Fransız’ın dayanılamaz kalleşlikleri sonucu, Türk milleti adına hüzünle biten Hollanda maçı sonrası, kahroldum. Hele hele kaptanımız Hakan Çalhanoğlu’nun gözyaşlarına da şahit olunca; limitler doldu ve ben de saldım.
Esasen yaşımdan başımdan da utandım.Bir an aklıma kadim dostum Osman Şenher geldi! Bilirim ki o da kendini tutamamış mutlaka ağlamıştır. Sevgili yaşıtım aklıma gelince kısmen rahatladım ve üzüntümü gözyaşlarımla yıkadım. Yıkadım da bu kirli Fransız’ı ne yapalım? En matluba muvafık icraatla sevelim mi ? Je taime Turpin, Berlin karanlıklarında gezelim serin serin. İyi gelir!
İlk işim telefonumu kapatmak ve başka bir ortama sığınma adına MEZZO kanalına seğirtmek oldu. Klasik batı müziği gerginliğime ve kahrıma iyi gelir diye düşündüm.
Ama yine gerildim! Neden? Milletçe muzdarip olduğumuz, bitmez tükenmez klasikleşmiş batı melunluklaeı geldi aklıma.
Ertesi sabah yorumlara bakınca; yine ağlamamak için kendimi zor tuttum valla. Hemen her yorumcunun dilinde kaleminde Montella! Oysa hain Clement Turpin’in yediği haltlardan, elenmemize çanak tutan davranışlarından zerre kelam eden yok! Televizyon konuşanları ve medya yazanları, sadece Montella’ya bakmış. Sahada olan biteni de ya görmemiş, ya da idrak edememiş demek ki! Barış Alper nasıl indirildi, Xavi Simons Mert Müldür’ün ayağını nasıl biçti, Gakpo’nun Salih’e vahşice basması, Van de Ven’in Sameti sakatlaması dikkat çekmemiş! Birilerine yer açma peşindeki leşkerler sadece Montella’yı takip etmiş!
İnsan olan utanır sıkılır biraz. Bombaları alemi sarmışlara, doymak, şükretmek bilmeyenlere yalakalık yapmasanıza. Her ne kadar sizler de, aynı tezgahın outlet malı olsanız da!