Ilgi cekici bir ozet: " Tam 100 yıl önce bugün, 15 Haziran 1923’te, henüz ne cumhuriyet ne de Cumhuriyet Halk Fırkası varken Darülfunun'da düzenlenen bir konferansın arkasından Nezihe Muhiddin'in başkanlığında "Kadınlar Halk Fırkası" kuruldu. Vakit gazetesinde yayımlanan parti programına göre, kadınların siyasi hakların yanında eğitim, iş hayatına katılma, savaş durumunda askerlik yapma gibi talepleri de vardı.
Ancak hükümetten uzun süre ses çıkmamıştı. 8 ay sonra Dahiliye Vekaleti’nin fırkanın kurulmasına izin vermediğini bildirmesi ise soğuk duş etkisi yaratmıştı. Bir görüşe göre, kadınlar seçim hakkına sahip olmadığına göre parti de kuramazlardı. Bunun üzerine 7 Şubat 1924’te Kadınlar Birliği kuruldu. Yunus Nadi’nin başını çektiği gazeteciler, o sıralarda Nezihe Muhiddin’i ve Kadınlar Birliği’ni eleştiriyor, “Kadınlar Meclis’e girip manto modasını tartışacaklar” diye alay ediyorlardı. Ancak Nezihe Muhittin, Ulviye Mevlan, Mükerrem Belkıs gibi Türk süfrajetleri, kuruluşuna izin verilmeyen Kadınlar Halk Fırkası ve ardından Türk Kadınlar Birliği’yle kadını, entelektüel erkek sohbetlerinin sembolik nesnesi olmanın ötesinde siyasi bir aktör olarak ortaya çıkarmayı başardı.
Türk kadınları, bilindiği gibi 1930’da belediye seçimlerinde seçme hakkını, 5 Aralık 1934’te de milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını elde etti. 8 Şubat 1935’de ilk defa meclis seçimlerine katılan kadınlar, 18 sandalye elde etti ve eşit vatandaşlık haklarına birçok Batılı ülkeden (örneğin Fransa’dan) önce ulaştılar. Ancak Meclis’e giren isimler “müfrit” (aşırı) olmayan kadınlar arasından seçilmişti. Ve bu tarihten sonra bağımsız kadın hareketi de yarım asır sürecek bir uykuya dalmıştı. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Meclis’te kadın oranı %5’i bile bulmadı. 1935’te %4.5 olan kadın milletvekili oranı, sonraki seçimlerde azalış gösterdi, 2007’ye kadar bu oran aşılamadı.
Nezihe Muhiddin ise 1927’de birlikten ihraç edildi, 1930’da birlik “artık kadının bütün haklarını elde ettiği” gerekçesiyle kendi kendini feshetti. Nezihe Muhiddin, unutulmuş ve hayalkırıklığına uğramış bir öncü olarak 1958’de bir akıl hastanesinde öldü.
Türk süfrajetlerinin hikayesini bu ay #tarih'in "Bardağın yarısı dolu, devam" başlıklı kapak dosyasında (https://tarihdergi.us7.list-manage.com/track/click?u=39401bfb9bee0834772820a02&id=d34b6eae84&e=c302bd3537) okuyabilirsiniz.
Nezihe Muhiddin, nihayet gayesine ulaşıp kadınların seçme ve seçilme hakkını kazandığı günü gördüğünde karşılaştığı saldırılar nedeniyle hareketten uzaklaştırılmıştı. Yüksek ihtimalle 11 Nisan 1930’da Sultanahmet Meydanı’nda kadınların seçme ve seçilme hakkını kutladığı mitingde çekilen bu fotoğrafta onu bu yüzden göremiyoruz."
Kitap seçimi