ORHAN PAMUK - ATATÜRK ANLAYIŞI...
Kimler tarafından hazırlandığı, nasıl birden ve hangi yabancı kaynaklar tarafından desteklendiği mechül şekilde Orhan Pamuk ilk Türk Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış bir yazar olsada, Atatürk hakkındaki sözleri çok sayıda okur tarafından, haklı olarak hedefe alınmıştır.
"Çocukluğunda kız kardeşi ile tarlada karga kovalayan sapık bir padişah..." gibi bir anlatım vardı bu bölümde !
Prof. Çetin Yetkin yönetiminde "Müdafaa-i Hukuk" adlı çok değerli aylık bir dergi çıkıyor. İlginç bir rastlantı olarak, derginin Aralık 1998 sayısında, Prof. Fahir İz'in bir incelemesi yayımlandı:
"Orhan Pamuk'taki Atatürk Anlayışı..."
Meğer benim artık okumayı denemediğim kitaplarında daha neler varmış !, İşte birkaç örnek :
"Sonra kasaba alanına dolanır. Atatürk heykellerine sıçan güvercinleri ayıplar..."
"Atatürk kendini içkiye vermiş meyhane kalabalığına, Cumhuriyeti emanet etmiş olmanın güveniyle gülümsüyordu..."
"Atatürk'ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük felaket olduğunu..."
"Sonra bir Cumhuriyet, Atatürk, damga pulu havasına girdiğimizi hatırlıyoruz..."
275 sayfalık bir kitapta, tam sekiz yerde ve "hiç gerekmediği halde" Atatürk'e sataşıldığını saptamış. "Bunlar kitaptan çıkarılsa hiçbir şey değişmez. Yalnız yazarın kimi ruhsal gereksinimleri tatmin edilmemiş olur!"
Kimbilir, belki de Orhan Pamuk'un "en birinci aydın" ilan edilmesinde, bu incelemenin de büyük katkısı olmuştur! Ben, inandıklarını açıkça savunanlara hep saygı duymuşumdur. O düşüncelere karşı olsam bile. Ama o yürekliliği gösteremeyip de bunu sinsice yapmaya çalışanlara, oraya buraya "bityeniği" sokuşturanlarahep tiksinerek bakmışımdır.
Bunu hep ZAYIF bir KİŞİLİĞİN, ZAVALLI bir RUH HALİNİN yansıması olarak görmüşümdür.
Oyun MASKESİZ oynanmalıdır! Çirkinlikleri gizleyen maskelerin indirilmesini de tüm "GERÇEK AYDINLAR" görev saymalıdır!
Ve de Pamuk adlı yazarı, sadece isteyen okumalı, isteyen sevmelidir...
Ama NE OLDUĞUNU, KİM OLDUĞUNU BİLEREK! MASKENİN ARKASINDAKİ GERÇEK YÜZÜ GÖREREK!..."
Ahmet Taner Kışlalı.
Orhan Pamuk, edebiyat dünyasında kimler tarafından hazırlandığı, nasıl birden ve hangi kaynaklar tarafından desteklendiği mechül şekilde Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış bir yazar olsada, tuhaf anlaşılmaz uslubu dahil, birçok konularda haklı olarak eleştirilen yönleri bulunmaktadır.
1. Politik ve Toplumsal Açıklamaları
Orhan Pamuk, çeşitli siyasi ve toplumsal konularda yaptığı açıklamalarla tartışma konusu olmuştur.
Türkiye’nin tarihindeki bazı hassas meseleler (örneğin, sığ eksik bilgilerle Ermeni meselesi veya Kürt sorunu) hakkındaki açıklamaları, bazı kesimler tarafından ülkeyi kötülemekle suçlanmıştır. Bu açıklamaları, özellikle haklı olarak Türkiye'de kendisini Türk olarak tanımlayan çevrelerde tepki çekmiştir.
2. Romanlarındaki ağır Yavaş Anlatım ve Detaycılık
Pamuk’un eserleri, genellikle gereksiz detaylara ve uzun tasvirlere odaklanır.
Bazı okurlar, romanlarını "ağır tempolu" veya "gereğinden fazla detaylı" bulur. Özellikle Kar kitabı ile en kötü örneğini verdiği anlaşılmaz edebi dili ve karmaşık anlatımı, çoğu okuyucu için erişilebilir olmamıştır.
3. Eleştiriler ve İmaj Kaygısı
Orhan Pamuk'un eserlerinde sık sık Batı ile Doğu arasında melankolik denecek bir karşılaştırma yapılır.
Bazı eleştirmenler, Batı'da daha fazla kabul görmek için tuhafça ve yersiz olarak Doğu kültürünü fazla "egzotik" bir şekilde sunduğunu iddia eder. Türkiye’nin modernleşme sürecine dair haksız eleştirilerinde Batı perspektifine daha yakın bir duruş sergilediği öne sürülür.
4. Kitaplarında Yer Alan Tartışmalı Temalar
Pamuk’un romanları, çok karmaşık temaları ve derinlikli karakter analizleriyle bilinir.
Din, gelenek ve modernleşme gibi konuları işlerken, bazı kesimlerce Türkiye’nin geleneksel değerlerini eleştirdiği düşünülür. Özellikle "Masumiyet Müzesi" gibi eserlerinde yer alan aşk ve tutku temaları, kimi okuyucular tarafından fazla cesur veya eleştirel bulunmuştur.
5. Eserlerinin Evrenselliği ve Eleştirmenlerin Tepkisi
Orhan Pamuk’un daha önce hiç kimseye yapılmamışçasına büyük bir yabancı destekle uluslararası alanda bir anda tanınması, bazı Türk eleştirmenler tarafından sorgulanmıştır.
Sanki içinde Türkiye dahil, Doğu kültürünü kötüleme adına yazılmış gibi gözüken çoğu kitaplarında Batılı okuyuculara daha fazla hitap etmek için yazdığını düşünenlerin bazı eserlerinin Türk toplumunu olduğundan çok daha farklı gösterdiği iddia edilmiştir.