Hz. Muhammed, 610 yılında peygamberliğini ilan ediyor. Savaşlar vs. , sonunda İslam devleti ve 4 halife dönemi. .... vs., fakat Türklerin bir şeyden haberi yok. Sonra Emeviler dönemi (661-750) başlıyor.
Türkler, Emevilerin illerine yaptığı düzenli saldırılarla İslam'la tanışıyor ama onu benimsemiyor. Karahanlı hükümdarı Bezir Han ölünce, oğlu Satuk Buğra, amcası ile taht kavgasında varlıklı Arapların desteğini alarak yerine geçiyor. 932'de, İslam'ı kabul ederek Abdulkerim adını alarak ilk Müslüman Türk hükümdar oluyor, tabii tebaası da.
İslam'ın doğuşundan 322 yıl sonra. Daha önce Musevi Hazar Hanlığında paralı asker olan Selçuklu Sultanı Selçuk Bey de bakıyor ki bu din mutlak hükümdarlık için çok elverişli bir aparat, o da Satuk Buğra Han'la aynı yolu izliyor. Tebaası olan Oğuzlar da.
Sonrasında Türkler, bu lokal dini kılıçla yayıyor. Türk hükümdarlarının tebası Oğuzlar, onlardan dolayı İslam'ı kabul ediyor. İlk kabul edenlere "Türkmen" deniyor. Ancak tebaanın Müslümanlığı, Saray çevresinde tesis edilen ortodoks İslam'dan farklı. Şehadet getirip, kadim Şaman geleneklerini sürdürüyorlar.
Oğuzlar, Müslüman olmaya oluyor ama kendi bildikleri gibi yaşıyor. Heterodoks bir çeşit Müslümanlık (?) ortaya çıkıyor. Bunların Otman Baba, Geyikli Baba gibi yarı şaman din adamları, Kalenderilik, Torlaklık vb. dini ekolleri var.
Zamanla ortodoks Sünni Saray ve çevresi ile heterodoks tebaa arasında uçurum ve çatışma büyüyor. Heterodoks zümreler Saray'a inat, yüzyıllar sonra kulaktan öğrenip çok da bilmedikleri İslam siyasetinde Aliciliği benimsiyor.
Saray ise Emeviler ve Abbasilerden miras ekolü. Anadolu Selçukluları, sürülerine otlak için güneyden içlere yarma hareketine girişen Baba İlyas liderliğindeki heterodoks Türkmenleri, 1240'ta Malya Ovası'nda çoluk çocuk demeden parayla tuttuğu Frenk askerleri marifetiyle kılıçtan geçiriyor. Buna da "Babai isyanı" diyorlar.
Türkmen/Oğuz'a düşmanlıkla bindiği dalı kesen Selçuklu hanedanı, 1243'te Moğollarca yıkılıyor. Bir süre Moğol işgalinde kalan Anadolu'da Celalettin Rumi onlara yanaşırken, Hacı Bektaş ve Ahi Evran gibi heterodoks kesimin inanç önderleri Türkmenleri kollayıp, onlara güç veriyor.
Beylikler dönemi sonrası Osmanlı beyliğinin devletleşmesi.
Bu süreçte hetorodoks Türkmenler Osmanlı'ya destek veriyor, kuruluşunda rol oynuyor.
Yeniçeri ordusunun kuruluşu da bu kapsamda. Bu ilişki 16. yy.'da kopuyor. Heterodoks zümreler başta Bektaşi ocağı olmak üzere Alevi ocakları altında Osmanlı devletinin Balkanlar'da yayılmasına büyük katkı verirken, sonradan devletin gözünde öcü haline geliyorlar.
Selçuklu'nun düştüğü hataya Osmanlı da düşüyor, Türkmen'le arayı açıyor, onları ağır vergiler ve zulüm altında inletirken, onlar da Erdebil dergahının varisi Şah İsmail önderliğinde kendi devletlerini kurma yoluna gidiyor. 1501'de Tebriz merkezli Safevi devleti kuruluyor. Çepni, Avşar, Rumlu, Şamlu gibi birçok Türkmen boy ve aşireti Safevi devletinin kuruluşuna katılıyor, insan unsuru akın akın o tarafa meylediyor.
Osmanlı, Alevilerin kurduğu bu devleti kendisine tehdit olarak görüyor. 1517'de Mısır'ı alan Yavuz, kendisini halife ilan ediyor, buradan getirdiği Eşari din adamları eliyle Sünniliği Osmanlı'nın resmi mezhebi yapıyor.
Safevilere eğilimli Türkmenler (Kızılbaşlar) katli vacip ilan ediliyor. Yavuz, Şafi/Sünni Kürt din adamı ve beyi İdris-i Bitlisi ile ittifak edip o zamanlar Türkmen yurdu olan Güneydoğu'yu, katliamlarla etnik temizlik yaparak onlardan arındırıyor. Bölgedeki Türk beylerinin mülki hakları, güneyden getirilen Şafi Kürt beylere veriliyor. Sonunda Osmanlı ve Safevi (iki Türk) devleti 1514'te Çaldıranda kapışıyor, Osmanlı kazanıyor.
Bu süreçte çoğu Azerbaycan, İran coğrafyasına akın etmiş Türkmenlerden kalanlar dağlara kaçıyor. Kalanlar bölgede oluşan Kürt kültür hakimiyetinde Kürtleşiyor. Yavuz ve Kanuni dönemlerinde, Anadolu'da kalan Alevi Türkmenlere baskı ve zulüm devam ediyor. Katliam ve baskılara cevaz için "Bunlar ana bacı tanımaz" gibi algı yaratılıyor.
Emevi Arap kökenli Şeyhülislam Ebussuud koçluğunda Türkmenler sistematik biçimde Sünnileştiriliyor. Bu arada Safevi'ye meylin önüne geçmek için Bektaşi ocağına alternatif 16. yy'da Balım Sultan'a kurdurulan Bektaşi tarikatına bağlı kentli Bektaşiler var. Onlar da izleyen dönemde baskı ve zulümden nasibini alıyor "Kızılbaş" denilen kırsaldaki Türkmenler bağlı oldukları Alevi ocakları güdümünde kimliklerini gizleyerek yaşarken, giderek devlete hakim olan Sünni Nakşi anlayış kentli Bektaşilerin de nüfuzunu tüketiyor.
1826'da Bektaşi dergahları ve Yeniçeri ocağı kanlı biçimde kapatılıyor. Kentli Bektaşiler, Osmanlı'nın aydın tabakasını oluşturuyor. Son dönem isimlere örnek vermek gerekirse ilk akla gelen Tevfik Fikret, Namık Kemal, Ziya Paşa, Şair Eşref, Resneli Niyazi vb.
Cumhuriyet fikrinin oluşmasında bunların büyük katkısı bulunuyor. Nakşi anlayışın batırdığı Osmanlı topraklarının işgali, M. Kemal önderliğinde Kurtuluş Savaşı ve yeni devletin kuruluşu. Din-mezhep çağını bitirmiş, aydın, dahi ama yalnız bir adam, M. Kemal. 7 düveli dize getirip 2 mucize gerçekleştiriyor.
Hem zafer hem de kurduğu devlet. Mustafa Kemal' paşanın yanındakiler Osmanlı bakiyesi, Osmanlı kafası, O tek adam. O'nun kafasındakinin hilafına yeni devleti de "Butik bir Osmanlı devleti" gibi düşünüyorlar.
İlk iş Şeriye ve Evkaf muadili bir Diyanet İ.B. kurmak (1924)
677 s. yasa ile tarikatlar yasaklanıyor (1925).
Cami devlet dairesi, imam maaşlı devlet memuru.
Hanefi/Sünnilik, adı konmamış resmi mezhep oluyor.
Kuran Türkçeye çevriliyor. Çağa uygun yorumla modernize, modifiye, çağdaş bir Sünnilik öngörülüyor. İlk anayasada "devletin dini İslamdır" deniyor.
Atatürk, laiklik ilkesini ancak 1937'de koydurabiliyor. Uygulamada karşılığını bulmuş değil.
Bir yıl sonra da malum. Sonrasında Nakşi gelenek, emperyal odakların desteğiyle adım adım devleti ele geçiriyor, özellikle çok partili sisteme geçişten sonra Cumhuriyet devrimleri tavsatılıyor, irticai oluşumların devlette nüfuzu artıyor, yüz yıl sonra gelinen yer ortada. İlgilenen olursa;
bugün geldiğimiz noktayı anlama ve geleceği öngörmeye yardımcı olabilir diye, şu an tamamen irticalen yazdım.
Eksikler, hatalar olabilir. Yanlış bulacağınız görüşlerim de olabilir.
Lütfedip baştan itibaren okur ve üzerinde düşünürseniz memnun olurum.
Alıntı işte ...