yılda lisans diploması almasını da elbette büyük bir takdir ve hayranlıkla kaydetmek gerek!
 
1999’da Türkiye’de Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisans tezini verdiğine göre, 1996’da Türkiye’de olduğunu ve yüksek lisans programına kaydolduğunu tahminen çıkarabiliriz.
 
Bu arada -ya da hangi arada bilmiyoruz- Hakan Fidan’ın evlendiğini ve 3 çocuğu olduğunu da öğreniyoruz.
Elbette eşi kimdir bilmiyoruz. Çocuklarını tanımıyoruz.
Bugüne kadar eşini veya çocuklarından birini tanıyan biri de kamuoyuna yansımadı.
 
2001 yılında askeriyeden astsubay GEDİKLİ ÇAVUŞ rütbesi ile emekli oluyor. Ama daha emekli olmadan 1999’da veya 2000’de ballı bir maaș ile herbiri GENERAL OLAN - OYAK Yönetim Kurulu Üyeliği’ne TARİHTE İLK KEZ -* gedikli çavuş olarak seçiliyor.
 
Bir astsubay için görülmemiş bir uygulama ve başarı ile!
Sivil hayata geçinde İngiltere Krallığına bağlı Avustralya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde danışmanlığa başlıyor.
DİKKAT edin!! Türkiye’nin Avustralya elçiliğinde değil!
 
İngiliz Kraliyetine bağlı Avustralyalıların Fidan’ı nasıl keşfettiğini de, ne meziyeti dolayısıyla danışman atadıklarını da, biz kıt aklımızla bilemiyoruz tabi…
 
Bülent Arınç’ın Süpermen iddiasını doğrularcasına, 2001-2003 arasında aynı anda Viyana’daki Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) ve Cenevre’deki BM Silahsızlanma Enstitüsü (UNIDIR) ile Londra merkezli Verification Research, Training and Information Center’da (VERTIC) akademik çalışmalarını sürdürüyor.
Bu akademik çalışmaların konusunu, yıllarını, süresini, sonucunu da elbette EBEDİ SIR olarak bilmiyoruz.
 
Sadece öz geçmișinde öyle yazıyor. Doğruluğu aynı Erdoğanın Üniversite Diploması gibi, bilinmiyor!
 
2003 yılında Abdullah Gül tarafından keşfediliyor ve TİKA Başkanlığı’na atanıyor.
 
Abdullah Gül’ün bu başçavuşu nerede, nasıl tanıdığı (Veya kimlerin Gül’e tavsiye yada nasıl iKNA ettiğini) elbette bilmiyoruz.
 
Bu arada 2006 yılında doktorasını da Bilkent’te tamamlıyor.
Hem okuyor, hem çalışıyor, hem ev geçindiriyor.
Tam bir Türk filmi gibi…
 
Sonra bu astsubay Başbakanlık Danışmanlığı’na atanıyor, yıl 2007 ve 2008 yılına Türkiye’yi Atom Enerjisi Kurumu’nda temsil ediyor!
Fizik okumamış, atom fiziğini elbette bilmiyor, uluslararası ilişkiler de okumamış AMA bu uluslararası sır kurumda Türkiye’yi temsil edecek kadar kendisini geliştirmiş…
Takdir etmekten başka ne gelir elden…
 
2009 yılında Dünya gibi MİT tarihinde İLK KEZ gedikli çavuş olarak Müsteşar Yardımcısı oluyor, 2010’da ise Müsteşar oluyor.
18 i General rütbeli MİT camiasına Müsteşarı olduğunda yaşı henüz 42…
 
Ama bu 42 yıl boyunca, arkasında tek bir iz bile bırakmadan, hayalet bir adam olarak bence MİT Müsteşarlığını hak ediyor.
 
Ve sonra …
Bilirsiniz, Milli İstihbarat bir ülkenin gözü-kulağıdır. Her diplomatik ve önemli iș öncesi mutlaka İstihbarata da danıșılır.
Gedikli çavuş Hakan Fidan Göreve geldiği günden itibaren neler yașandı neler…
 
- Sonu önceden bilinmesine rağmen, büyük kutlamalarla ölüme gönderilen Mavi Marmara Gemisi bu dönemde oldu.
- Ülkemiz Gazzedeki zulümlerden dolayı kavgalı görünürken bile İsrail ile ticaret ve siyasi ilișkisinin rekor seviyeye ulaștığı vede bunu “Dost Ülke“ olarak taçlandırıldığı dönemde de istihbaratta Fidan vardı.
 
- En güçsüz döneminde olan PKK’nın en renkli günleri o görevdeyken bașlamıștır.
 
Oslo’da Teröristlerle pazarlıklar yapılmıș ve Çözüm Süreci ile birlikte PKK ülke içinde ve dıșında rahatça gösteri, silah yığınağı ve eleman tedariği yapabilmiștir.
 
- İktidar AKP'nin ikinci evi İran ile en samimi ilișkiler de bu dönemde bașlar. Bu arada Icerigi bilinmeyen ve ülkeye Milyar dolarlara mal olan antlasmalar da imzalanır.
 
- Hatta İran kökenli ve Türkiyedeki birçok suikastlerin sorumlusu Selam-Tevhid Örgütü araștırmalarının üstü örtülür, görevli polisler tutuklanır.
 
- Ülke içinde Bombaların rekor sevide patlayarak yüzlerce insanımızın öldüğü olaylar olurken,
 
- 2 bin Tır dolusu silah Ortadoğu'ya tașınırken,
 
- ISiD'liler ülkemizde cirit atarken, yakalanan ISiD'lilerin de hemen bırakıldığı dönemde de o görevdedir.
 
- "Suriye'ye savaş için bahane lazımsa, ben 4 adam gönderirim oraya, 8 tane füze fırlatırım“ diye teklif edende aynı șahıstır.
 
- 15 Temmuz 2016 da yașanan sahte Darbeyi, bilmesine rağmen C.Bașkanına haber vermeyen, Emniyeti harekete geçirmeyen, Darbe sırasında kendisine ulașılamayan ve hiçbir șekilde Darbe araștırma komisyonuna ifade vermeyen de Hakan Fidan’dır.
 
- 40 yıldır tüm iddialara rağmen, en baskıcı idarelerin döneminde dahi , tüm istihbarat ve araștırmalara rağmen birșey bulunmazken, Cemaatin ne kadar korkunç bir Örgüt olduğunun bir günde çözüldüğü dönemde de o vardır.
 
- O kadar istihbarat basarısızlıgına ragmen görevden alınmamasının nedeni de bilinmemektedir.
 
Yoksa onu zembille oraya koyanlar mı onun gitmesini istemiyor?
 
O kadarda fesat düşünmeyin!
 
Herhangi bir köklü devleti geçtik kabile devletinde bile olamayacak sekilde bir başçavuşun, ülkenin dokunulmaz ikinci adamı (MİT Müsteşarı) yapılması ise, sanırım gizli niyetlerle değil, Türkiye’nin Anadolu’nun bu keşfedilmemiş pırlanta çocuklarını yükseltme ve onlara şans tanıma geleneği ile açıklanmalı.
 
Tayyip Erdoğan da öyle değil mi? Onun da tüm geçmişi karanlık değil mi? Sır küpü nitelemesi son derece doğru. Tayyip Erdoğan’ın da, Hakan Fidan’ın da, tüm geçmişleri tam bir sır…
 
Ve akıllı devletler de işte bu geçmişleri sır dolu, kapkaranlık insanları MİT’in başına, olmadı Başbakanlığa, hatta Cumhurbaşkanlığına taşırlar…
 
Özellikle bizi kıskanan AÇ Almanya başta olmak üzere UÇAN ÜLKE modeli gibi Dünyaya model olduk. Sır modeli

 

 
 
 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.