BAĞNAZLIK, YOBAZLIK
Koshima adasında, bir dere kenarında yaşayan bir grup maymun, patates yiyerek yaşamlarını sürdürmekteymiş. 1953 yılında, gözlemcilerin “Imo” adını taktıkları bir maymun, ilk kez toz toprakla kirlenmiş patatesi derede yıkayarak yemeye başlamış. Bir ay sonra, birkaç maymun daha aynı şeyi yapmış. Beş yıl sonra 60 maymundan 42’si, patatesleri yıkayarak yerken, diğerleri eski davranışlarına ısrarla sürdürmüşler. Gözlemciler bunların geri zekalı olduklarını belirlenmiş. Bunlar daha çok yaşlı maymunlarmış.
Daha sonra maymunlar patatesleri deniz suyunda yıkamaya başlamışlar. Bu patatesleri daha da lezzetli yapmış. Yaşlı maymunlar buna da şiddetle karşı çıkmışlar.
On yıl sonra, buluş komşu maymun kolonileri arasında da yayılmış. Yine aynı adada yaşayan, toprak ve kuma karışmış tahılları ayıklayarak yemeye çalışan maymunlardan birisi, tahıl içeren topraktan iki avuç alarak dere kenarında yıkamış. Bu buluş da kısa sürede yayılırken, tutucu maymunlar, bu buluşa da karşı tavır almışlar ve yenilikleri benimseyen maymunlara sürekli saldırıda bulunmuşlar. Gözlemin bundan sonrasını tahmin edebilirsiniz.
Hayatın güçlükleri karşısında kendilerinde gerekli değişiklik ve düzeltmeleri yapmayan, evrimleşmeyi beceremeyen bireylerde, çeşitli davranış bozuklukları gelişir Evrime kapalı olmak davranış bozukluğuna yol açtığı gibi, davranış bozuklukları da evrimi engeller. Bağnazlık da bu özellikleri taşır.
Bağnazlığın nedenleri korku, endişe, öfke, kibir, yetersizlik, cehalet, anlayış yetersizliği, doyurulmamış arzulardır. Tüm bu nedenler bireysel evrim yolunda aşılması gereken engellerdir.
Bazı insanlar benimsedikleri görüşlerin yanlış olduğunu kabullenemezler. Farklı düşünceleri, güçlerini zayıflatıcı, itibarlarını yıpratıcı veya güvenliklerini tehdit edici olarak algılarlar. Kaldı ki, benimsedikleri görüşler zaten kendilerinin değil, başkaları tarafından oluşturulmuş ve bilinçaltına yerleşmiş düşüncelerdir.
Ellerinde ahlak meşalesi taşıdığını zannedenler, kendilerini normal zevklerden mahrum eden ve bunun acısını başkalarının zevklerine karışarak çıkaran erdemsiz kişilerdir. Bunlar, kendilerinin ulaşamayacağı birçok zevki ve mutluluğu kınayarak, hakir görerek kendilerinde ahlaki erdemler olduğunu göstermeye çalışırlar Bu zayıf kişilikli insanlar, ellerine fırsat geçtiğinde o kınadıkları zevklerin tadını sınır tanımaz bir şekilde çıkarmaya yönelirler. Müritlerinden yararlanarak cinsel arzularını doyuran tarikat önderleri bu yobazların önde gelenleridir
Bunlar devlete hizmetin faziletlerini sayıp, fırsat bulunca deveyi hamutuyla götürürler. Ya da, milliyetçiliği kimseye bırakmayıp, dünyayı yönetme hırsı içindeki devletlerin talimatlarını harfiyen uygulayan, halkının çektiği acıları görmezlikten gelen insanımsılardır.
Bağnazlık bilim ve akıldan uzaktır; çünkü bu iki eksiklik, kesin olarak kabul görmüş kanıları tehdit eder. Bağnazlar, doğal yapısı nedeniyle bilgelik ve güzellikten de habersizdir.
Bağnazlık sevgisizliktir. Bağnaz insan, başkalarını ancak kendisi ile aynı fikirdeyse sever; aksi taktirde bu duygu nefrete dönüşür.
Bir toplum içinde evrimleşmeye çalışan insanları, engelleyenler, Koshima Adasındaki maymunlardan farksızdır.
Her birey öncelikle kendi evrimleşmesinden sorumludur. İçinde yaşadığım toplum, sahip olduğu evrimleşme potansiyelini kullanmamakta ısrarlı ise ve benim evrimleşmemi engelliyorsa, kişisel sevgi ve saygımı koruyarak, benim evrimleşmeme yaptıkları katkılar için bütün bireylere teşekkür eder, ayrılır kendime yeni bir yol çizerim.
"HERKESE KENDİ EVRİMLEŞME YOLUNDA BAŞARILAR"
İfral TURGUT