Tersi de doğrudur; “Kadın yoksa yarın yok.” Bu, biyolojik olarak da böyledir, uygarlık olarak da ekonomik olarak da… 12 silindirli performans arabası gibi, Türkiye’de 6 silindiri devreye almamak, en büyük ahmaklık olurdu zaten. Ancak bugün şükür ki kadını yücelten anlayışı benimseyenlerimiz arttı.
Ekonomi Gazetesi ve KoçKam işbirliğiyle düzenlediğimiz, “Lider Kadın Paneli ve Ödülleri” etkinliğindeyiz. Kürsüdekiler; kadının hak ettiği düzeye doğru attığı her adımda ekonominin, şirketlerin, kurumların ve ülkenin uygarlık talebindeki artışına dair örnekleri art arda sıralıyor.
KADIN ELİ DEĞDİĞİ İŞİ DÖNÜŞTÜRÜYOR
Hele ki yönetimde kadının farkı, istatistikleri günceller noktaya vardı. Misal yönetiminde %30 kadın olan şirketler batmıyor, iflasla karşılaşma riski 5 kat düşüyor, riskli kararlarda 4 kat daha başarı var. Ayrıca yönetimde kadın eşitliği sağlandığında dünya gelirinde 12 trilyon $’lık ilave katkı oluşuyor.
Eğitilmiş kadının yarattığı fark ise olağanüstü. Kız çocuğunu okulda 5 yıl tutarsan, ömür boyu gelirinde %10-15 artış yaşanıyor. Eğer ortaokul bitirirse, kız çocuğunun geliri %20-25 artmakla birlikte bebek ölümleri %50 azalıyor. Erkeği eğitirsen bir bireyi eğitirsin. Kadını eğitirsen bir nesli yüceltirsin.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Kadına dair
Kadının kalkınma sürecine etkisi nedir?
Bu sorunun cevabını; “Yeni Ekonomi ve Teknoloji” panelinde Cisco Türkiye Genel Müdürü Didem Duru’dan alıyoruz; “Teknolojide kadının devreye girmesiyle birlikte gerek üretim niceliği ve gerek katma değer niteliği alanlarında adeta sıçrama yaşanıyor. Ancak almamız gerek daha uzun yol var.”
Teknolojide kadın ne gibi farklar yaratıyor?
Aynı panelde bu soruya Teknosa CEO’su Sitare Sezgin şu cevabı veriyor; “Fırsat eşitliği sağlanması halinde kadın, hem üretim hem de liderlik boyutlarında kurumları yüceltiyor.” Doğrudur, hele ki anne mentorlar projesi ile kariyerinde kesintinin önlenmesi, ekonomide belirgin fark oluşturuyor.
Not: - ERKEĞE SORMADIĞIN SORUYU KADINA DA SORMA
İşe alım süreçlerinde insan kaynaklarının (İK) sıkça düştüğü bir hata var; “Evlenmeyi düşünüyor musun? Hamile kalacak mısın?” sorusu… Sana ne ey İK? Sen doğum kontrol hapı mısın ki erkeğe sormadığın soruyu kadına sorarak cinsiyet ayrımı yapıyorsun?
Kadının tahmin ettiği şey, erkeklerin emin olduğu şeyden daha doğrudur oysa… Erkeği güç üzerinden ve kadını sezgi üzerinden tanımlayan kültür dahi kadınsız bir hayatın, üretimin sürgit olamayacağını haykırmasına rağmen, erkek egemen yapıların bu telaşı, bu paniği, bu korkusu niye?
Güçlü Kadın Güçlü Türkiye derken bunu slogan düzeyinde ele alırsanız, kadın güzellemesinden öteye gidemezsiniz. Ancak kadını güçlendirdiğinizde hangi sonuçların alındığına bakarsanız, farkı görür ve siz de bu alanda kendinize düşen rolü kavrarsınız. Kadına pozitif ayrımcılık sözü de gayet rencide edici… Pozitif veya negatif ayrımcılık yerine fırsat eşitliği sağlamayı dene… Kadına “çalışsın” demek, işin siyasi kurnazlık söylemi. Kadını çalışma hayatında tutacak süreçleri sağla, gerisini kadın hallediyor zaten.
İşi hamaset boyutunda ele alanlara sesleniyorum; “kadın çalışsın” demek yerine işyerinde kreş bulundurmayı dene, emzirme, bebek bakımı alanlarda bir şeyler yap.
Hem de hemen şimdi…