Uyduruk hikaye…
Küreselleşme masalı ..
Bütün dünya gibi Türkiye'de Trump'a suikast girişimini konuşuyor.
Trump'a suikast girişimini konuşu Tetikçi böyle sıradan bir sosyopat mı amatör bir sosyopatmı ? yoksa arkasında karanlık bir güç mü var bilinmez. Fakat, elinde çubuklarla TV lerde boy gösteren zavallıların Komplo teorileri BOŞ.
Sonuçlar yerine nedenler üzerine kafa yorup ‘’Gerçeklerden’’ bahsedelim.
Hatırlayalım 1989 yılı itibariyle Berlin Duvarı ile birlikte Demir Perde yıkılmıştı Yepyeni bir dünya kuruluyordu. İnsanlık alemi Geleceğe dair umutluydu. 1991 itibariyle de artık Sovyetler Birliği, Doğu Batı bloğu artık yoktu, ülkeler arası böyle küresel kutuplaşma sona ermişti.
Lay laylom filan diye mutluluk şarkıları söylenirken ABD Düğmeye bastı. TEKELLEŞME denilen kavram hayata geçirildi, küreselleşme denilen tek kutuplu dünya kavramı ile bütünleşme, malların ürünlerin fikirlerin kültürlerin karşılıklı alışverişi olacak ,Böylece uluslararası bütünleşme - birleşik dünya olacak denildi.
Oysa internet teknolojisiyle birlikte dijital Çağ başlıyor, ülke sınırlarının sanal hale getirilmesi marjinal fikirlerin uluslararası dolaşıma sokulması, internet üzerinden uluslararası ticarete böyle bariyer koyan gümrük duvarlarının ortadan kaldırılması devletlerin şirket mantığıyla yönetilmesi, herkesin kulağına hoş geliyor vatandaş kavramının müşteri kavramına dönüşmesini kimse umursamadı milli şuurun, ulusal onurun yerini ciro ve kazanç aldı.
Toplumların en kutsalı para oldu, bu mantığa itiraz edenlere dinozor muamelesi yapılı artık küreselleşme var dedi konvansiyonel medyanın yerini sosyal medya aldı, beraberinde Yankı odaları oluştu, insanlar sosyal medyada kendisi gibi düşünen insanları takip etmeye, sonra da kendisininmiş gibi sosyal medyalarından yaymaya başladılar.
Böylece insanlar yavaş yavaş farklı düşüncenin giremediği aynı düşünceden ibaret habire aynı düşüncenin yankılandığı yalı, atılmış Yankı odalarına haps oldu. Çok seslilik yarattığı zannedilen Sosyal medya, maalesef insanların kendi kendine sansür uyguladığı tek sesli ortamlara dönüştü, kendisi gibi düşünmeyenlere karşı sansür uygulamaya başladı, kendi düşüncesinin Kesinlikle doğru olduğuna daha çok inanmaya kendi kendini alkışlamaya başladı.
Bu Yankı odaları kültürel lümpenleşme tırmandırdı, bütün dünyada sınırsız popülizm yarattı ülkeler arası küresel kutuplaşma sona erdi zannedilirken, Her ülke kendi içinde kutuplaştırıyordu. Böylece bana seçmenini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim türünden hükümetler kurulmaya başladı. Bu durum Bilinen devlet adamları çağının sonuydu.
Küreselleşme başlar başlamaz mesela İtalya'nın başına ŞARLATAN ucuz Berlosconi gibi, sonradan görme tipik bir maganda geçti. Bize benzerliği çok şekilde Aşağıladı cahillerin ilahı oldu, İtalyan halkını ikiye böldü ülkenin yarısı coşkuyla ayakta alkışlarken diğer yarısı, İtalya adına duyduğu utançtan yerin dibine girdi. Neticede böyle vergi kaçakçılığından cinsel istismara kadar pek çok suçtan yargılanıp mahkum oldu ama İtalya'nın birliğine, bütünlüğüne öylesine derin yaralar açıldı ki ülkenin siyasi ve toplumsal dengesi bozuldu allak bullak oldu. Takip edenler bilir, İtalya kendini toparlayamadığı son 10 yılda 8 defa Başbakan değişti.
Benzer olay Fransa'nın başına geçen Sarkozy ile yaşandı. Küreselleşmeyle bekli Fransız devrimini, demokrasisini değilde adeta Rus çarlarını, Fransız nezaketini değil - mafya babalarını andırı kirli karanlık ilişkilerine, alışık olmadığımız bu KÜSTAH, en yüksek oyu ben alıyorum dedi öyle sen ne istersem yaparım diye düşündü. Neticede yolsuzluk Ve seçimde usulsüzlük gibi suçlulardan gözaltına alındı yargılandı ama olan Fransaya olurken, Şimdi güya, kendisinden 25 yaş büyük 71 yaşındaki eşi ile 46 yaşındaki Macron, Koskoca Fransa'da karar alırken hükümete veya parlamentoya değil eşine soruyor.
En son Avrupa parlamento seçimlerinde ırkçılığa kayan böyle görüşlere sahip partiler oy patlaması yaptı. Küreselleşme Avrupa'yı İşte bu hale getirdi. Hollanda’da açık oy farkıyla seçildi aşırı sağcı - İslamiyetten nefret ettiğini söyeyen Wilders seçildi. Halbuki aslında bireysel özgürlüklerin merkezi, dinsel tercihlerin özgürlüğü, uyuşturucu kullanımı konusunda bile sınırsız özgürlüğe sahip ülkeyi, Küreselleşmenin savurduğu nokta İşte bu.
Almanya'nın başına küreselleşmeyle birlikte Merkel geçti. Muhteşem biriydi ama Doğu Alman köylüsü sıfatından kurtulamadı, sonra adeta tarihten silindi. Bugün Koskoca Almanya'nın ne kadar silik kadrolar tarafından yönetildiğini herkes görüyor ve AB liderliği bile ortadan kalktı.
Bretex diyen İngiltere, Avrupa birliğinden ayrıldılar. Bir zamanlar üzerinde Güneş batmayan imparatorluk kendisini küresel saldırıdan koruyabilmek için Ada sınırlarına çekildiler kapıyı pencereyi kitlemekten başka çare bulamadılar.
Churchill, Theatcher gibi saygın siyasetçilerden, Trump'ın Londra bayisine, ahlaki zaafları olan, skandallarıyla meşhur İzmir’li Fikret’in torunu Boris Johnson'a savruldular. Sonra Hintli ve şimdide eşi Yahudi, kendi Ateist olan yeni bir başbakan seçerken kraliçe de öldü, artık İngiltere yönünü bulamıyor.
Brezilya'da Bolsonaro, Hindistan'da Modi, Macaristan'da Orban …. böyle sakil – kaba, Nobran hoyratlar, devlet adamlığı kimliğinden çok, emperyalizm tarafından kurulan düzen temsilcileri haline geldiler. Mesela komşumuz Yunanistan bile küreselleşmeden kaçayım derken, öylesine öbür uca savruldularki hala ne olduğu belirsiz Çipras’ı seçtiler, Sovyetler yıkıldıktan 25 yıl sonra Yunanistan'ın sorunlarını komünizmle çözmeye çalıştılar.
Keza Gürcistan'da Gül devrimi dediler Şahakaşvili gibi DELİ biri başkan seçildi, neticede Gürcistan vatandaşlığından bile attılar, tutuklayıp hapse tıktılar. Ukrayna'da Turuncu Devrim dediler, senelerce oryantal dansöz kıyafetleriye sahne almış - siyasetle alakası olmayan birini, 3 ayda devlet başkanı yaptılar, ülke savaşa sürüklendi, topraklarının üçte birini kaybetti.
Lübnan'da sedir devrimi dediler, bizim aklıevvellerin Türk Telekomu, Kamu banka krediyleriyle talan ettikleri, borcunu ödemeyen Hariri öldürüldü. Mısır'da Lotus devrimi dediler, siyasal dincileri iktidara getirdiler sonra devasa hırsızlıkları ortaya çıkan Mursi'yi astılar, darbeci Sisi başa geçti. Arap baharı dediler, Libya – Suriye, Yemen'de …. taş üstünde taş kalmadı.
Küreselleşmenin bir başka feci sonucu, felakette olan Arjantin’de saçı – başı, kılığı - kıyafeti ve davranışları kafadan saksı yemiş, Arjantin Merkez Bankası'nı kapatacağım, ABD doları kullanacağız, Milli Eğitim bakanlığını, Sağlık bakanlığını kapatacağım, Organ satışına İzin vereceğim, grup seks yapmaktan hoşlanıyorum diyen bir sapığı Başkan seçtiler !.
Küreselleşme denilen toplumsal kutuplaşma, aslında cehaletin Güç Birliği oldu.
ABD 2016 seçimlerinde, tarihin en tuhaf başkanı Trump, tıpkı bizde yaşanmışlıklarıyla bildiğimiz TROLL - yandaşları internette 300'den fazla sahte haber sitesi kurup, rakiplere yönelik 2 milyondan fazla sahte haber ürettiler. Aslında troller algoritmik Propaganda yaptılar. Merkezi Londra'da bulunan bir bilgi madenciliği şirketini kullanarak, sosyal medya - özellikle Facebook kullanan Amerikalı seçmenlerin kişisel profillerini Satın alıp onlara yönelik sahte haber bombardımanı yarattı oy verme eğilimlerini etkiledi, Papa'nın bile trump'ı desteklediğini iddia ettiler, yaratılan sahte gerçeklikle ABD halkını aldatmayı başardılar Trump Başkan oldu.
ABD icadı Küreselleşmenin yarattığı toplumsal kutuplaşma - cehaletin Güç Birliği sonunda bumerang gibi döndü dolaştı Amerika'yı vurdu. Önce varoş - liboş oylarıyla siyah tenli müslüman Mübarek ! Obama sonra tam aksi tarafa savrulup, Hristiyan ve beyaz olan, vergi kaçakçılığı dahil çok sayıda suçlamaları olan Trump'ı başkan seçtiler. Bir sonraki seçimi kaybedince pespaye kitlesini sokağa döktü ya kongre binasını bastılar ya yıkıp döküp Darbe yapmaya kalkıştılar washington'da iç savaşın kıyısından dönüldü. Sonra adamdan kurtulayım derken, Boş bidona benzetilen Biden, halkın umudu oldu.
Homofobikler Zenginliğin – bilimin - teknolojinin adeta sözlük anlamı dedikleri ABD rüyası aslında Amerikan kabusudur. ABD'de trump'ın Başkanlığı döneminde yaşanan ve şu anda suikast girişimine bile sebep olan toplumsal kutuplaşma, bir kez daha ibretle gösterdi ki, aslında iddia ettikleri uzay mekikleri uçak gemileri falan hikayedir. Aslında cahilden daha yıkıcı bir kitle imha silahı henüz icat edilmemiştir.
Gözünü Para hırsı Bürümüş vahşilik, ülkelere dayatılan Küreselleşmenin devletlerin – hükümetlerin, belediyelerin şirket gibi yönetilmesi, halk yerine ciro konulmasının - vatandaşlığın müşteri kavramına dönüşmesi sonucu, İzmirde Yaşanan Elektrik felaketi, asla ‘’sözlük anlamı: yanlışlıkla ve beklenmedik şekilde gerçekleşen eylem’’ bir kaza değildir.
Vatandaş kavramının müşteri kavramına dönüşmesinin, insanı insan yerine koymayan zihniyetin sonucu belkide ‘’hayat pahalı ama insan hayatı sudan ucuz’’ özelliğine sahip tek ülke Türkiye Abdi İpekçi'nin suikastçisi şu anda Sokakta dolaşırken, Necip Ablemitoğlu'nun suikastçisi henüz bulamamışken, Hırant Dink, Tahir Elçi'nin suikastçıları henüz bulunamışken, Ankara'nın göbeğinde polis tarafından öldürülen Rusya Büyükelçisi andrey klov suikastini bile henüz çözememiş, İstanbul Suudi Arabistan konsolosluğunda DOĞRANAN Kaşıkcı cinayeti dosyası kapatılırken, YÜZKARASI halimizle, Trump suikastini elinde çubuklarla Tv ekranlarında anlatmaya kalkanlar ülkesiyiz …
16 07 2024 – Yılmaz Özdil videosundan bölüm...