Hikayeye göre, bir Alman, bir İtalyan, bir Fransız ve bir İngiliz aralarında köpeğe hardal yedirmek konusunda iddiaya tutuşurlar.
Alman önceliği alır, hardalı topak yapar ve köpeğin ensesinden tutarak zorla ağzına tıkar... Hayvanın ağzı yandığı için hardalı yemez ve çıkarır...
İtalyan, ''öyle olmaz'' der ve hardalı makarna şeklinde ufak parçalar halinde bölerek, köpeğe yedirmeğe çalışırsa da, hayvanın ağzı gene yandığından o da başaramaz...
Fransız da, konuya kendi açısından yaklaşarak, hardalı önce sulandırıp, sos olarak köpeğe yedirmek için uğraşsa da, bu uygulama ile de bir sonuç alamaz...
Sıra İngilize geldiğinde, İngiliz, önce köpeği okşayarak yanına çeker, sırtını sıvazlar, sonra, hardalı topak yaparak hayvanın poposuna yapıştırır. Köpek ardı yandıkça başlar hardalı yani arkasını yalamaya, canı yandıkça yalar, yaladıkça canı yanar (aynı cola gibi hani yandıkça içiyorsun, içtikçe yanıyorsun ya ha aynen öyle.. ) ama sonuçta yalaya yalaya hardalı bitirir...
Akıllı ülkeler, hedef ülkeleri istedikleri çizgide tutabilmek için onlara hardalı öyle yedirirler ki, o ülkeler neyi yediklerinin (?) farkına vardıklarında iş işten çoktan geçmiş olur!
Kısacası eğer akıllı olmazsan hem hardalı yedirirler, hemde dönüşü olmayan yola sokarlar!
Bu işi de senin insanlarını kullanarak ya-par-lar!
KUTSAL CUMHURİYETİNE ve varlığımız sebebi ATATÜRK DEĞERLERİNE SAHİP ÇIK !