100. Yılda Cumhuriyeti Anlamak İçin
Bu yazıma, tarih öğretmeni sevgili Esin Saraçoğlu’nun 25 Nisan 2023 tarihli Doğa Tarih derneğindeki sunumu ilham oldu. Yazının içeriğinde hem bu sunumdan yararlandım, hem de sizlere ve özellikle gençlere bir not kalsın istedim. Uzun uzun tarihi bilgiler vermeyeceğim, merak edenler için sonsuz kaynaklar bir tıkla erişilebilir durumda.
Konumuz: Çanakkale Zaferi, Kurtuluş Savaşı ve muazzam bir kuruluş hikayesinin yeni nesile aktarımı.
Şöyle ki: İtilaf Devletlerinin donanmaları Çanakkale’yi denizden geçemediler. Nusret Mayın Gemisinin boğaza döşediği mayınlar, topçu atışları ve Seyit Onbaşının 210 okkalık mermiyi kucaklayıp topun namlusuna sürmesi ile İtilaf Devletlerinin yenilmez armadasına Çanakkale’yi dar ettiler.
Bu kez uzaklardan getirilen Anzak askerleri ile kara savaşını başlattılar. Çanakkale’de Conk Bayırı (Anzak çıkartması) 24 Nisan’ı-25 Nisan’a bağlayan gecede (1915) siperler o kadar yakındı ki neredeyse göğüs göğüse savaş başladı. Siperler yedi sekiz metre kadar yakındı.
Mustafa Kemal’in dehası ile İtilaf Devletleri Çanakkale’yi yine geçemediler.
Ancak ne denizden ne de karadan geçilemeyen Çanakkale, malum sebeplerden dolayı Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918) ile geçilecek ve 13 Kasım 1918'de İtilaf Devletlerinin donanmaları İstanbul'a ulaşacaktı. Mondros Antlaşması ile Osmanlı’nın idam fermanı da imzalanmıştı.
Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerine uymayan sadece 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşadır. Paşa, 19 Nisan 1919’da Gülcemal Vapuru ile Trabzon’a gelir. Kazım Karabekir Paşa Mustafa Kemal’e bir telgraf çekerek “Kemal ben Anadolu’ya geçtim. Sen de en kısa sürede Anadolu’ya gel” der.
Altı ay kadar İstanbul'da Kurtuluş için arayışlarda bulunan Mustafa Kemal’de İstanbul’da yaptığı görüşmeler sonucunda “Kurtuluşun Anadolu’da başlayacağını düşünür” ve Mondros Antlaşması ile Kastamonu-Sinop ve arkada Ankara bir avuç Anadolu toprağı kalmıştır.
Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkar. Amasya, Sivas ve Erzurum’a varır ve Erzurum’da Mustafa Kemal’i Kazım Karabekir Paşa karşılar ve “Mustafa, 3. Ordu ile emrindeyim” der ve Cumhuriyetin kuruluşuna giden süreç başlar.
Gençler, Cumhuriyeti tanımak için o dönemi anlamak gerekli
Kurtuluş ateşinin Anadolu’da yakılması ve TBBM’nin (23 Nisan 1920) açılması ile taçlandırılan sürecin içerisinde yaşanan savaşları, insan hikayelerini, fedakarlıkları, acıları, inancı anlamak için iyi bir eğitim sistemine, okumaya özendirilen yönlendirilen bir gençliğe ve yaşananları yerinde gösterip hikayeyi zihinlere kazımaya ihtiyaç vardır.
Evlerinden binlerce kilometre uzaklarda yatan dedelerini her yıl ziyarete gelen Australia New Zealand - Army Corp - ANZAC - ordu birliği “Anzaklar”ın torunları kadar Çanakkale’yi içselleştirmek gerekir.
Mustafa Kemal’i ve Anadolu’da yedi Dünya DEVi - düvele karşı kazanılan bu inanılmaz mucizeyi genç kuşaklara yeterince anlatabiliyor muyuz ?. Çanakkale, bu mucizenin gözle görülür elle tutulur en somut savaş alanlarının başındadır. Conk Bayırını gezip hayrete düşmeyen, tüyleri diken diken olmayan var mıdır?
Demek istediğim şudur, bugün Cumhuriyetin 100. Yılında hala içinde bulunduğumuz kısır tartışmaları aşmanın yolu, kuruluşa bakıp “Atatürk liderliğinde atalarımız dedelerimiz hangi zorluklarla bu vatanı kurtardılar, nasıl mermi yağarken düşmanın üzerine gittiler, nasıl inşa ettiler bu cumhuriyeti, ne amaçladılar, nasıl aydınlık bir gelecek için can verdiler” sorularının yanıtını vermektir. Ezbere dayalı bir milliyetçilik ile değil, gerçek tarih bilinci ile sonuca varabiliriz. Gelecek, geçmişten azade değildir.