Oğlum Emre ile söyleşi
E: Kök soru ile başlayalım: Amatörlük ve gönüllük ile ne kastediyorsunuz?
R: Sınıf öğretmenliği mesleğimdir. Her ikisini de gönüllü ve hobim olarak tanımlarsak yanlış yapmış olmayız.
E: Mesleğinizi de amatör STK çalışmalarını da gönüllü olarak mı sürdürdünüz?
R: Evet?
E: Öğrencilerinizle ve STK çalışmalarını da her iki kavaramı bir arada amatör mü yürüttünüz. Bu nasıl oldu?
R: Yaşamı sınıfıma getirmenin bir yolun drama yolunu (canlandırmayı) öğretmenliği ve STK’ çalışmaları yoluyla gönüllülüğü öğrendim.
E: Yani?
R: Bu önemli konuyu (oynamayı -canlandırmayı) sınıflarıma getirmişim. Öğretmenlik zor iş. Mesleğimi keyifli hale getirmeliydim. Çocukları gerçek hayata hazırlamada bu yolu seçtim. Çocuk için oynama yoluyla öğrenme…
E: Hadi bir örnek verin.
R: Çocuklarla Tiyatro yaptım. Her derste oynadım. Üstteki fotoğraf belgedir. Bütün derslerde oyunlar oynadım. Küçük Nasrettin müzikli danslı çocuk oyununu oynadık. Yıllar aktı gitti. Şimdi onlar bizim o zamanki yaşımızı aldılar. Trabzon’da "turizm haftası" etkinliği kapsamında Ayasofya müzesinde, en az on kere tekrar oynanmıştır.
Hocanın eşeğinin maskını Zafer Gazioğlu, kostümlerin tasarımını Ayla Gaziğlu Eker, müzikleri Safa Olgun, dansları (koreografi ) Nesrin Al (KTÜ MYO) hocayı çok yolmuştum. Güzel günlerdi.
E: Tiyatro ile ne kazandırdınız öğrencilerinize?
R: Örneği Küçük Nasrettin Oyunundan vereyim. Hakan Ferhatosmanoğlu (Küçük Nasrettin’i oynamıştı). Önce TED Ankara kolejini kazandı. ABD'de sinema konusunda Prof Oldu. Sonra Bilkent Üniversitesinde hoca, şimdi de İngiltere'dedir. Beni anımsayan öğrenciler hep bu yönümden etkilendiler.
E: Amatörlük ve gönüllü işler size ne kattı?
R: Rastlantıya bakın; 12 Ekim 1987 günü TDT - TRabzon Devler Tiyatroları perdelerini açtı. İlk Müdür Erhan Gökgücü idi. Ben de TDT salon müdürü olarak yatay geçişle TDT’na geçtim. TDT’de ilk oyun benim de “fötr rolünü oynadığım ilk amatör tiyatro oyunumdu. Ancak bu görev bana göre değildi. Yeniden okuluma döndüm.
E: Ama yeniden okulunuza döndünüz
R: O dönenin il milli eğim müdürü rahmetli Bener Cordan’ı anmadan olmaz. “Uşağım seni Trabzon’da kurulacak Devlet Tiyatrosuna veriyorum” hadi kolay gelsin. Dönemin il kültür ve turizm müdürü Volkan Canalioğlu’nu da analım.
E: Çocuklarla drama ya da tiyatro serüveniniz size ne kattı?
R: Vali (Aslan Yıldırım)’a danışman oldum.
İl Milli müdürü Selim Yavuz Sandıkçı nezdinde prestij kazandım.
E: Peki. STK bağınızdan söz eder misiniz?
R: Emeklilikte ise “Trabzon Sanayici ve İş İnsanları” Derneği (TSİAD)’da genel sekreter ve yönetim kurulu üyeliği (gönüllü) oldum.
Evet?
Özel Candan’da kuruluşunda sosyal işlerle ilgilendim. Oğlum bu okuldan, sonra Kanuni Anadolu Lisesinden, sonra bilgisayar mühendisi oldu. Kızım Özel köşk lisesinden mezun İngilizce öğretmeni oldu. Hem Candan da hem de Özel Köşk Lisesinde çok küçük okul katkılarını ödedim ve mezun oldular.
E: Başka?
Emeklilikte TSİAD yıllarında AB ve İŞ ve İşçi Bulma Kurumu projeleri ile Trabzon’da fark yarattım.
TSİAD’lı yıllarda KTÜ’de özellikle elektrik elektronik bölüm başkanı İsmail Hakkı Altaş hoca ile derin bir işbirliği yaptık. Proje işbirlikleri yaptım. Sonraları KTÜ’den ayrılarak TRU olarak başlayan üniversitede SF dekanı profosor dr. Fatih Bektaş hoca ile bir proje kapsamında “Trabzon sporu, performans ve data merkezini” ‘n kurulması projesinde birlikte katkı verdim.. İlk adımları attık. Fikri takip ettik ikimiz de. Türkiye’nin ilk merkezini kurduk. Proje dilinde katkı vermenin önemini öğrendim. Şimdilerde TRU SBF’de prof olan sevgili kardeşime sağlıklı mutlu günler dilerim. Projeler ile pek çok insanın hayatına dokunmuş oldum.
E: Bugün neler yapıyorsunuz?
R: Beni bugünlerde bir taraftan hobilerim (öğrenme merakım) ve oğlumun yazdığım yazıları ve projelere redaktör olarak katkı vermesi var ediyor. Kendisine teşekkür ederim.
E: Spor (yürüyüş) ve öğrenmeyi hayat boyu sürdürmede iyi bir rol model oldunuz. Biz de hayata teşekkür eder, sağlık günler dilerim.
R: Asıl ben teşekkür ederim. İyi ki varsınız.