Cennet mekan; kurucu Ali Sami Yen ‘Hedefimiz yabancıları yenmektir‘ talimatını vermişti ya. Bu talimata itaat eden her Galatasaraylı sağ olsun var olsun, başarıları daim olsun.
Kolay mıdır arkadaş; Old Trafford’da 90 dakika boyunca, İngilizler’i sus pus edip, ‘Re Re Re Ra Ra Galatasaray Galatasaray Cim Bom Bom’ nidalarını dinletmek? Manchester United gibi bir İngiliz armadası markayı, ucuz kurtulduğuna şükür ettirmek.
Hem de 3-2 yenerek. Galatasaraylı canları böylesi kendinden yüreklendiren tüm stada kafa tutmalarını sağlayan nedir? İdari yönetimin transfer başarıları, Sarı-Kırmızılı formayı giyen Dünya markaları ve tabii; camianın bağrından yetişen muhteşem futbolcu, büyük teknik direktör Okan Buruk.
Şiir tadında iki kahraman
Son dakikaya kadar güven veren bir Türk Armada’sını izleme mutluluğunu yaşadım. Ne yediğimiz ilk gol, ne de kaçan penaltı kılımı dahi kıpırdatmadı. Neden? Çünkü Aslan’lar topluluğu, her halleriyle güven zerk etmişlerdi de ondan.
17’de Hojlund attı 5 dakika sonra Zaha heveslerini kursaklarında bıraktı. O ne ustaca aşırtmaydı? Boey’in gol sevinciyle müsemma MU golünü önlediğini görmek muhteşemdi. Icardi’nin savunmamızda örneklediği müthiş hamleler de. Kaan Ayhan, Abdülkerim bir başka anlatılası şiir tadındaki iki kahramandır.
67’de yaşanan ise Sanchez şanssızlığı, hatta nazar boncuğu. Kerem ‘tarih yazacağız’ dedi. Icardi de, ‘Ben kolay değil, zor gollerin kralıyım’ diyerek zaferi damgaladı.