Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Osman Çavuşoğlu
Köşe Yazarı
Osman Çavuşoğlu
 

katolik katil kuyucu murat

  Türk Kasabı Devşirme Paşa ve Anadolu topraklarına yayılan kan kokusu 19 kardeşini ve oğlunu öldürten 3. Mehmet hanedan ailesinin hanesine adeta kanla yazılmıştı. Onlarca çocuk ve kadının kanı eline bulaşmıştı. Saray çok büyük bir travma atlatmıştı. Öyle ki 3. Mehmet öldüğünde oğlu ve yeni padişah olan 1. Ahmet, babasının cenazesine katılmayı dahi reddedecekti. 14. Osmanlı hükümdarı 1. Ahmet, 14 yaşında tahta çıktı… Sancak tecrübesi yoktu. Tahta çıktığında sünnet dahi olmamıştı. Sultan’ın sünnetini, meşhur Cerrah Mehmet Paşa yapacaktı. Paşanın adı, İstanbul’daki ünlü Cerrahpaşa semtine verilecekti. Annesi - Yunan/Rum asıllı Helen adlı - Handan Sultan’ idi… Ağabeyi Şehzade Mahmut babası tarafından boğdurulduğu için babası öldüğünde taht ona kalmıştı. Aynı gün biat töreni yapıldıktan sonra 3. Mehmet'in tabutu, cenaze namazı kılınmak üzere Ayasofya'ya götürüldü. 1. Ahmet cenazeye katılmadı. Bu davranıştan ötürü herkes şaşkındı. Padişah yokken cenaze namazını nasıl kılacaklarını bilemediler. Şeyhülislâm Ebü'l Meyamin Mustafa Efendi Saray’a haber yollayıp, yeni hükümdarı cemaate davet etti. Ama gelen cevap manidardı… Yeni hükümdar, kardeşlerini taht için boğdurtan babasının cenaze törenine katılmayacaktı. Şeyhülislamın, babasının cenaze namazını kılmak için yaptığı daveti şu sözlerle geri çevirdi: "Taht sahibi olmak için 19 kardeşini ve bir oğlunu öldüren adam babam da olsa katildir. Ben katil bir adamın cenaze namazını kılmam.Varın siz kılın ve defnedin" Öyle ki; babasının bu zalimliği, ünlü İngiliz yazar Shakespeare’nin 4. Henry adlı oyununda da konu edilmişti. Çocuk yaşta maruz kaldığı ağır travmanın etkisiyle 1. Ahmet’in ilk işi Fatih Sultan Mehmet’in koyduğu “Kardeş Katli” yasasını kaldırmak oldu. Ama Anadolu topraklarında akan kan 1. Ahmet döneminde de durulmayacaktı. 16. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı devleti; sosyal, ekonomik ve askeri alanda sorunlar yaşamaya başlamıştı. Sadece Türk köylüsüne yüklenen yeni vergiler, uzun süren savaşlar ve yeniçerilerin halka karşı yapmış oldukları zorbalıklar milleti zor durumda bırakıyordu. Bir de bunun üzerine devletin mevcut toprak sistemi üzerinde çiftçilerin aleyhinde yaptığı köklü değişiklikler ile savaşlardan kaçan askerlerin Anadolu’da saklanarak eşkıyalık yapmaları eklenince, isyanların çıkması kaçınılmaz olmuştu. Zaten Osmanlı, en küçük rütbeden veziriazamlığa kadar bütün rütbeleri padişahlar gibi artık hiçbiri Türk olmayan, devşirmeye vermiştir, ana politikaları buydu. Anadolu Türk’ü sadece askere alınmış, sonu gelmez savaşlarda acımasızca harcanmıştır. Ön hatlara ‘azaplar’ adı altında konmuş halk, düşmanın ilk darbesine maruz kalıyor, yorulan düşmanı da arkadaki devşirme yeniçeriler yok ediyordu. Anadolu halkı, padişahların ve onların devşirme paşalarının ağır vergileri ve zulmü altında inlemekteydi. Saray halkı ihtişam içinde yaşam sürerken, Anadolu insanı açtır, elindeki her şeyi devletin devşirme açgözlü memuruna vergi adı altında kaptırmaktaydı.   Bunu en güzel izah eden Prof. Celal Şengör:  “Bakın Anadolu şunu unutuyor. Osmanlı bir Balkan devletiydi. Anadolu da bir Osmanlı sömürgesiydi bunu hiç kimse unutmasın. Osmanlı İmparatorluğu'nun kalbi Balkanlar'dı. Osmanlı'nın konuştuğu dil Balkan diliydi. Balkanlar kaybedilince Osmanlı aklını kaybetti.” Anadolu halkı da bir sömürge hayatı yaşıyordu. Millet Anadolu’da açlıktan isyan ederken, 1. Ahmet, İstanbul’da adıyla anılacak olan büyük bir camii inşa ettiriyordu. Tıpkı bugün ekonomik sıkıntılı dönemde olduğu gibi, böyle sancılı bir dönemde böylesine büyük bir yapının devlete ne kadar pahalıya patlamış olduğunu hayal edebilirsiniz. Üstelik bu caminin savaş ganimetlerinden değil, aynen bugün olduğu şekilde halktan toplanan vergilerle devletin hazinesindeki para ile yapıldığı bilinmektedir. Bu da halkın tepkisine sebep olmuştu. Evliya Çelebi’nin kaynaklardaki anlatışına göre, Sultan Ahmet Camii içerisinde bulunan avizeler neredeyse100 Mısır hazinesi kadar değerlidir. Rivayetlere göre Sultan 1. Ahmet, vaktinde kendisine gelen değerli hediyeleri bu camii mimarisine dâhil etmiştir. Anadolu kan ağlıyordu. O dönem çıkan isyanlara Celali İsyanları dendi. Anadolu’yu kasıp kavuran bu isyanlar, adını Bozoklu (Yozgat) Şeyh Celal’den almıştı. Bu isyanlar çoğunlukla ekonomik ve yönetimsel bozukluktan ileri gelir.    Sultan I. Ahmet, kendisine çok güvendiği Kuyucu Murat Paşa’yı sadrazam yapmış, Anadolu’daki ayaklanmaları bastırma görevini de ona vermişti. Murat Paşa, Hırvat asıllı katolik Bosnalıdır. Devşirme olarak Enderun mektebine girmiş, oradan çıkmasından sonra çeşitli saray ve devlet hizmetlerinde bulunmuştur.  1. Ahmed döneminde 11 Aralık 1606 – 5 Ağustos 1611 arasında sadrazamlık yapmıştır. Murat Paşa, isyanın ancak şiddet yolu ile önlenebileceğini düşünüyordu. Ordusu ile beraber Anadolu yollarına düştü ve meşhur Türkmen avı başladı… Önüne çıkan irili ufaklı tüm çeteleri haklıyor, canlı yakalananların sorgusuz sualsiz boyunlarını vurduruyordu. Binlerce ceset Paşanın kazdırdığı kuyulara dolduruluyor. Anadolu toprakları adeta kan kokuyordu. Tesadüfen Celali isyancılarının yanında bulunmak bile onun için bir ölüm sebebiydi. “Kuyucu” lakabını öldürttüğü Celali isyancılarının ve onların destekçilerini ölü ve diri derin kuyulara gömdürmesi nedeni ile almıştır. Yıllarca Anadolu’da öldürttüğü kişilerin kellelerinden yaptırdığı piramitler bir korku hikâyesi olarak anlatıldı. Çok soğukkanlı, çok gaddar ve amansız olduğu bilinmektedir.   Yaşa başa bakmadan; erkek, kadın, Anadolu’da öldürttüğü Türk - alevilerin sayısının 30.000 ila 60.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir. 4 yıl boyunca Anadolu’da devam eden bu katliamda bazı rivayetlere göre öldürülen Türk sayısı 140 binlere dayanmaktadır. Tarihçi Naima’nın anlatımına göre ise yaşanan şu olay Kuyucu Murat’ı daha iyi anlatmaya yetiyor; Kuyucu yakalananlar arasında bulunan ufak bir çocuğun katledilmesini emreder. Ama cellatlar saklanarak emri yerine getirmez. Emrinin yerine getirilmediğini öğrenen Kuyucu Murat Paşa bu sefer Yeniçerilere çocuğu öldürmelerini emreder. Yeniçeriler de “Cellatlar bile kıyamadı, biz nasıl kıyalım?” der Onlar da bu emri yerine getirmez. Çocuğu öldürecek kimsenin kalmadığını gören Kuyucu Murat Paşa sırtındaki kürkü çıkarır ve kendi elleriyle çocuğu boğarak kuyuya atar. Kuyucu Murat Paşa bu sırada 90 yaşını aşmıştır. Katolikten DEVŞİRME Kuyucu Murat Paşa, sonradan olma Nakşibendî tarikatına mensuptu. Sirkecide adına cadde olan 33 yaşına kadar yahudi Hahamlıktan sonra, süpriz şekilde şeyhül islam ! olan Ebussut Efendi’nin fetvalarından oldukça etkilenmiş ve kendi yaşam felsefesini bu fetvalar üzerine kurmuştu. Ona göre kendi tarikatının dışında düşünen ve bu şekilde yaşayan herkes kâfirdi. Öldürülmeleri vacipti. Bundan çok etkilenmiş olmalı ki savaş alanında şöyle dua ederdi “İlahi, bugün düşman karşısında ben kulunu utandırma. İhtiyarlığıma merhamet eyle. Din-i mübin ve şer’-i seyyüdü’l mürselin için hizmetim ile şeriat namusunu kirleten kötülerin yok edilmesi hakkındaki içten niyetlerim malumdur. Senden yardım ve başarı dilerim.” İsmail Hakkı Danişmend’in tarifiyle; “Anadolu Türkünün ebediyen lanetle anacağı bir zalim” olan ve “Kana ve bilhassa Türk kanına susamış bir canavar” Kuyucu Murat Paşa !.. Çorum’dan başlayan Türkmen avı,  Amasya, Tokat, Yozgat, Şarkikarahisar çizgisiyle Doğu Karadeniz kıyılarına Keşap ve Giresun’a kadar uzanır. 17 Ekim 1608’de kendisine padişahtan gelen emir iletildi. Emirde sefere ara vermesi ve İran üzerine yürümek üzere hazırlık yapması söyleniyordu. Ancak, Paşaya Anadolu’da yüz bine yakın akıttığı kan yetmemiş olacak ki hala “Anadolu Harekâtı”na ısrarda devam ediyordu. Paşanın bu korkusuz ve pervasız karşı çıkışı herhalde Sultan Ahmet’in kendisine “babacığım” diye hitap etmesinden kaynaklanmış olmalı. Padişah, Kuyucu Murat İstanbul’a döndüğünde bu parlak hizmetlerin karşılığını verdi. Murat Paşa’ya iki teşrif hil’atı giydirilmesini emretti. Kendi eliyle de murassa bir sorguç ihsan eyledi. Padişahın Murat Paşa’ya kuş tüyünden yapılmış ve değerli taşlarla süslenmiş bir sarığı kendi eliyle vererek onurlandırdığı anlaşılıyor. Kuyucu Murat Paşa’nın ‘devlet töreni ile defni’, Anadolu’da tepki ile karşılandı. Katledilen, cesetleri kuyulara doldurulan on binlerce Türk insanının aileleri, akrabaları, hemşerileri ‘Paşa’ya gösterilen saygı ve sevgiyi’ kabullenemedi !  İstanbullular da sonraki yöneticiler de Kuyucu Murat Paşa’nın adını unutturmayı tercih etti.  Celali İsyanları incelenirse çok tanıdık bir tablo görülür. İsyanların bir kısmı askeri sebeplerle olsa da önemli bir kısmı; bölgede artan nüfus, züyuf akçe denilen düşük ayarlı para yüzünden enflasyonun artması. Buna bağlı olarak vergilerin artması, halkın bunları ödememek için şehre göçmesi, haliyle tarımın olmaması yüzünden kıtlığın baş göstermesi, yasa dışı bir şekilde Avrupa'dan hububat alınmak zorunda kalınmasıdır. Böylece Osmanlı’da ekonomik dengenin tamamen bozulmuştu. Bu da yetmez gibi taşra siyasetinde tam biz zulüm örneği göstererek azalan para değerini durmadan "salgın" vergileriyle düzeltmek istediler. Peki, Murad Paşa başarılı oldu mu ? Türk düşmanı bu katolik devşirmesi caninin, kısa vadede yok ettiği insan sayısı itibarıyla evet, başarılı olmuştur. Bir süre celali veya suhte hareketleri görülmedi ama ne pahasına ? Bunu da düşünmek lazım. Döneminde Anadolu'nun kültürel olarak da bir yok oluşu oldu. Haklı, haksız adeta nüfus azaltma amacıyla yapılmış eylemlerle dolu bir seferdi Murad Paşa seferi.  Beni en çok şaşırtan şey ise tarihi bile bile Murad Paşayı bugün yücelten kimselerdir. Hiçbirnin anası neTÜRK nede müslüman olmayan Osmanlı Sarayı asil Türk soyunu ve Türklüğü hiçbir zaman kabullenememiş benimsememiştir.  Devlet, bu isyanların neden çıktığını niçin Anadolu insanının memnun edilemediğini bile sorgulamadı.  Tarihçi İlber Ortaylı ise dönemi şöyle anlatır “Osmanlı tarihinin Murat Paşa ve Sultan Murad’lı bu dönemi devlet terörünün zamanıdır.” der.   Tümü deyyüs dölü, saraylarında yüzlerce İÇOĞLAN beslemiş, devşirme yeniçerilerin seks ihtiyacı için, ordularında küçük erkek çocuklardan oluşturdukları 'civan - civelek'' taburları ile ünlü, Türk düşmanı SOYSUZ devşirme osmanlı padişahlarını yere göğe sığdıramayan, Atası belirsiz - tarih bilmez karacahil AKkoyun sürüsüne atfola.   Erdem Avşar - Yeniçağ yazasından 

katolik katil kuyucu murat

 

Türk Kasabı Devşirme Paşa ve Anadolu topraklarına yayılan kan kokusu

19 kardeşini ve oğlunu öldürten 3. Mehmet hanedan ailesinin hanesine adeta kanla yazılmıştı. Onlarca çocuk ve kadının kanı eline bulaşmıştı. Saray çok büyük bir travma atlatmıştı. Öyle ki 3. Mehmet öldüğünde oğlu ve yeni padişah olan 1. Ahmet, babasının cenazesine katılmayı dahi reddedecekti.


14. Osmanlı hükümdarı 1. Ahmet, 14 yaşında tahta çıktı… Sancak tecrübesi yoktu. Tahta çıktığında sünnet dahi olmamıştı. Sultan’ın sünnetini, meşhur Cerrah Mehmet Paşa yapacaktı. Paşanın adı, İstanbul’daki ünlü Cerrahpaşa semtine verilecekti. Annesi - Yunan/Rum asıllı Helen adlı - Handan Sultan’ idi… Ağabeyi Şehzade Mahmut babası tarafından boğdurulduğu için babası öldüğünde taht ona kalmıştı. Aynı gün biat töreni yapıldıktan sonra 3. Mehmet'in tabutu, cenaze namazı kılınmak üzere Ayasofya'ya götürüldü. 1. Ahmet cenazeye katılmadı. Bu davranıştan ötürü herkes şaşkındı. Padişah yokken cenaze namazını nasıl kılacaklarını bilemediler. Şeyhülislâm Ebü'l Meyamin Mustafa Efendi Saray’a haber yollayıp, yeni hükümdarı cemaate davet etti. Ama gelen cevap manidardı…


Yeni hükümdar, kardeşlerini taht için boğdurtan babasının cenaze törenine katılmayacaktı. Şeyhülislamın, babasının cenaze namazını kılmak için yaptığı daveti şu sözlerle geri çevirdi: "Taht sahibi olmak için 19 kardeşini ve bir oğlunu öldüren adam babam da olsa katildir. Ben katil bir adamın cenaze namazını kılmam.Varın siz kılın ve defnedin" Öyle ki; babasının bu zalimliği, ünlü İngiliz yazar Shakespeare’nin 4. Henry adlı oyununda da konu edilmişti.


Çocuk yaşta maruz kaldığı ağır travmanın etkisiyle 1. Ahmet’in ilk işi Fatih Sultan Mehmet’in koyduğu “Kardeş Katli” yasasını kaldırmak oldu. Ama Anadolu topraklarında akan kan 1. Ahmet döneminde de durulmayacaktı. 16. yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlı devleti; sosyal, ekonomik ve askeri alanda sorunlar yaşamaya başlamıştı. Sadece Türk köylüsüne yüklenen yeni vergiler, uzun süren savaşlar ve yeniçerilerin halka karşı yapmış oldukları zorbalıklar milleti zor durumda bırakıyordu. Bir de bunun üzerine devletin mevcut toprak sistemi üzerinde çiftçilerin aleyhinde yaptığı köklü değişiklikler ile savaşlardan kaçan askerlerin Anadolu’da saklanarak eşkıyalık yapmaları eklenince, isyanların çıkması kaçınılmaz olmuştu.


Zaten Osmanlı, en küçük rütbeden veziriazamlığa kadar bütün rütbeleri padişahlar gibi artık hiçbiri Türk olmayan, devşirmeye vermiştir, ana politikaları buydu. Anadolu Türk’ü sadece askere alınmış, sonu gelmez savaşlarda acımasızca harcanmıştır. Ön hatlara ‘azaplar’ adı altında konmuş halk, düşmanın ilk darbesine maruz kalıyor, yorulan düşmanı da arkadaki devşirme yeniçeriler yok ediyordu. Anadolu halkı, padişahların ve onların devşirme paşalarının ağır vergileri ve zulmü altında inlemekteydi. Saray halkı ihtişam içinde yaşam sürerken, Anadolu insanı açtır, elindeki her şeyi devletin devşirme açgözlü memuruna vergi adı altında kaptırmaktaydı.

 

Bunu en güzel izah eden Prof. Celal Şengör: 

“Bakın Anadolu şunu unutuyor. Osmanlı bir Balkan devletiydi. Anadolu da bir Osmanlı sömürgesiydi bunu hiç kimse unutmasın. Osmanlı İmparatorluğu'nun kalbi Balkanlar'dı. Osmanlı'nın konuştuğu dil Balkan diliydi. Balkanlar kaybedilince Osmanlı aklını kaybetti.” Anadolu halkı da bir sömürge hayatı yaşıyordu. Millet Anadolu’da açlıktan isyan ederken, 1. Ahmet, İstanbul’da adıyla anılacak olan büyük bir camii inşa ettiriyordu. Tıpkı bugün ekonomik sıkıntılı dönemde olduğu gibi, böyle sancılı bir dönemde böylesine büyük bir yapının devlete ne kadar pahalıya patlamış olduğunu hayal edebilirsiniz. Üstelik bu caminin savaş ganimetlerinden değil, aynen bugün olduğu şekilde halktan toplanan vergilerle devletin hazinesindeki para ile yapıldığı bilinmektedir. Bu da halkın tepkisine sebep olmuştu.


Evliya Çelebi’nin kaynaklardaki anlatışına göre, Sultan Ahmet Camii içerisinde bulunan avizeler neredeyse100 Mısır hazinesi kadar değerlidir. Rivayetlere göre Sultan 1. Ahmet, vaktinde kendisine gelen değerli hediyeleri bu camii mimarisine dâhil etmiştir. Anadolu kan ağlıyordu. O dönem çıkan isyanlara Celali İsyanları dendi. Anadolu’yu kasıp kavuran bu isyanlar, adını Bozoklu (Yozgat) Şeyh Celal’den almıştı. Bu isyanlar çoğunlukla ekonomik ve yönetimsel bozukluktan ileri gelir. 

 

Sultan I. Ahmet, kendisine çok güvendiği Kuyucu Murat Paşa’yı sadrazam yapmış, Anadolu’daki ayaklanmaları bastırma görevini de ona vermişti. Murat Paşa, Hırvat asıllı katolik Bosnalıdır. Devşirme olarak Enderun mektebine girmiş, oradan çıkmasından sonra çeşitli saray ve devlet hizmetlerinde bulunmuştur.  1. Ahmed döneminde 11 Aralık 1606 – 5 Ağustos 1611 arasında sadrazamlık yapmıştır. Murat Paşa, isyanın ancak şiddet yolu ile önlenebileceğini düşünüyordu. Ordusu ile beraber Anadolu yollarına düştü ve meşhur Türkmen avı başladı… Önüne çıkan irili ufaklı tüm çeteleri haklıyor, canlı yakalananların sorgusuz sualsiz boyunlarını vurduruyordu. Binlerce ceset Paşanın kazdırdığı kuyulara dolduruluyor. Anadolu toprakları adeta kan kokuyordu. Tesadüfen Celali isyancılarının yanında bulunmak bile onun için bir ölüm sebebiydi. “Kuyucu” lakabını öldürttüğü Celali isyancılarının ve onların destekçilerini ölü ve diri derin kuyulara gömdürmesi nedeni ile almıştır. Yıllarca Anadolu’da öldürttüğü kişilerin kellelerinden yaptırdığı piramitler bir korku hikâyesi olarak anlatıldı. Çok soğukkanlı, çok gaddar ve amansız olduğu bilinmektedir.

 

Yaşa başa bakmadan; erkek, kadın, Anadolu’da öldürttüğü Türk - alevilerin sayısının 30.000 ila 60.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir. 4 yıl boyunca Anadolu’da devam eden bu katliamda bazı rivayetlere göre öldürülen Türk sayısı 140 binlere dayanmaktadır. Tarihçi Naima’nın anlatımına göre ise yaşanan şu olay Kuyucu Murat’ı daha iyi anlatmaya yetiyor;

Kuyucu yakalananlar arasında bulunan ufak bir çocuğun katledilmesini emreder. Ama cellatlar saklanarak emri yerine getirmez. Emrinin yerine getirilmediğini öğrenen Kuyucu Murat Paşa bu sefer Yeniçerilere çocuğu öldürmelerini emreder. Yeniçeriler de “Cellatlar bile kıyamadı, biz nasıl kıyalım?” der Onlar da bu emri yerine getirmez. Çocuğu öldürecek kimsenin kalmadığını gören Kuyucu Murat Paşa sırtındaki kürkü çıkarır ve kendi elleriyle çocuğu boğarak kuyuya atar.


Kuyucu Murat Paşa bu sırada 90 yaşını aşmıştır. Katolikten DEVŞİRME Kuyucu Murat Paşa, sonradan olma Nakşibendî tarikatına mensuptu. Sirkecide adına cadde olan 33 yaşına kadar yahudi Hahamlıktan sonra, süpriz şekilde şeyhül islam ! olan Ebussut Efendi’nin fetvalarından oldukça etkilenmiş ve kendi yaşam felsefesini bu fetvalar üzerine kurmuştu. Ona göre kendi tarikatının dışında düşünen ve bu şekilde yaşayan herkes kâfirdi. Öldürülmeleri vacipti. Bundan çok etkilenmiş olmalı ki savaş alanında şöyle dua ederdi “İlahi, bugün düşman karşısında ben kulunu utandırma. İhtiyarlığıma merhamet eyle. Din-i mübin ve şer’-i seyyüdü’l mürselin için hizmetim ile şeriat namusunu kirleten kötülerin yok edilmesi hakkındaki içten niyetlerim malumdur. Senden yardım ve başarı dilerim.”


İsmail Hakkı Danişmend’in tarifiyle; “Anadolu Türkünün ebediyen lanetle anacağı bir zalim” olan ve “Kana ve bilhassa Türk kanına susamış bir canavar” Kuyucu Murat Paşa !.. Çorum’dan başlayan Türkmen avı,  Amasya, Tokat, Yozgat, Şarkikarahisar çizgisiyle Doğu Karadeniz kıyılarına Keşap ve Giresun’a kadar uzanır. 17 Ekim 1608’de kendisine padişahtan gelen emir iletildi. Emirde sefere ara vermesi ve İran üzerine yürümek üzere hazırlık yapması söyleniyordu. Ancak, Paşaya Anadolu’da yüz bine yakın akıttığı kan yetmemiş olacak ki hala “Anadolu Harekâtı”na ısrarda devam ediyordu. Paşanın bu korkusuz ve pervasız karşı çıkışı herhalde Sultan Ahmet’in kendisine “babacığım” diye hitap etmesinden kaynaklanmış olmalı.

Padişah, Kuyucu Murat İstanbul’a döndüğünde bu parlak hizmetlerin karşılığını verdi. Murat Paşa’ya iki teşrif hil’atı giydirilmesini emretti. Kendi eliyle de murassa bir sorguç ihsan eyledi. Padişahın Murat Paşa’ya kuş tüyünden yapılmış ve değerli taşlarla süslenmiş bir sarığı kendi eliyle vererek onurlandırdığı anlaşılıyor. Kuyucu Murat Paşa’nın ‘devlet töreni ile defni’, Anadolu’da tepki ile karşılandı. Katledilen, cesetleri kuyulara doldurulan on binlerce Türk insanının aileleri, akrabaları, hemşerileri ‘Paşa’ya gösterilen saygı ve sevgiyi’ kabullenemedi !  İstanbullular da sonraki yöneticiler de Kuyucu Murat Paşa’nın adını unutturmayı tercih etti. 


Celali İsyanları incelenirse çok tanıdık bir tablo görülür. İsyanların bir kısmı askeri sebeplerle olsa da önemli bir kısmı; bölgede artan nüfus, züyuf akçe denilen düşük ayarlı para yüzünden enflasyonun artması. Buna bağlı olarak vergilerin artması, halkın bunları ödememek için şehre göçmesi, haliyle tarımın olmaması yüzünden kıtlığın baş göstermesi, yasa dışı bir şekilde Avrupa'dan hububat alınmak zorunda kalınmasıdır. Böylece Osmanlı’da ekonomik dengenin tamamen bozulmuştu. Bu da yetmez gibi taşra siyasetinde tam biz zulüm örneği göstererek azalan para değerini durmadan "salgın" vergileriyle düzeltmek istediler.


Peki, Murad Paşa başarılı oldu mu ? Türk düşmanı bu katolik devşirmesi caninin, kısa vadede yok ettiği insan sayısı itibarıyla evet, başarılı olmuştur. Bir süre celali veya suhte hareketleri görülmedi ama ne pahasına ? Bunu da düşünmek lazım. Döneminde Anadolu'nun kültürel olarak da bir yok oluşu oldu. Haklı, haksız adeta nüfus azaltma amacıyla yapılmış eylemlerle dolu bir seferdi Murad Paşa seferi.  Beni en çok şaşırtan şey ise tarihi bile bile Murad Paşayı bugün yücelten kimselerdir. Hiçbirnin anası neTÜRK nede müslüman olmayan Osmanlı Sarayı asil Türk soyunu ve Türklüğü hiçbir zaman kabullenememiş benimsememiştir.  Devlet, bu isyanların neden çıktığını niçin Anadolu insanının memnun edilemediğini bile sorgulamadı. 


Tarihçi İlber Ortaylı ise dönemi şöyle anlatır “Osmanlı tarihinin Murat Paşa ve Sultan Murad’lı bu dönemi devlet terörünün zamanıdır.” der.

 

Tümü deyyüs dölü, saraylarında yüzlerce İÇOĞLAN beslemiş, devşirme yeniçerilerin seks ihtiyacı için, ordularında küçük erkek çocuklardan oluşturdukları 'civan - civelek'' taburları ile ünlü, Türk düşmanı SOYSUZ devşirme osmanlı padişahlarını yere göğe sığdıramayan, Atası belirsiz - tarih bilmez karacahil AKkoyun sürüsüne atfola.

 

Erdem Avşar - Yeniçağ yazasından 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort