BODRUM-- ULUBURUN BATIĞI
M.Ö1450. M.S1492
Bodrum deyince aklımıza sadece tatil, eğlence, güneş gelir ya, gelmesin. Çünkü Bodrum'un bitişiğinde Uluburun denilen yerde dünyanın en eski gemi batıklarından biri birkaç yıl önce bulundu. Arkeologlar buna Uluburun Batığı dediler.
Uluburun Batığı, arkeologların hayalini kurduğu bir buluştu. Tarihi yeniden yazmaya teşvik etti. Batık, Bodrumlu bir sünger dalgıcı tarafından, 1982 yılında tamamen şans eseri bulunmuştu. Mehmet Çakır ismindeki bu dürüst sünger dalgıcı, bu gemi Batığını farkedince hemen yetkililere haber verdi. Gemi parçaları arasında bulunan hazine değerindeki parçalar en az 10 farklı bronz çağı ulusuna aitti. Uluburun gemisi, zarifçe işlenmiş altın ve gümüş mücevherler ve zengin meyveli baharatlarla dolu kapların yanında, sakız ağacı reçinesi, Mısır'dan gelen Abanoz ve fildişi, hipopotam dişi, devekuşu yumurtası ve kaplumbağa kabuğu gibi herçeşit egzotik ürün taşıyordu.
Bulunan tüm kalıntılar Bodrum müzesine devredildi. Bu tür buluntular müzeye konmadan önce, içi su dolu fıçılara konarak, 6- 7 yıl bekletilir. Bu suretle eşyaların gözeneklerine giren tuzlar temizlenmeye çalışılır. Her 15 günde bir bu sular değiştirilir. Bu işlemlerden sonra geminin kıç tarafında sıra dışı, krallara layik bir altın kadeh ortaya çıktı. Bu altın kadehin, Homeros destanında geçen efsanevi kahraman Aşil'e ait olduğu düşünülmektedir.
Bunlardan daha önemli parça ise, güçlü Mısır Firavunu Akhenaton'un karısı ve kraliçe olan meşhur Mısırlı güzel Nefertiti'nin adının yazılı olduğu bir altın bokböceğiydi. Günlük eşyalar arasında 5 adet jilet bulundu. Demekki Minoslar ve Mikenler traşlı olmayı tercih ediyorlardı. Bu bilgileri bize aktaran, dünyanın en ünlü gezgin, denizci, araştırmacı ve tarihçilerinden biri olan Gavın Menzies'tir. Menzies bizzat bu batığın çıkarılmasında, incelenip tanımlanmasında katkıda bulunmuştur.
Menzies diyor ki; "eşyalar arasında bıçaklar, tartılar, hayvan şeklinde pek çok bronz parçalar ve yaklaşık 3500 yıl önceye ait silahlar vardı." Geminin ana yükü ise, Bronz yapmak için, 10 ton bakır ve 1 ton kalaydı.
Bakır parçalar ortalama 23 kilo ağırlığında külçeler halindeydi. Uluburun'un meşeden yapılma gemi direği 16 metre uzunluğundaydı. Kenevir halatıyla sağlamlaştırılmıştı.
Uluburun batığını çıkarmak için 11 yıl ve 22.000 dalış gerekti. Bu gemi 3500 yıldır burada yatıyordu. Yani M.Ö. 1450 yıllarında bile okyanusları gezen gemiler vardı. Kıtalararası ticaret yapıyorlardı. Bu batık gemi, muhtemelen o dönem dünyanın sayılı medeniyetlerinden biri olan Girit adası ve civarındaki Minos İmparatorluğuna aitti.
Ama hala bizi, Amerika'yı 1492'de Kristof Kolomb keşfetti, Ümit burnu'nu ilk defa Vasco da Gama geçti yalanlarıyla uyutuyorlar. Batı kaynaklı tarih bilgilerinin tamamına yakını yalan ve maksatlı bilgilerden oluşuyor.
Kıtalara adını veren Amerci Vespuci aslen TRabzonlu ! bile olsa, sakın inanmayın, Bodrumlular yeni dünyaları feth etmiş, ÇÖKERTME oyunundaydılar !