Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Melike Ayarcı
Köşe Yazarı
Melike Ayarcı
 

Musul konusu

    Atatürk’ün vasiyeti Tarih: 6 Mart 1923 Lozan müzakereleri konusunda mecliste muhaliflerin hezeyanından bıkan Atatürk “Siz meseleyi kendi hayallerinize göre düşünüyor, şekil veriyor, hüküm veriyorsunuz ve öyledir diyorsunuz'' dedi… Muhaliflere yönelik Atatürk'ün bu tespiti bugün bile hâlâ geçerli !, Atatürk, o dönem muhalif vekillerden sakin olmalarını sürekli istese de dinleyen olmayınca “Arkadaşlar, mevzubahis olan mesele cidden mühim ve naziktir, bu meseleyi asabiyetle görüşmek gayri caizdir. Onun için bütün arkadaşlarımı sükuta davet etmek cüretinde bulunacağım” dedi.. Muhalifler için yarıda kesilen Lozan müzakereleri aslında araçtı; barıştan sonra kurulacak iktidara sahip olmak istiyorlardı! Bu sebeple asıl hedeflerinde kurtuluşun önderi Atatürk vardı. Meclis görüşmelerini engellemek için yapmadıkları kalmadı… Atatürk'ün üzerinde ehemmiyetle durduğu ve Lozan müzakeresinin kesilmesine sebep olan -tam bağımsızlığa engel- kapitülasyonlar konusu üzerinde muhalifler pek durmadı. Boğazların emniyeti meselesinde ısrarcı olmadılar. Üzerinde durdukları neredeyse tek konu vardı; Musul! ★★★ Dışişleri Bakanı İsmet Paşa, Lozan'a 14 maddelik hükümet talimatıyla gitti. Bunlardan biri Irak sınırı idi “Süleymaniye, Kerkük ve Musul livaları istenecek.” 20 Kasım 1922'de başlayan Lozan Barış Konferansı'nda Musul konusu altı gün sonra gündeme geldi. İsmet Paşa ile İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon baş başa, Irak sınırını konuştu. İsmet Paşa, Musul'u istedi. Curzon reddetti. Tartıştılar. İsmet Paşa, konferansta da Musul Vilayetini isteyeceğini söyledi. Curzon, kesinlikle reddedeceğini tekrarladı. Musul konusu İsmet Paşa ile Lord Curzon arasında karşılıklı muhtıra vermeye kadar uzandı. İngilizler, Musul'dan petrol payı vermeyi teklif etti. İsmet Paşa, “Bizim için Musul vatan meselesi, İngiltere için petrol meselesidir” yanıtını verdi. Lozan Konferansı'nda İsmet Paşa uzun bir konuşmayla Musul'un Türkiye'ye geri verilmesini istedi. Tezini şu nedenlere dayandırdı: Etnografik nedenler, siyasal nedenler, tarihi nedenler, coğrafi ve ekonomik nedenler, askeri ve stratejik nedenler. İsmet Paşa, Başbakan Rauf Bey'e gönderdiği telgrafta özetle, “Musul konusunda büyük çarpışma oldu. Benim uzun konuşmama Curzon cevap verdi ve işi Milletler Cemiyeti'ne yollamayı önerdi. Musul'un geri verilmesinde ısrar ettim. Durum ciddidir” dedi. Ardından Atatürk'e yazdı “Son derece bunalımlı bir gün geçirdik. Musul için savaş günü. Çok yorgunum. Üç gün uyumadım. Musul'u düşündüm…” dedi ★★★ Müttefikler, Lozan'da, Türk heyetine ağır bir barış antlaşması projesi sundu. Reddedilince kızgın Curzon apar topar Londra'ya gitti, konferansa ara verildi.  Musul'un Lozan'da çözülememiş olması meclisteki muhalifleri harekete geçirdi. Son 11 yıllık savaşta eline silah almamış sivil muhalifler savaş çağrıları yaptı ve “Süngüyle alalım…. İngilizlerin silahı varsa bizim de imanımız var…” dediler. Atatürk ise “Harp mecburi ve hayati olmalıdır. Gerçek düşüncem şudur; harbe götürünce vicdanımda azap duymamalıyım.‘Öldüreceğiz' diyenlere karşı ‘ölmeyeceğiz' diye harbe girebiliriz. Lakin milletin hayatı tehlikeye maruz kalmayınca, harp cinayettir., Ordumuzu yürüteceğiz, Musul'u bugün alacağız dersek bu mümkündür. Fakat Musul'u aldığımızı müteakip muharebenin hemen son bulacağına kani olamayız” dedi. Sonuçta Musul meselesi Lozan'da müzakere dışı bırakıldı. Türkiye ile İngiltere on iki aylık süreçte anlaşmazsa, sorun Milletler Cemiyeti'ne götürülecekti. İngiltere ile İstanbul'da 19 Mayıs, 5 Haziran ve 6 Ağustos 1924'te üç toplantı yapıldı. İngilizler Musul'u vermeyi bırakın, Hakkari'yi istedi!  İngilizler, sorunu Milletler Cemiyeti Konseyi'ne götürdü. Bir gün sonra Hakkâri bölgesinde Nasturi ayaklanması çıktı. İngiliz uçakları Nasturi isyancılarına havadan destek verdi… Milletler Cemiyeti, 20 Eylül 1924'te Musul'u görüşmeye başladı. Türkiye, Musul'da plebisit/ oylamayla çözüm istedi. Milletler Cemiyeti Komisyonu, 13 Şubat 1925'te Musul bölgesindeki halkın Türkiye'ye mi, Irak'a mı katılmak istediğini anlamaya çalıştığı sırada Doğu Anadolu'da -arkasında İngilizlerin olduğu- Şeyh Sait isyanı başladı! Bu ayaklanma (ve daha önceki Nasturi ayaklanması), İngilizlere yaradı; Musul Türkiye'den koparıldı. Sadece petrolden yüzde 10 pay verildi. Onu da ödemediler. Maalesef, askeri birlikleri şortla denetleyen popülist Turgut Özal yıllar sonra bu haktan vazgeçti. Kars, Ardahan ve Hatay'ı tek kurşun atmadan anavatana katan, Boğazlar sorunun halleden Atatürk, Musul'un alınmasını İnönü'ye vasiyet etti. İkinci Dünya Savaşı buna fırsat vermedi.    Soner Yalçın - Sözcü gazetesi

Musul konusu

 

 

Atatürk’ün vasiyeti

Tarih: 6 Mart 1923

Lozan müzakereleri konusunda mecliste muhaliflerin hezeyanından bıkan Atatürk “Siz meseleyi kendi hayallerinize göre düşünüyor, şekil veriyor, hüküm veriyorsunuz ve öyledir diyorsunuz'' dedi…

Muhaliflere yönelik Atatürk'ün bu tespiti bugün bile hâlâ geçerli !, Atatürk, o dönem muhalif vekillerden sakin olmalarını sürekli istese de dinleyen olmayınca “Arkadaşlar, mevzubahis olan mesele cidden mühim ve naziktir, bu meseleyi asabiyetle görüşmek gayri caizdir. Onun için bütün arkadaşlarımı sükuta davet etmek cüretinde bulunacağım” dedi..

Muhalifler için yarıda kesilen Lozan müzakereleri aslında araçtı; barıştan sonra kurulacak iktidara sahip olmak istiyorlardı! Bu sebeple asıl hedeflerinde kurtuluşun önderi Atatürk vardı. Meclis görüşmelerini engellemek için yapmadıkları kalmadı…

Atatürk'ün üzerinde ehemmiyetle durduğu ve Lozan müzakeresinin kesilmesine sebep olan -tam bağımsızlığa engel- kapitülasyonlar konusu üzerinde muhalifler pek durmadı. Boğazların emniyeti meselesinde ısrarcı olmadılar. Üzerinde durdukları neredeyse tek konu vardı; Musul!

★★★

Dışişleri Bakanı İsmet Paşa, Lozan'a 14 maddelik hükümet talimatıyla gitti. Bunlardan biri Irak sınırı idi “Süleymaniye, Kerkük ve Musul livaları istenecek.”

20 Kasım 1922'de başlayan Lozan Barış Konferansı'nda Musul konusu altı gün sonra gündeme geldi. İsmet Paşa ile İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon baş başa, Irak sınırını konuştu. İsmet Paşa, Musul'u istedi. Curzon reddetti. Tartıştılar. İsmet Paşa, konferansta da Musul Vilayetini isteyeceğini söyledi. Curzon, kesinlikle reddedeceğini tekrarladı.

Musul konusu İsmet Paşa ile Lord Curzon arasında karşılıklı muhtıra vermeye kadar uzandı. İngilizler, Musul'dan petrol payı vermeyi teklif etti. İsmet Paşa, “Bizim için Musul vatan meselesi, İngiltere için petrol meselesidir” yanıtını verdi.

Lozan Konferansı'nda İsmet Paşa uzun bir konuşmayla Musul'un Türkiye'ye geri verilmesini istedi. Tezini şu nedenlere dayandırdı: Etnografik nedenler, siyasal nedenler, tarihi nedenler, coğrafi ve ekonomik nedenler, askeri ve stratejik nedenler.

İsmet Paşa, Başbakan Rauf Bey'e gönderdiği telgrafta özetle, “Musul konusunda büyük çarpışma oldu. Benim uzun konuşmama Curzon cevap verdi ve işi Milletler Cemiyeti'ne yollamayı önerdi. Musul'un geri verilmesinde ısrar ettim. Durum ciddidir” dedi. Ardından Atatürk'e yazdı “Son derece bunalımlı bir gün geçirdik. Musul için savaş günü. Çok yorgunum. Üç gün uyumadım. Musul'u düşündüm…” dedi

★★★

Müttefikler, Lozan'da, Türk heyetine ağır bir barış antlaşması projesi sundu. Reddedilince kızgın Curzon apar topar Londra'ya gitti, konferansa ara verildi.  Musul'un Lozan'da çözülememiş olması meclisteki muhalifleri harekete geçirdi. Son 11 yıllık savaşta eline silah almamış sivil muhalifler savaş çağrıları yaptı ve “Süngüyle alalım…. İngilizlerin silahı varsa bizim de imanımız var…” dediler.

Atatürk ise “Harp mecburi ve hayati olmalıdır. Gerçek düşüncem şudur; harbe götürünce vicdanımda azap duymamalıyım.‘Öldüreceğiz' diyenlere karşı ‘ölmeyeceğiz' diye harbe girebiliriz. Lakin milletin hayatı tehlikeye maruz kalmayınca, harp cinayettir., Ordumuzu yürüteceğiz, Musul'u bugün alacağız dersek bu mümkündür. Fakat Musul'u aldığımızı müteakip muharebenin hemen son bulacağına kani olamayız” dedi.

Sonuçta Musul meselesi Lozan'da müzakere dışı bırakıldı. Türkiye ile İngiltere on iki aylık süreçte anlaşmazsa, sorun Milletler Cemiyeti'ne götürülecekti. İngiltere ile İstanbul'da 19 Mayıs, 5 Haziran ve 6 Ağustos 1924'te üç toplantı yapıldı. İngilizler Musul'u vermeyi bırakın, Hakkari'yi istedi!  İngilizler, sorunu Milletler Cemiyeti Konseyi'ne götürdü. Bir gün sonra Hakkâri bölgesinde Nasturi ayaklanması çıktı. İngiliz uçakları Nasturi isyancılarına havadan destek verdi…

Milletler Cemiyeti, 20 Eylül 1924'te Musul'u görüşmeye başladı. Türkiye, Musul'da plebisit/ oylamayla çözüm istedi. Milletler Cemiyeti Komisyonu, 13 Şubat 1925'te Musul bölgesindeki halkın Türkiye'ye mi, Irak'a mı katılmak istediğini anlamaya çalıştığı sırada Doğu Anadolu'da -arkasında İngilizlerin olduğu- Şeyh Sait isyanı başladı! Bu ayaklanma (ve daha önceki Nasturi ayaklanması), İngilizlere yaradı; Musul Türkiye'den koparıldı. Sadece petrolden yüzde 10 pay verildi. Onu da ödemediler. Maalesef, askeri birlikleri şortla denetleyen popülist Turgut Özal yıllar sonra bu haktan vazgeçti.

Kars, Ardahan ve Hatay'ı tek kurşun atmadan anavatana katan, Boğazlar sorunun halleden Atatürk, Musul'un alınmasını İnönü'ye vasiyet etti. İkinci Dünya Savaşı buna fırsat vermedi. 

 

Soner Yalçın - Sözcü gazetesi

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort