Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Ömer Durukan
Köşe Yazarı
Ömer Durukan
 

manevi yavrusu ile

      Atatürk’ün Manevi Yavrusu Ülkü'ye soruyorum: – Atatürk’ü en son defa ne zaman gördün? Düşünmeden cevap veriyor: – Sarayda, diyor. Hastaydı, beni yanına çağırdı. Yatağının içinde doğruldu. Her zamanki gibi boynuma sarıldı, yüzümü, gözümü öptü. Bana: Ülkü, kızım, dedi. Sen artık Ankara’ya git. Ben de seninle gelecektim amma, bu doktorlar yok mu, işte, onlar, şimdilik bana müsaade etmiyorlar. Sen git, ben de bir kaç gün sonra arkandan geleceğim. Halbuki… Ülkü, içini çekti, hafif ve titreyen bir sesle: – Bir akşam, dedi. Mektepten geliyordum. Annem beni yarı yoldan karşıladı. Baktım ağlıyor. Meğer İstanbul’dan telefon etmişler. Atatürk ölmüş. «Sen o zaman ne yaptın?» Diye sormadım. Çünkü, küçük Ülkü, o zaman yaptığının aynını şimdi tekrarlıyordu. İçini çeke çeke ağlıyor, salonun bir köşesine doğru çekiliyordu. Sustuk. Yine söze Ülkü başladı. Gözlerindeki yaşları sile sile: – Buraya sık sık gelirdi, dedi. Evvelâ, bitişik salona geçer ve şu sedirde otururdu. Ondan sonra, buraya gelirdi. Küçücük parmakları ile büyük bir koltuk gösterdi: – Buna otururdu. Ülkü’ye yaklaştım. Muntazam taranmış saçlarını okşadım ve içim parçalana parçalana: – Ülkü, dedim. Ne yapalım hayat böyledir. İnsanlar, doğar, büyür ve ölür. Atatürk öldüyse, onun yetiştirdiği büyük millet yaşasın. Sen yaşa. Fakat, söyle bakalım, bak pazar günü, Atatürk’ün öleli iki sene olacak. O gün sen ne yapacaksın? Ülkü tekrar gözlerini sildi: – Atatürk ister buraya gelsin, ister, başka bir yerde ben onun yanında olayım. Nereden olursa olsun bulur buluşturur, yakasına çiçek takardım. Şimdi, yine öyle yapacağım. Mezarının üzerine bir demet çiçek bırakacağım.

manevi yavrusu ile

 

 

 

Atatürk’ün Manevi Yavrusu Ülkü'ye soruyorum:


– Atatürk’ü en son defa ne zaman gördün?
Düşünmeden cevap veriyor:
– Sarayda, diyor. Hastaydı, beni yanına çağırdı. Yatağının içinde doğruldu. Her zamanki gibi boynuma sarıldı, yüzümü, gözümü öptü. Bana: Ülkü, kızım, dedi. Sen artık Ankara’ya git. Ben de seninle gelecektim amma, bu doktorlar yok mu, işte, onlar, şimdilik bana müsaade etmiyorlar. Sen git, ben de bir kaç gün sonra arkandan geleceğim. Halbuki…


Ülkü, içini çekti, hafif ve titreyen bir sesle:
– Bir akşam, dedi. Mektepten geliyordum. Annem beni yarı yoldan karşıladı. Baktım ağlıyor. Meğer İstanbul’dan telefon etmişler. Atatürk ölmüş.
«Sen o zaman ne yaptın?» Diye sormadım. Çünkü, küçük Ülkü, o zaman yaptığının aynını şimdi tekrarlıyordu. İçini çeke çeke ağlıyor, salonun bir köşesine doğru çekiliyordu. Sustuk. Yine söze Ülkü başladı.

Gözlerindeki yaşları sile sile:
– Buraya sık sık gelirdi, dedi. Evvelâ, bitişik salona geçer ve şu sedirde otururdu. Ondan sonra, buraya gelirdi.
Küçücük parmakları ile büyük bir koltuk gösterdi:
– Buna otururdu.

Ülkü’ye yaklaştım. Muntazam taranmış saçlarını okşadım ve içim parçalana parçalana:
– Ülkü, dedim. Ne yapalım hayat böyledir. İnsanlar, doğar, büyür ve ölür. Atatürk öldüyse, onun yetiştirdiği büyük millet yaşasın. Sen yaşa. Fakat, söyle bakalım, bak pazar günü, Atatürk’ün öleli iki sene olacak. O gün sen ne yapacaksın?

Ülkü tekrar gözlerini sildi:
– Atatürk ister buraya gelsin, ister, başka bir yerde ben onun yanında olayım. Nereden olursa olsun bulur buluşturur, yakasına çiçek takardım. Şimdi, yine öyle yapacağım. Mezarının üzerine bir demet çiçek bırakacağım.

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort