Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Davut HACIHASANOĞLU
Köşe Yazarı
Davut HACIHASANOĞLU
 

SANAT ve TOPLUM

  Kuyunun dibindeki kurbağa gökyüzünü kuyunun ağzı kadar zanneder...                                  Çin Atasözü   Türkiye’de iki tür sanatçı vardır. Bir, Türkan Şoray tarzı; iki, Hülya Avşar tarzı. Aralarındaki fark sadece bir soruluktur. Hani bir soru vardır ya, ünlülere çok sorulur. Onu Türkan Şoray’a soramazsınız ama, soramazsınız  da değil aslında sormazsınız yani. Gelin biz de Hülya Avşar’a soralım o zaman..: -- Ünlü olmak günlük normal yaşantınızı etkiliyor mu..?  Yani magazin basını rahatsız ediyor mu sizi..? -- Biz de insanız, normal insan gibi yemek yememize izin vermiyorlar… diye başlar, tutabilene aşk olsun. Aslında hepsinin dediklerinin ve diyeceklerinin öz Türkçedeki karşılığı tam olarak şudur.. Gazetelerin hakkımda ne yazdığı umurumda bile değil, yeter ki adımı doğru yazsınlar.  Yani adımı yazsınlar da adımın yanına ne yazarsa yazsınlar.  Çünkü onlar da biliyor yurdum insanının  sanat konuşmadığını, konuşsa da kendisinin sanatçı olmadığını…   Bir düşünün Allah aşkına. 56 yıldır bu ülkenin gündeminde bir İbrahim Tatlıses vardır. Dünyada eşi olmayan bir ses, benzeri olmayan bir gırtlak ama gerisi boş. Bir kere sanatıyla gündeme gelmiş midir o adam..? Hep kıroluğunu görmemişliğini konuşmuş yurdum insanı. Zaten hepsinde aynı şeyleri konuşmuştur yurdum insanı. Kiminin kıroluğunu kiminin görmemişliğini kiminin yalakalığını kiminin orospuluğunu…  Yani içinde bulunduğumuz durum seçimle meçimle düzelecek hal değildir. Boş hayaller kurmayın hiç, Don Kişotluk yapmanın da bir alemi yok. Peki nasıl düzelecek o zaman diye sorarsanız çok basit ama o da bizde yok işte. Sadece okumak okumak okumak… Ama gelin görün ki “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır.” diyen bir denyo kıronun profesör olduğu bir ülkenin insanlarıyız.   Ama buraya nereden geldiğimizi de hatırlatalım isterseniz… “Evladım anasız büyür ama vatansız büyüyemez” diyerek bebeğini beşikte bırakıp cepheye koşan Nene Hatun’un bu sözünü “annemi bensiz toprağa verebilirler ama yaralıları bensiz enkazdan çıkaramazlar” diye değiştirip, deprem kurtarma çalışmalarına ara vermemek için annesinin cenazesine gitmeyen insanların ülkesinden gelmişiz. Sonradan o değerli insanlara vatan haini terörist demişiz ama onu karıştırmayalım… Aslında her şeyi görüyoruz, her şeyi biliyoruz, herkesten de iyi biliyoruz. Ama anlamıyoruz işte. Çünkü okumuyoruz Sanatçı, halkının kuyudan çıkmasına yardım eden kişidir. Maalesef nizde öyle değildir ama. Çünkü bizde sanatçı geçinenlerin çoğu o kuyunun dibindedir zaten. Kuyuya düşmemişlerin çoğu da ya içeride ya da sürgündedir…   Araya bir şey sıkıştırmama izin verin lütfen. Baştan son maça kadar lider götürdüğü turnuvanın son maçında turnuvada sıfır çeken bir takımdan 3 gol yiyip rezil olmak sadece bizim gibi ülkelere has bir durumdur.  Her konuda bunun gibi akıl dışı  örneklerle doludur ülkemizin hafızası… Ondan sonra da Nasuh Mahruki niye tutuklandı ? diye feryat ediyoruz. Kim tutuklanacaktı..? Tecavüzcüler mi, uyuşturucu kaçakçıları mı, hırsızlar mı, dolandırıcılar mı, yalakalar mı, yavşaklar mı, Sedat Peker mi, Alaattin Çakıcı mı, vs vs mi..? Onlar başkan vekil bakan makan - bakmayan oluyorlar. Hiçbir şey olamayanın da çakarlı arabası oluyor…   Sonra “Atatürk’ün askerleriyiz” diyen teğmenler ordudan ihraç edilmek isteniyor? Niye..?  Ordunun disiplinini bozmuşlar diye. Atatürk ordunun disiplinin bozuyor ? yani yattığı yerden. Onlar kimin askeri olduklarını söylediler. Niye zorunuza gitti? Siz de söyleyin kimin askeri olduğunuzu, bizim zorumuza gitmez biliyoruz zaten… Sahi, Türk askerinin kılıcından kim rahatsız olur sizce.. ? Ya da kim korkar o kılıçtan..? Bazen uzatmayıp, sonucu oluyucuya bırakmak daha doğrudur…  

SANAT ve TOPLUM

 

Kuyunun dibindeki kurbağa gökyüzünü kuyunun ağzı kadar zanneder...

                                 Çin Atasözü

 

Türkiye’de iki tür sanatçı vardır.

Bir, Türkan Şoray tarzı; iki, Hülya Avşar tarzı. Aralarındaki fark sadece bir soruluktur. Hani bir soru vardır ya, ünlülere çok sorulur. Onu Türkan Şoray’a soramazsınız ama, soramazsınız  da değil aslında sormazsınız yani. Gelin biz de Hülya Avşar’a soralım o zaman..:

-- Ünlü olmak günlük normal yaşantınızı etkiliyor mu..?  Yani magazin basını rahatsız ediyor mu sizi..?

-- Biz de insanız, normal insan gibi yemek yememize izin vermiyorlar…

diye başlar, tutabilene aşk olsun. Aslında hepsinin dediklerinin ve diyeceklerinin öz Türkçedeki karşılığı tam olarak şudur.. Gazetelerin hakkımda ne yazdığı umurumda bile değil, yeter ki adımı doğru yazsınlar. 

Yani adımı yazsınlar da adımın yanına ne yazarsa yazsınlar.  Çünkü onlar da biliyor yurdum insanının  sanat konuşmadığını, konuşsa da kendisinin sanatçı olmadığını…

 

Bir düşünün Allah aşkına.

56 yıldır bu ülkenin gündeminde bir İbrahim Tatlıses vardır. Dünyada eşi olmayan bir ses, benzeri olmayan bir gırtlak ama gerisi boş. Bir kere sanatıyla gündeme gelmiş midir o adam..? Hep kıroluğunu görmemişliğini konuşmuş yurdum insanı. Zaten hepsinde aynı şeyleri konuşmuştur yurdum insanı. Kiminin kıroluğunu kiminin görmemişliğini kiminin yalakalığını kiminin orospuluğunu… 

Yani içinde bulunduğumuz durum seçimle meçimle düzelecek hal değildir. Boş hayaller kurmayın hiç, Don Kişotluk yapmanın da bir alemi yok. Peki nasıl düzelecek o zaman diye sorarsanız çok basit ama o da bizde yok işte. Sadece okumak okumak okumak…

Ama gelin görün ki “Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır.” diyen bir denyo kıronun profesör olduğu bir ülkenin insanlarıyız.

 

Ama buraya nereden geldiğimizi de hatırlatalım isterseniz…

“Evladım anasız büyür ama vatansız büyüyemez” diyerek bebeğini beşikte bırakıp cepheye koşan Nene Hatun’un bu sözünü “annemi bensiz toprağa verebilirler ama yaralıları bensiz enkazdan çıkaramazlar” diye değiştirip, deprem kurtarma çalışmalarına ara vermemek için annesinin cenazesine gitmeyen insanların ülkesinden gelmişiz. Sonradan o değerli insanlara vatan haini terörist demişiz ama onu karıştırmayalım…

Aslında her şeyi görüyoruz, her şeyi biliyoruz, herkesten de iyi biliyoruz. Ama anlamıyoruz işte. Çünkü okumuyoruz

Sanatçı, halkının kuyudan çıkmasına yardım eden kişidir. Maalesef nizde öyle değildir ama. Çünkü bizde sanatçı geçinenlerin çoğu o kuyunun dibindedir zaten. Kuyuya düşmemişlerin çoğu da ya içeride ya da sürgündedir…

 

Araya bir şey sıkıştırmama izin verin lütfen.

Baştan son maça kadar lider götürdüğü turnuvanın son maçında turnuvada sıfır çeken bir takımdan 3 gol yiyip rezil olmak sadece bizim gibi ülkelere has bir durumdur.  Her konuda bunun gibi akıl dışı  örneklerle doludur ülkemizin hafızası…

Ondan sonra da Nasuh Mahruki niye tutuklandı ? diye feryat ediyoruz. Kim tutuklanacaktı..? Tecavüzcüler mi, uyuşturucu kaçakçıları mı, hırsızlar mı, dolandırıcılar mı, yalakalar mı, yavşaklar mı, Sedat Peker mi, Alaattin Çakıcı mı, vs vs mi..? Onlar başkan vekil bakan makan - bakmayan oluyorlar. Hiçbir şey olamayanın da çakarlı arabası oluyor…

 

Sonra “Atatürk’ün askerleriyiz” diyen teğmenler ordudan ihraç edilmek isteniyor?

Niye..?  Ordunun disiplinini bozmuşlar diye. Atatürk ordunun disiplinin bozuyor ? yani yattığı yerden. Onlar kimin askeri olduklarını söylediler. Niye zorunuza gitti? Siz de söyleyin kimin askeri olduğunuzu, bizim zorumuza gitmez biliyoruz zaten…

Sahi, Türk askerinin kılıcından kim rahatsız olur sizce.. ? Ya da kim korkar o kılıçtan..?

Bazen uzatmayıp, sonucu oluyucuya bırakmak daha doğrudur…

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort