Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Ömer Durukan
Köşe Yazarı
Ömer Durukan
 

Şayet Ertuğrul Özkek de diyorsa

          Ertuğrul Özkök    TÜSİAD haklı, bu sistem çöktü, eksik kelimeyi de ben tamamlayayım   TÜSİAD artık söylenmesi gereken cümleyi söyledi:   “Bu sistem çökmüştür…”   Altını çizerek ve eksik kelimesini tamamlayarak ben de söyleyeyim.   “Güçlendirilmiş başkanlık sistemi çökmüştür.”   Çöken sistemin üstünde yükselen anıt   O enkazın üstünde kalan tek anıt iyice güçlendirilmiş bir liderlik profilidir.   Peki bu sistemi çökerten ne oldu?   Darbe mi?   Ülkede bırakın darbe yapacak gücü, bu kelimeyi ağzına alacak insan kalmadı.   Sistemi kim çökertti? Üç harfliler mi?   Öyleyse kim çökertti?   Dış güçler mi?   Güldürmeyin, dünyada başkasının evine elini atacak mecali kalmış tek dış güç yok.   Öyleyse kim?   Üç harfliler mi?   CİN’ler yani.   140 bin camide bütün hocalar emirlerinde.   Diyanet desen, eli kılıçlı bir iç güç.   Emirlerinde.   Bir okutuversinler, kaçar gider bilumum cin tayfası.   Eee kim kaldı geriye bu sistemi çökerten?   Sistemi dış güçler değil, iç güçler çökertti   Söyleyeyim.   İç güçler.   Pardon iç güç.   Geriye kalmış tek iç güç.   Güçlendirilmiş başkanlık sistemi.   Daha doğrusu “güçlü tek adam rejimine dönüşen” güçlendirilmiş başkanlık sistemi.   Teşhisi koyalım.   Sistemi güçlendirilmiş başkanlık rejimi çökertti.   Sistemi içeriden çökertecek tek güç kaldı, o da içeride   Bu sistemi içeriden çökertebilecek hiçbir güç kalmadı.   Sistem kendi kendini çökertti.   Parlamentoyu devre dışı bıraktı, medyasını tamamen tek sesli gürültücü bir vuvuzelaya çevirdi.   Adaletini çökertti.   Düşünce özgürlüğünü çökertti.   Ekonomiyi çökertti.   Devleti dindarlaştırayım derken halkın dinini unuttu.   Yeni nesil mühimmat bulamayınca depodaki ömrü dolmuş mühimmat   Şimdi yine TÜSİAD’a yükleniyorlar…   Ellerinde yeni nesil mühimmat olmayınca tozlu depolardan eski mühimmat çıkarılıyor.   Yine darbe hurafeleri servise sokulacak.   Adalet bakanı topa öyle şiddetle girdi ki şimdi vardiya yargıda durumdan vazife çıkaracak zinde güçlerde.   Ama biraz duralım.   Sevdiğiniz kelimeyle ifade edeyim.   Bir mantık ve akıl “ istişaresi” yapalım.   Ne yaptı TÜSİAD? Hakaret mi etti?   Ne yaptı TÜSİAD?   Sadece eleştirilerini ve endişelerini dile getirdi.   Ne var bunda?   Siz siyasiler istediğinizi söyleyeceksiniz de yatırımlarıyla, ürettikleriyle, ihraç ettikleriyle, yarattıkları iş imkanlarıyla bu ülkenin kalkınmasında muazzam bir vatan görevi yapan insanların tek kelime söyleme hakkı olamayacak mı?   Ne yaptılar?   Konuşmalarında tek kelime hakaret, iftira mı var?   Evet bu sistem çöktü.   Çökerten nedenlerden biri de işte bu en küçük eleştiriyi darbe demagojisiyle, yetmezse tehditle, yetmezse maliyecisiyle, o da yetmezse yargı yoluyla susturma, sindirme alışkanlıkları.   Bu iyi bir fırsat… Gazeteci, sanatçı, aydın, hatta yıldız falcıları sustu   Gazeteci, sanatçı, aydın sustu… Yıldız falcıları bile hapiste…   Yani size ne bugünden ne yarından kötü haber verecek kimse kalmadı ortalıkta.   RTÜK Başkanı “pembe medya” talimatı verdi.   Bugünden itibaren TÜSİAD da susar.   Yani ortalık toz pembe.   30 yıllık darbe hayaletleri seçim kazandırır mı?   TÜSİAD bütün AKP’lilere aynayı tuttu.   Sistem çöktü ve siz bunun gerçek nedenlerini görmek, bulmak, teşhis koymak yerine 30 yıllık darbe hayaletlerini göreve çağırıyorsunuz.   Dedim ya yeni nesil mühimmat kalmadı.   Kafka kahramanları gibi, kullanım ömrü dolmuş silahlarla hayali bir düşmana karşı hayali mevzilere giriyorsunuz.   Gerçek darbeciler nerede, size açıkça söyleyeyim   Oysa gerçek darbeci karşıda değil, sizin arkanızda.   Yarattığınız ucube medya düzeni, paralı trol taburları, durumdan vazife çıkarmaya hazır bürokrasi…   Kısaca başkanlık sisteminin yarattığı yeni bozuk düzen çökertiyor kendi kendini.   Bu ülkede gerçek post modern darbe yargı eliyle yapıldı   Ve son hatırlatma…   Bu ülkede son tehlikeli darbe yargı eliyle yapıldı.   FETÖ’cü polis, savcı ve hakim ülkenin MİT müsteşarını, seçilmiş başbakanını ve hükümetini post modern yargı darbesiyle yıkmak için harekete geçti.   17-25 Aralık post modern yargı darbesiydi   Bu sürecin son halkası da 15 Temmuz menfur darbe girişimiydi.   Yani arkadaş…   Yirmi yıllık tek parti iktidarından sonra hala anlamadın mı?   Darbeciyi hep karşı tarafta aradın, oysa senin yanındaydı, aynı yağmurlarda beraber yürüyordunuz.   Şimdi yine aynı hataya düşüyorsun.   AKP’nin makul insanları aynı tuzağa düşmeyin   Yani sayın AKP yönetimi…   Piyaniste ateş etmeyin.   Sistemi çökertmeye çalışanları bulup çıkarmak istiyorsanız TÜSİAD’a, görüşünü, endişesini samimiyetle dile getirenlere değil, içinize bakın.   Kendi içinize, kendi saflarınıza, kendi kurduğunuz sisteme bakın.   Çünkü sistem oralardan bir yerden çatır çatır çöküyor.   Merak etmeyin, muhalif taraftan gelecek bir tehlike yok.   Hazır herkes sindirilmiş, susturulmuşken bu sükunetten istifade biraz kendinize bakın.   Gerçekleri görebilmek için iyi bir fırsattır bu.   Konuşan kafaları birkaç gün ücretsiz izine çıkarın   Yapmanız gereken tek şey sosyal medyadaki paralı trollerinizi ve ekranlardaki şuursuz konuşan kafalarınızı birkaç gün ücretli izine çıkarmak…   Bu sessizliğe sizin de ihtiyacınız var…  

Şayet Ertuğrul Özkek de diyorsa

 
 
 
 
 
Ertuğrul Özkök 
 
TÜSİAD haklı, bu sistem çöktü, eksik kelimeyi de ben tamamlayayım
 
TÜSİAD artık söylenmesi gereken cümleyi söyledi:
 
“Bu sistem çökmüştür…”
 
Altını çizerek ve eksik kelimesini tamamlayarak ben de söyleyeyim.
 
“Güçlendirilmiş başkanlık sistemi çökmüştür.”
 
Çöken sistemin üstünde yükselen anıt
 
O enkazın üstünde kalan tek anıt iyice güçlendirilmiş bir liderlik profilidir.
 
Peki bu sistemi çökerten ne oldu?
 
Darbe mi?
 
Ülkede bırakın darbe yapacak gücü, bu kelimeyi ağzına alacak insan kalmadı.
 
Sistemi kim çökertti? Üç harfliler mi?
 
Öyleyse kim çökertti?
 
Dış güçler mi?
 
Güldürmeyin, dünyada başkasının evine elini atacak mecali kalmış tek dış güç yok.
 
Öyleyse kim?
 
Üç harfliler mi?
 
CİN’ler yani.
 
140 bin camide bütün hocalar emirlerinde.
 
Diyanet desen, eli kılıçlı bir iç güç.
 
Emirlerinde.
 
Bir okutuversinler, kaçar gider bilumum cin tayfası.
 
Eee kim kaldı geriye bu sistemi çökerten?
 
Sistemi dış güçler değil, iç güçler çökertti
 
Söyleyeyim.
 
İç güçler.
 
Pardon iç güç.
 
Geriye kalmış tek iç güç.
 
Güçlendirilmiş başkanlık sistemi.
 
Daha doğrusu “güçlü tek adam rejimine dönüşen” güçlendirilmiş başkanlık sistemi.
 
Teşhisi koyalım.
 
Sistemi güçlendirilmiş başkanlık rejimi çökertti.
 
Sistemi içeriden çökertecek tek güç kaldı, o da içeride
 
Bu sistemi içeriden çökertebilecek hiçbir güç kalmadı.
 
Sistem kendi kendini çökertti.
 
Parlamentoyu devre dışı bıraktı, medyasını tamamen tek sesli gürültücü bir vuvuzelaya çevirdi.
 
Adaletini çökertti.
 
Düşünce özgürlüğünü çökertti.
 
Ekonomiyi çökertti.
 
Devleti dindarlaştırayım derken halkın dinini unuttu.
 
Yeni nesil mühimmat bulamayınca depodaki ömrü dolmuş mühimmat
 
Şimdi yine TÜSİAD’a yükleniyorlar…
 
Ellerinde yeni nesil mühimmat olmayınca tozlu depolardan eski mühimmat çıkarılıyor.
 
Yine darbe hurafeleri servise sokulacak.
 
Adalet bakanı topa öyle şiddetle girdi ki şimdi vardiya yargıda durumdan vazife çıkaracak zinde güçlerde.
 
Ama biraz duralım.
 
Sevdiğiniz kelimeyle ifade edeyim.
 
Bir mantık ve akıl “ istişaresi” yapalım.
 
Ne yaptı TÜSİAD? Hakaret mi etti?
 
Ne yaptı TÜSİAD?
 
Sadece eleştirilerini ve endişelerini dile getirdi.
 
Ne var bunda?
 
Siz siyasiler istediğinizi söyleyeceksiniz de yatırımlarıyla, ürettikleriyle, ihraç ettikleriyle, yarattıkları iş imkanlarıyla bu ülkenin kalkınmasında muazzam bir vatan görevi yapan insanların tek kelime söyleme hakkı olamayacak mı?
 
Ne yaptılar?
 
Konuşmalarında tek kelime hakaret, iftira mı var?
 
Evet bu sistem çöktü.
 
Çökerten nedenlerden biri de işte bu en küçük eleştiriyi darbe demagojisiyle, yetmezse tehditle, yetmezse maliyecisiyle, o da yetmezse yargı yoluyla susturma, sindirme alışkanlıkları.
 
Bu iyi bir fırsat… Gazeteci, sanatçı, aydın, hatta yıldız falcıları sustu
 
Gazeteci, sanatçı, aydın sustu… Yıldız falcıları bile hapiste…
 
Yani size ne bugünden ne yarından kötü haber verecek kimse kalmadı ortalıkta.
 
RTÜK Başkanı “pembe medya” talimatı verdi.
 
Bugünden itibaren TÜSİAD da susar.
 
Yani ortalık toz pembe.
 
30 yıllık darbe hayaletleri seçim kazandırır mı?
 
TÜSİAD bütün AKP’lilere aynayı tuttu.
 
Sistem çöktü ve siz bunun gerçek nedenlerini görmek, bulmak, teşhis koymak yerine 30 yıllık darbe hayaletlerini göreve çağırıyorsunuz.
 
Dedim ya yeni nesil mühimmat kalmadı.
 
Kafka kahramanları gibi, kullanım ömrü dolmuş silahlarla hayali bir düşmana karşı hayali mevzilere giriyorsunuz.
 
Gerçek darbeciler nerede, size açıkça söyleyeyim
 
Oysa gerçek darbeci karşıda değil, sizin arkanızda.
 
Yarattığınız ucube medya düzeni, paralı trol taburları, durumdan vazife çıkarmaya hazır bürokrasi…
 
Kısaca başkanlık sisteminin yarattığı yeni bozuk düzen çökertiyor kendi kendini.
 
Bu ülkede gerçek post modern darbe yargı eliyle yapıldı
 
Ve son hatırlatma…
 
Bu ülkede son tehlikeli darbe yargı eliyle yapıldı.
 
FETÖ’cü polis, savcı ve hakim ülkenin MİT müsteşarını, seçilmiş başbakanını ve hükümetini post modern yargı darbesiyle yıkmak için harekete geçti.
 
17-25 Aralık post modern yargı darbesiydi
 
Bu sürecin son halkası da 15 Temmuz menfur darbe girişimiydi.
 
Yani arkadaş…
 
Yirmi yıllık tek parti iktidarından sonra hala anlamadın mı?
 
Darbeciyi hep karşı tarafta aradın, oysa senin yanındaydı, aynı yağmurlarda beraber yürüyordunuz.
 
Şimdi yine aynı hataya düşüyorsun.
 
AKP’nin makul insanları aynı tuzağa düşmeyin
 
Yani sayın AKP yönetimi…
 
Piyaniste ateş etmeyin.
 
Sistemi çökertmeye çalışanları bulup çıkarmak istiyorsanız TÜSİAD’a, görüşünü, endişesini samimiyetle dile getirenlere değil, içinize bakın.
 
Kendi içinize, kendi saflarınıza, kendi kurduğunuz sisteme bakın.
 
Çünkü sistem oralardan bir yerden çatır çatır çöküyor.
 
Merak etmeyin, muhalif taraftan gelecek bir tehlike yok.
 
Hazır herkes sindirilmiş, susturulmuşken bu sükunetten istifade biraz kendinize bakın.
 
Gerçekleri görebilmek için iyi bir fırsattır bu.
 
Konuşan kafaları birkaç gün ücretsiz izine çıkarın
 
Yapmanız gereken tek şey sosyal medyadaki paralı trollerinizi ve ekranlardaki şuursuz konuşan kafalarınızı birkaç gün ücretli izine çıkarmak…
 
Bu sessizliğe sizin de ihtiyacınız var…

 
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.