Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Ömer Durukan
Köşe Yazarı
Ömer Durukan
 

HAYRETMİ ?

        NİYE ŞAŞIRIYORSUNUZ?   Abdüllatif Şener’i CHP’ye getiren kimdi?    2011’de CHP Parti Meclisi üyesiyken FETÖ’nün gazetesi Zaman’daki röportajında tekke ve zaviyelerin Devrim Kanunları ile kapatılmasının topluma zarar verdiğini söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu!   Önceki dönemde CHP’den milletvekili olan ama son seçimde aday gösterilmeyen eski AKP kurucusu Abdüllatif Şener, ilk turda Sinan Oğan’a oy verdiğini, ikinci turda geçersiz oy kullandığını açıkladı. Ancak Barış Pehlivan’ın ortaya çıkardığına göre, Şener’in oy verdiği sandıkta hiç geçersiz oy çıkmamış!   Şener’i CHP’ye getiren kimdi biliyor musunuz? CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu. SSK genel müdür yardımcılığı görevi sırasında Kılıçdaroğlu ile çalışan Kuşoğlu, 2002-2008 arasında Mehmet Ağar’ın Doğru Yol Partisi’nin ve Demokrat Parti’nin genel başkanı olduğu dönemlerde, bu partilerde siyaset yaptı; 2009’da AKP’den istifa eden Şener’in Türkiye Partisi’nin kurucularından biriydi!   2010’da o partiden istifa edip CHP’ye katıldı, dört dönem milletvekili oldu. Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilseydi, önemli bir bürokratik görevde ya da kabinede yer alacaktı.   Kuşoğlu hakkında bilinmesi gereken önemli bir şey daha var. 2011’de CHP Parti Meclisi üyesiyken, Gülen Cemaati’nin gazetesi Zaman’daki röportajında, tekke ve zaviyelerin Devrim Kanunları ile kapatılmasının topluma zarar verdiğini belirtip şunları söyledi:     “Şu anda toplumu kültür ve inanç konusunda besleyecek bu damardan yoksunuz. Bu tür kurumlara ihtiyaç var, yeniden kurulması için gerekli hazırlıkların yapılması gerekir. Tekke ve zaviyeler, çağdaş kurumlar olarak tekrar benimsetilmeli. ‘Bunlar irtica yuvaları!’ Yok öyle bir şey. Tam tersine kültür yuvaları.”   Çok açık ki Cumhuriyet Devrimleri’ne karşı çıkanlar, siyasal İslamcılar, tüzüğüne göre laikliği savunması gereken CHP’ye sokulmuş, milletvekili adayı yapılmış ve parti politikalarını belirlemiştir.   Bunun sorumlusu Kılıçdaroğlu ve partinin yetkili organlarında görev yapanlardır.    Yazımın devamında, 15 Ocak 2023’te bu köşede çıkan makalemden bazı bölümleri paylaşacağım. Çünkü CHP’deki ideolojik yozlaşma hakkında çok uyardık; şimdi olaylara şaşıranlara şaşırıyorum...   CUMHURİYET DEVRİMİ, KARŞIDEVRİMCİLERLE KORUNMAZ, YIKILIR Altılı masa, Türkiye’de şeriatçı, faşizan eğilimin yükseldiği bu dönemde, “demokrasi çatısı altında buluşan partilerin yarattığı seçenek” olarak topluma sunuldu. Erdoğan’ın “Şahsım Devleti”nin karşısına “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” konuldu. Otokratik bir yönetime karşı demokrasi vaat edildi.   Hemen herkesle kavga eden bir iktidara karşılık olarak “helalleşme” söylemi siyasete sokuldu. Yanlış bir siyasetti ama gerilimden yılan ülkede gerektiği gibi sorgulanmadı. Helalleşilenler arasında liberaller, sağcılar, siyasal İslamcılar, tarikatlar ve cemaatler de yer aldı ama masa dağılmasın diyenler sustu.      MASADA SİYASAL İSLAMCI VARSA NE OLUR? Masadakiler siyasal İslamcı ise demokrasi vaat edemezsiniz. Çünkü onlar varsa, laikliği sulandırmadan savunamazsınız. Laiklik olmayınca da demokratik bir yönetim kuramazsınız.   Masadakiler, kadın düşmanı tarikat liderlerine “kanaat önderi” diyorsa, kendiniz laikliği feda etmiş olsanız bile, tabanınızdaki huzursuzluğu önleyemezsiniz.   Masadakiler, AKP’nin en karanlık döneminde başbakanlık yapmışsa ve o dönemdeki vahim olaylar hakkında susuyorsa ya da ekonomi yönetiminin idaresinden sorumlu bakan olup özelleştirmelerin altına imza atmışsa, halkın hakkını geri alacağınızı ve karanlığı dağıtacağınızı iddia edemezsiniz.   Masadakiler, anayasanın değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek maddelerine karşı görüş açıklıyorsa, birliği sağlayamazsınız.   Masadakilerle el ele verip, TÜSİAD’a övgüler düzerek NATO’culuk oynarken emekçilerin haklarını koruyacağınızı söyleseniz de kimseyi inandıramazsınız.   Masadaki siyasal İslamcı eski AKP’liler karşıdevrimci görüşleri savunurken iktidarınızda AKP’yi sandığa gömeceğinizi söylerseniz, yalnızca kendinizi kandırırsınız.    ÖDÜNLER, ŞANTAJLAR VE GERÇEKLER  Bunca zamandır altılı masanın bileşenlerinin demokrasi anlayışları ve beslendikleri siyasal damarların yarattığı uyumsuzluğun üzeri örtüldü. “Partiler arasında farklar olabilir, parlamenter sisteme ve demokrasiye odaklanılsın” denildi. Uyumlu görünmek için de sürekli sağa eğilen CHP oldu. Siyasal İslamcı ve sağcı partiler, hiçbir ödün vermezken CHP, kendi tabanını uzaklaştırma pahasına ilkelerini rafa kaldırdı.      CHP’nin iktidarı değiştirmek için taktiksel olarak bu ödünleri verdiği düşünülse bile, asgari olarak vaat ettiği demokrasinin altılı masadaki liderler ile sağlanamayacağı açıktır. Seçmenin tıpış tıpış gidip kendisine oy vereceğini düşünen varsa yanılır.   Nitekim laikliğin ne kadar hayati olduğunu bilenler, siyasal İslamcı bir partinin TBMM’de grup kurabilmesi için gereken 20 milletvekili adayı CHP listesinden seçime girerse, oy vermem diyor!   Bir ittifaktaki partiler arasında farklı görüşler olabilir ama siyasal İslamcılar ile fark ayrıntıda değil, temeldedir. Karşıdevrimcilerle, Cumhuriyet Devrimi ve onun kazanımları korunmaz, ancak yıkılır.   Zülal Kalkandelen  Cumhuriyet Gazetesi

HAYRETMİ ?

 
 
 
 
NİYE ŞAŞIRIYORSUNUZ?
 
Abdüllatif Şener’i CHP’ye getiren kimdi? 
 
2011’de CHP Parti Meclisi üyesiyken FETÖ’nün gazetesi Zaman’daki röportajında tekke ve zaviyelerin Devrim Kanunları ile kapatılmasının topluma zarar verdiğini söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu!
 
Önceki dönemde CHP’den milletvekili olan ama son seçimde aday gösterilmeyen eski AKP kurucusu Abdüllatif Şener, ilk turda Sinan Oğan’a oy verdiğini, ikinci turda geçersiz oy kullandığını açıkladı. Ancak Barış Pehlivan’ın ortaya çıkardığına göre, Şener’in oy verdiği sandıkta hiç geçersiz oy çıkmamış!
 
Şener’i CHP’ye getiren kimdi biliyor musunuz? CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu. SSK genel müdür yardımcılığı görevi sırasında Kılıçdaroğlu ile çalışan Kuşoğlu, 2002-2008 arasında Mehmet Ağar’ın Doğru Yol Partisi’nin ve Demokrat Parti’nin genel başkanı olduğu dönemlerde, bu partilerde siyaset yaptı; 2009’da AKP’den istifa eden Şener’in Türkiye Partisi’nin kurucularından biriydi!
 
2010’da o partiden istifa edip CHP’ye katıldı, dört dönem milletvekili oldu. Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı seçilseydi, önemli bir bürokratik görevde ya da kabinede yer alacaktı.
 
Kuşoğlu hakkında bilinmesi gereken önemli bir şey daha var. 2011’de CHP Parti Meclisi üyesiyken, Gülen Cemaati’nin gazetesi Zaman’daki röportajında, tekke ve zaviyelerin Devrim Kanunları ile kapatılmasının topluma zarar verdiğini belirtip şunları söyledi:
 
 
“Şu anda toplumu kültür ve inanç konusunda besleyecek bu damardan yoksunuz. Bu tür kurumlara ihtiyaç var, yeniden kurulması için gerekli hazırlıkların yapılması gerekir. Tekke ve zaviyeler, çağdaş kurumlar olarak tekrar benimsetilmeli. ‘Bunlar irtica yuvaları!’ Yok öyle bir şey. Tam tersine kültür yuvaları.”
 
Çok açık ki Cumhuriyet Devrimleri’ne karşı çıkanlar, siyasal İslamcılar, tüzüğüne göre laikliği savunması gereken CHP’ye sokulmuş, milletvekili adayı yapılmış ve parti politikalarını belirlemiştir.
 
Bunun sorumlusu Kılıçdaroğlu ve partinin yetkili organlarında görev yapanlardır. 
 
Yazımın devamında, 15 Ocak 2023’te bu köşede çıkan makalemden bazı bölümleri paylaşacağım. Çünkü CHP’deki ideolojik yozlaşma hakkında çok uyardık; şimdi olaylara şaşıranlara şaşırıyorum...
 
CUMHURİYET DEVRİMİ, KARŞIDEVRİMCİLERLE KORUNMAZ, YIKILIR
Altılı masa, Türkiye’de şeriatçı, faşizan eğilimin yükseldiği bu dönemde, “demokrasi çatısı altında buluşan partilerin yarattığı seçenek” olarak topluma sunuldu. Erdoğan’ın “Şahsım Devleti”nin karşısına “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” konuldu. Otokratik bir yönetime karşı demokrasi vaat edildi.
 
Hemen herkesle kavga eden bir iktidara karşılık olarak “helalleşme” söylemi siyasete sokuldu. Yanlış bir siyasetti ama gerilimden yılan ülkede gerektiği gibi sorgulanmadı. Helalleşilenler arasında liberaller, sağcılar, siyasal İslamcılar, tarikatlar ve cemaatler de yer aldı ama masa dağılmasın diyenler sustu. 
 
 
MASADA SİYASAL İSLAMCI VARSA NE OLUR?
Masadakiler siyasal İslamcı ise demokrasi vaat edemezsiniz. Çünkü onlar varsa, laikliği sulandırmadan savunamazsınız. Laiklik olmayınca da demokratik bir yönetim kuramazsınız.
 
Masadakiler, kadın düşmanı tarikat liderlerine “kanaat önderi” diyorsa, kendiniz laikliği feda etmiş olsanız bile, tabanınızdaki huzursuzluğu önleyemezsiniz.
 
Masadakiler, AKP’nin en karanlık döneminde başbakanlık yapmışsa ve o dönemdeki vahim olaylar hakkında susuyorsa ya da ekonomi yönetiminin idaresinden sorumlu bakan olup özelleştirmelerin altına imza atmışsa, halkın hakkını geri alacağınızı ve karanlığı dağıtacağınızı iddia edemezsiniz.
 
Masadakiler, anayasanın değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek maddelerine karşı görüş açıklıyorsa, birliği sağlayamazsınız.
 
Masadakilerle el ele verip, TÜSİAD’a övgüler düzerek NATO’culuk oynarken emekçilerin haklarını koruyacağınızı söyleseniz de kimseyi inandıramazsınız.
 
Masadaki siyasal İslamcı eski AKP’liler karşıdevrimci görüşleri savunurken iktidarınızda AKP’yi sandığa gömeceğinizi söylerseniz, yalnızca kendinizi kandırırsınız. 
 
ÖDÜNLER, ŞANTAJLAR VE GERÇEKLER 
Bunca zamandır altılı masanın bileşenlerinin demokrasi anlayışları ve beslendikleri siyasal damarların yarattığı uyumsuzluğun üzeri örtüldü. “Partiler arasında farklar olabilir, parlamenter sisteme ve demokrasiye odaklanılsın” denildi. Uyumlu görünmek için de sürekli sağa eğilen CHP oldu. Siyasal İslamcı ve sağcı partiler, hiçbir ödün vermezken CHP, kendi tabanını uzaklaştırma pahasına ilkelerini rafa kaldırdı. 
 
 
CHP’nin iktidarı değiştirmek için taktiksel olarak bu ödünleri verdiği düşünülse bile, asgari olarak vaat ettiği demokrasinin altılı masadaki liderler ile sağlanamayacağı açıktır. Seçmenin tıpış tıpış gidip kendisine oy vereceğini düşünen varsa yanılır.
 
Nitekim laikliğin ne kadar hayati olduğunu bilenler, siyasal İslamcı bir partinin TBMM’de grup kurabilmesi için gereken 20 milletvekili adayı CHP listesinden seçime girerse, oy vermem diyor!
 
Bir ittifaktaki partiler arasında farklı görüşler olabilir ama siyasal İslamcılar ile fark ayrıntıda değil, temeldedir. Karşıdevrimcilerle, Cumhuriyet Devrimi ve onun kazanımları korunmaz, ancak yıkılır.
 
Zülal Kalkandelen 
Cumhuriyet Gazetesi
Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort