Tüm dünya Çorum'daki 3 bin yıllık keşfi konuşuyor
İç Anadolu bölgesinde yürütülen arkeolojik çalışmalar, uzun zamandır unutulmuş eski bir uygarlığın, çok kültürlülüğü ve siyasi istikrarı desteklemek için daha önce keşfedilmemiş bir dili nasıl kullandıklarını ortaya koyuyor.
Günümüzde Çorum ili sınırlarında yer alan antik Hitit başkenti Hattuşa'nın (Boğazköy) kalıntılarından yaklaşık 30 bin parça kil tablet çıkarıldı. Guardian'da yer alan habere göre devam eden kazılar, tarihi yorumlamamıza yardımcı olacak pek çok dikkate değer kanıt barındırıyor.
Kanıtlar, Hitit devletinin M.Ö. ikinci binyılda, tebaa halkların dini ayinlerini ve geleneklerini kendi yerel dillerinde, fakat Hitit alfabesiyle kayıt altına aldıklarını; böylece bu geleneklerin korunarak imparatorluğun çok kültürlü dini sistemine dahil edildiğini gösteriyor.
BEŞ ETNİK GRUBA AİT BELGELER
Antik diller üzerine çalışan modern uzmanlar, şimdiye kadar Hitit memurlarının en az beş etnik gruba ait dini belgeleri koruyup kaydettiklerini keşfetti. İki ay önce ortaya çıkarılan son tabletin, daha önce bilinmeyen ve 3 bin yıldır kayıp olan bir Orta Doğu dilinde yazılmış olduğu ortaya çıktı.
Tabletlerin büyük çoğunluğunun, imparatorluğun ana dili olan Hititçe olarak yazıldığı bildirildi. Yüzde 5'inin ise Hitit alfabesi ile Luvi (güneydoğu Anadolu), Palaia (kuzeybatı Anadolu), Hatti (İç Anadolu) ve Hurri (Suriye ve kuzey Mezopotamya) halklarının dillerinde yazıldığı tespit edildi.
UNUTULMUŞ DİL: KALAZMAİK
En son keşfedilen azınlık diline Kalazmaik adı veriliyor, çünkü imparatorluğun kuzeybatı sınırındaki Kalazma adlı bir bölgede yaşayan bir halk tarafından konuşulduğu anlaşılıyor. Bu keşif, imparatorluktaki en belirsiz dillerin bile kaydedildiğini, incelendiğini ve yazılı olarak korunduğunu gösteriyor.
Bu da arkeologların Boğazköy'de, Hitit imparatorluk tabletleri üzerine kaydedilmiş, daha önce bilinmeyen başka küçük Orta Doğu dillerini keşfetme olasılığını artırıyor.
30 DİL DAHA KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR
Guardian'a göre dilsel çeşitlilik genellikle topografyaya bağlıdır. Ne kadar çok dağ ve izole vadi sistemi varsa, o kadar çok dilin gelişmesi ve hayatta kalması muhtemeldir. Bugün Türkiye'nin bulunduğu bölge ise eski zamanlardan bu yana diller açısından oldukça zengindir ve Hitit dili, dünyanın kanıtlanmış en eski Hint-Avrupa dilidir. Şu anda Tunç Çağı Hitit İmparatorluğu'na ait sadece beş azınlık dili bilinmektedir, ancak dağlık topografya göz önüne alındığında, en az 30 dilin var olabileceği öngörülmektedir.
HİTİTÇE VE İNGİLİZCE ARASINDAKİ BENZERLİKLER
Hititçe, bir Hint-Avrupa dili olarak İngilizce dahil çoğu modern Avrupa dili ve Sanskritçe ile Farsça dahil birçok Asya dili ile akrabadır. Aradaki 3 bin yıllık zaman farkına rağmen, eski Hititçe ve modern İngilizce düzinelerce ortak kelimeye sahiptir.
Örneğin, Hititçe bir sözcük olan 'watar', tıpkı İngilizcedeki 'water' sözcüğü gibi 'su' anlamına geliyordu. Yine Hititçe bir sözcük olan 'duttar' ise tıpkı İngilizce'deki 'daughter' sözcüğü gibi 'kız çocuk' anlamına geliyordu. İngilizcede 'wine' olan şarap, Hititçede 'wiyana'; kalp anlamındaki 'heart', 'card'; yeni anlamındaki 'new' ise Hitit dilinde 'newa' idi.
Boğazköy'deki Antik Scriptoria kazılarına başkanlık eden, İstanbul'daki Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden Arkeolog Andreas Schachner ve dilbilim uzmanlarına göre, bulunan yeni tabletler, İngilizce'nin uzaktan akraba olduğu eski Tunç Çağı Hint-Avrupa dillerinin evriminin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacak