"Atatürk ve Aleviler I Kurtuluş Savaşında Alevilerin Tutumu!"
Milli mücadele sadece silahla değil İnançla ve kararlılıkla kazanıldı. Peki bu süreçte Alevi toplumu nerede duruyordu en kritik dönemde hangi kararları aldılar.
Bugün Atatürk ve Aleviler arasındaki bağı Atatürk'ün ailesi hakkındaki Alevi Bektaşi iddialarını bağımsızlık mücadelesine Alevilerin kattığı fedakarlıkları ve az bilinen Fakat çok konuşulan isyanlar.
Ana konumuza geçmeden önce alevilikten ve Anadolu Aleviliği kısaca bahsetmek gerekirse, Alevilik İslam'ın haz Ali'yi ve ehlibeyti merkeze alan Sevgi adalet ve eşitlik ilkelerine dayalı bir inanç ve yaşam biçimidir.
Anadolu Aleviliği ise bu inanç sisteminin Türk Kültürü Ve kadim Anadolu gelenekleriyle harmanlanmış Cem ritüelleri deyişler ve toplumsal dayanışma esaslarıyla şekillenmiş özgün bir yorumu olarak ortaya çıkmıştır.
Osmanlı Devleti'nin ilk dönemlerinde Aleviler yönetimde önemli noktada yer alsa da ilerleyen yüzyıllarda Aleviler yönetimden uzaklaştırılmış ve baskılara maruz kalmışlardır. Özellikle Sünni bir devlet yönetiminin Gün geçtikçe Devletin her alanını ele geçirmesi Bağları tamamıyla koparmıştır.
1919 yılına gidelim. Vatandan başka sevgili bilmeyen nesil Mustafa Kemal Paşa önderliğinde İşgalci devletlere ve hiçbirinin anası ne Türk nede müslüman olmayan Osmanlı yönetiminin pasif tutumuna karşı isyan etmiştir. Atatürk bu isyana destek toplamak için köy köy gezerken gittiği noktalardan biri de Havza olmuştur.
Atatürk hareketleri hükümet ve İngilizler tarafından izlenirken, Paşa Havza'ya geldiğinde kendisini otelde 22 gün boyunca ağırlayan kişi bir Bektaşi olan Ali babadır. Atatürk ilk mitingini de burada yapmıştır Alibaba mitinge katılımın artmasını sağlamıştır. Havza'nın ardından Amasya'ya geçen Paşa'yı burada Anadolu'daki Alevi ve Bektaşi nüfusunun en önemli lideri olan Cemalettin Çelebi karşılamış ve yanında olduğunu bildirmiştir.
Amasya Milli mücadelenin başladığının adeta ilanıdır başlangıç itibariyle Alevi Bektaşilerin saf belirtmesi oldukça cesurca bir davranıştır. Amasya'dan şu ses yükselmiştir vatanın bütünlüğü milletin istiklali tehlikededir milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Mustafa Kemal Paşa Amasya'nın ardından Sivas Kongresi'ne katılmalı için Alevi Bektaşi ileri gelenlerine Mektup Yazar Bu mektupta Kemal Paşa özellikle Tokat Amasya ve Kırşehir'deki alevilerden bahsetmiştir yine örgütlenme sürecinde Hacı Bektaş Veli Hazretleri dergah-ı Şerifi postnişi ve türbedarı Salih Niyazi Baba Hazretlerine başlıklı bir mektup yazıp destekleri için teşekkür eder ve desteklerin devamını diler kongreler sürecini bitiren Kemal Paşa ve Arkadaşları hakkında idam kararları çıkartılır yakalanması için valiliklere Emirler verilir.
Bu süreçte Atatürk yanında yine Alevi bektaşiler vardır. Kongreler bitmiştir şimdiki Durak Ankara'dır fakat Ankara'dan önce çok önemli bir ziyaret gerçekleştiren Atatürk Hacı Bektaş'a gidecer. Atatürk’e her an en yakın olan Mazhar Müfit Kansan ‘’pazar günü sabahı 9'da hareket edilecekti, Kayserililerin bir gün daha kalmak hususundaki ısrarlarına rağmen hareket mecburiyetindeyim bir merkezdi bütün Anadolu'daki 4 milyondan Belki daha ziyade miktara Bali olan Alevilerin merbut bulundukları Çelebi Hacı Bektaş karesinde oturmayı Paşa ve heyeti Hacı Bektaş'a çok iyi ağırlanıp, yenilmiş konuşmalar yapılmış - Hacı Bektaş Türbesi ziyaret edilmişti’’ diye açıkladı.
Hatta bir iddiaya göre Atatürk Hacı Bektaşi Veli'nin sandukası üzerine elini koyup Ey Hacı Bektaşi Veli Hazretleri biz bu memleketi İstiklal ve hürriyetine kavuşturmak için Allah'ın yardımıyla işe başladık Manevi kuvvet ve kudretinden yardım bekliyoruz demiştir. Bir gerçek vardır ki o gün orada çok önemli bir toplantı yapılmıştır dergahta Yapılan bu Toplantı 3 saat sürmüştür yine Atatürk o gece dergahta misafir edilmiştir.
Enver Behnan o toplantıyı şöyle aktarmaktadır ‘’akşama doğru Atatürk Cemalettin Efendi ve Salih Niyazi Baba birlikte hususi bir süre görüştü burada ne görüştüler bilemiyoruz yalnız Onlardan söz alınarak onları kendisine bağlı kızılbaşlar milli davada müşterek hareket edeceklerine söz verdiler. Cemalettin Efendi toplantı esnasında Cumhuriyet fikrinden de söz edip Kemal Paşa'yı şaşırtmıştır. Yine aynı gün heyete para yardımı yapılması heyettekileri bir Hayli duygulandırdı.
Alevi Bektaşilerin desteği sadece dergahta değildir
İstanbul'daki Bektaşi tekkelerinde Şahkulu Sultan Dergahı Gözcü Baba Tekkesi Merdivenköy bektaşı Tekkesi Karyağdı Baba Tekkesi Zeryek Baba Tekkesi ve Çamlıca Dergahı…. harekete destek veren tekke ve dergahlarda tarafından kurulan Gizli Teşkilat Mim Mim grubunda da birçok Alevi Bektaşi rol almıştır.
Keza Talat Paşa'nın kurduğu karakol cemiyetinde de Alevi bektaşiler önemli bir yer tutmaktadır Bu arada Mim Mim grubunun kurucusu Hüsamettin Ertürk de bektaşidir Hüsamettin Bey'in anlattığına göre İngilizlerin içine giren birçok Bektaşi genci kendisine bilgiler sağlamakta, İstanbul'da bulunan haberleşmenin başındaki isim Ali Naci Bey de bektaşidir. Yani en kritik noktalara hareketin başından bu yana Kemal Paşa'yı destekleyen Alevi bektaşiler yerleştirilmiştir.
O günlerde Paşa'ya giden ve devlet arşivinde olan şöyle bir mektupta Hüsamettin Bey'in anlatımını Destekler niteliktedir ‘’Cemiyetin kırkları içerisine bizim Tevfik babayı soktum Şimdilik masraflarını karşılamak üzere kendisine 50 lira verdim ve bu meseleyi bizzat kendim takip ediyorum yunan'dan Başka bizim düşmanımız Üçtür İngilizler Hilafet ve halkın cehaleti. İngilizler kuvveti hilafetten hilafetin de halkın cehaletinden aldığı malumunuzdur bu itibarla bu teşkilatın her tarafındaki şebekelerine girmek için Tevfik Baba'ya bir miktar nakden para lazımdır Paşa hazretleriyle görüşerek bu cihetin hallini Rica ederim hürmetler’’ der.
Koçgiri isyanı.
Bu mektuptan da anlıyoruz ki alevi bektaşiler milli mücadeleye Zararlı olan derneklere adamlarını sokmuşlardır. O yıllarda ortaya çıkan ve günümüzde de herkesin konuştuğu bir iddiada Madem Kemal Paşa ve Aleviler bu kadar beraberdi Koçgiri isyanı niçin çıktı. Milli Mücadele sürecinde 30 iç isyan çıkmıştır bunlardan Sadece bir iki tanesinde Alevilerin bir kısmı Yer almıştır.
Koçgiri isyanı da Alevilik amacıyla değil Kürtçülük propagandasının sonucu olarak çıkmıştır. Aalevi kürt toplumunun önemli temsilcilerinden olan Koçgiri Ailesi, Kürdistan teali cemiyeti ile oldukça içli dışlı idi. Bu sebeple milli mücadelenin başında Kemal Paşa'dan gelen ittifak çağrıları yanıtsız kalmıştır. Çünkü Koçgiri Aşireti Sevir barış anlaşmasını desteklemektedir. Büyük Millet meclisinden istekleri: Diyarbakır, Van, Bitlis, Elazığ, Dersim (Tunceli) ve Koçgiri vilayetlerin kapsayan bir Kürt devleti idi.
Neticede orta bir yol bulunmamış ayaklanan aşiretler Ankara tarafından bölgeye yollanan 6 Süvari alayının komutanı Binbaşı Halis Bey'i Yakalayarak idam etmişlerdir Bu gelişme işgalci Yunan'la harp halindeyken Ankara'yı Bir Hayli kızdırmış ve birtakım tedbirler alınmıştır. Aslında bu İsyan çok sınırlı kalmıştır çünkü Alevi Bektaşi önderleri isyana katılmamıştır isyana katılmayan tek Gurup Bektaşiler değildi. Keza bölgedeki Kürtlerin çoğunluğu da isyana karşı tavır takınmıştı.
Bunun sebebi Kemal Paşa'nın 1 Dünya Savaşı'nda Diyarbakır'da Kürt beyleri le kurduğu ittifak idi. Sivas ve Erzincan'ın belirli bölgelerinde ortaya çıkan isyanı Sakallı Nurettin Paşa ve Topal Osman'ın gayretleriyle bastırılmıştı. Aşiret önderleri de Ankara'ya teslim olduklarını bildirmişlerdir. Koçgiri isyanına katılım tahminen 4.200 civarında olup, hayatını kaybeden 600 kişi idi. İsyanda bulunan aşiret liderleri bir defaya mahsus affedilmiştir. Asıl önemli olan ise: ciddi iddiaya göre Kürt Alevi yoktur onlar tıpkı Prof. Macit Gürbüz kitabında izahlandığı şekilde Osmanlı baskısından Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelere göçen Türkmenler ve Zamanla kürtleşen Türklerdir.
Atatürk’ü Ankara'da ilk karşılayanlar arasında yine Alevi bektaşiler vardır ve Kemal Paşa'nın yanında bulunan heyette Kişiler Alevi ve Bektaşilerin önemli bir yer tuttuğunu belirtmiştir. Yine o yıllarda Aleviler arasında Kemal Paşa'nın sevgisini şu raporla anlamak mümkündür Murat Bardakçı'nın dedesi Cemal Bardakçı o yıllarda Çorum Valisi. Hacı Bektaş'a gerçekleştirmiş olduğu bir ziyaret sonrasında kendisine bölgede bulunan bir kaymakam raporu anlattığına göre bölge halkı Kemal Paşa'dan Mehdi diye bahsetmektedir.
Kaymakam Bu durumun bir sorun teşkil edip etmeyeceğini Öğrenmek istemiştir yine Hacı Bektaş dergahında sık sık memleketin kurtuluşu için dualar yapılmıştır bu dualar Ankara'ya bildirilmiştir. Bölgenin en büyük dini önderi olan Cemalettin Çelebi Mustafa Kemal tarafından milletvekili ve Büyük Millet Meclisi Başkan vekilliğine getirilmiş bir nevi kendisi ve Alevi Bektaşi halkı onurlandırılmak Kemal Paşa'nın saygı duyduğu bir diğer Alevi Önder de Diyap Ağa meclise gelerek o dönem Kemal Paşa'nın hareketine destek olmuş, Dersim bölgesinde kurulması konuşulan Kürt Devleti için ‘’bizim memleket ahalisi kürtmüki orada bir Kürt hükümeti kurulacakmış ?. Bunu duyunca kızdım biz Kürt değiliz Biz Türküz, Türklük tehlikeye düştü onun için Kurtuluş Savaşı'na katıldım, Allah büyük Gazi'ye çok ömür versin kıymetini bilelim’’ der.
Cemalettin Çelebi 1922 yılında vefat eder, yerine gelen Veliyettin Çelebi de Kemal Paşa'ya sonsuz bağlıdır. Hatta bir iddiaya göre Kemal Paşa veliyettin Çelebi için çok büyük insan onunla konuşunca adeta ruhum yıkanıyor Kaynak Suyu gibi temiz Okyanus gibi geniş ve derin demiştir. Veliyettin Çelebi Kemal Paşa lehine yayınladığı en ücra köylere kadar ulaştırdığı beyannamesinde şunları ‘’bu milleti kurtaracak ancak Gazi Mustafa Kemal paşa'dır Onunla beraber Mukaddes vatanımızın Has evlatlarıdır hiçbir ferdin sözünü dinlemeyin sözümden zerre kadar harice çıkmayınız sizin saadetinizi düşünen sizi kölelikten kurtaracak olan Büyük Millet Meclisi reisi ve cümlemizin (13:35) büyüğü Mustafa Kemal Paşa hazretleridir’ demiştir.
Cumhuriyetin ilanının ardından en önemli konulardan biri de tekke ve zaviyelerin kapatılma konusunda Alevi Bektaşiler Atatürk’e destek vermiş, hatta beyannameler dahi yayınlamıştır. 1930'larda yapılan bir röportajda ‘Bektaşi ritüelleri eski Türk ulusal törenlerinin bir devamıdır‘ der. Cumhuriyetle birlikte Bektaşiliğin istediği toplumsal düzene ulaşılmıştır ve dolayısıyla tarikatların yasaklanmasının Artık bir önemi yoktur. Cumhuriyet Bektaşi felsefesi ile uyuşan ve bu felsefeyle bütünleşen bir yönetim şeklidir. Atatürk'ün devrimleri Alevi Bektaşi toplumundan sürekli olarak destek görmüştür Alevi ve bektaşiler devlette en üst noktalarda temsil edilmeye başlanmıştır.
Atatürk'ün Alevi olup olmadığı ?
Atatürk'ün ailesinin özbeöz Türk oluşu babasının adının Ali Rıza baba tarafından dedelerinin Kızıl mahlasını kullanması Atatürk'ün alevi olduğu yönünde iddialarda bulunulmasına sebebiyet vermiştir. Hatta bir iddiaya göre Atatürk'ün doğup büyüdüğü yer olan Selanik'te birçok Bektaşi Dergahı vardır fakat Atatürk hiçbir zaman dergaha gittiğini belirtmemiştir. Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım Molla Zübeyde olarak Anılır Sofi Adel ailesine mensuptur. Ali Rıza Efendi ve Zübeyde Hanımın Mustafa Kemal'den evvel Doğan evlatlarından birinin adı Ömerdir. Normalde bir alevinin oğluna Ömer adını vermesi düşünülemez, fakat buna birtakım kişiler gizli kalmak için başvurulan bir yöntem ! demektedir.
Atatürk de hayatı boyunca yakın çevresi dahil kimseye Alevi Bektaşi olduğunu belirten bir açıklama yapmamıştır. Sonuç olarak Alevi Bektaşiler Atatürk'ün önderliğinde gerçekleşen milli mücadeleye ilk andan itibaren el vermiş ve o eli hiç indirmemişlerdir ve kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde Alevi Bektaşilerin rolü oldukça güçlü ve sağlamdır. Atatürk laiklik ilkesi ve eşit Yurttaşlık politikasıyla Aleviler üzerindeki yüzyıllardan beri süregelen baskıları En azından kendi döneminde kırmıştır bu sebep Alevilerin önemli bir kısmı Mustafa Kemal Atatürk'ü kurtarıcı olarak görmektedir.
Bugün Alevi Bektaşi toplumunun milli mücadeledeki rolünü ve Atatürk'le kurduğu güçlü Bağları inceledik cumhuriyete uzanan bu yolda onların kattığı fedakarlıklar ve inanç her zaman hatırlanmayı hak ediyor. 1919'dan 1938'e kadar el üstünde tutulan Mustafa Kemal 1938'den günümüze değin başüstünde tutulmaktadır.
Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=fslzyq7ZKTs