Sen gözümün nuru, şanlı Galatasaray dizelerini mırıldanan taraftarlar,
Rams Park Arena’yı coşkuyla doldurdu. Gladyatörler değil de boksörler vardı sanki. Sahayı iki orta sikletin mücadele ettiği ringe benzettim dün gece! Köşesine çekilmiş kontra hamlelerle rakibini alt etmeye çalışan Zalgiris ve bilumum hücum aksiyonlarını devreye sokan Galatasaray.
Sağ sol direk vuruş, kroşe, swing, aparkat denemeleri Aslanlar’dan. Zaman zaman iri fiziğini kullanıp hatta sert hamlelerle kickboks benzeri çabalar da konuktan. Okan Buruk gardını almayı ezberletmiş. Ezberletmiş de Oyewusi’ye kimse ‘Haddini bil’ dememiş ! Adam tam bir bela. Yüreklerimizi hoplattı valla. Bu işler böyledir zaten. Abondone eder, ardından yere sererim hesabı yaparken; bir kontra yer serilirsin! Yaşandı bu korku son düdüğe kadar.
Hakimiyeti hiç bırakmadı
Çeşit çeşit korner deneyen Sarı-Kırmızılılar Kerem ile topu ortaya Mertens’e havale etti. Belçikalı yıldız, bir nakavt vuruşu denedi. Ben diyeyim “Bu nasıl vole?”, siz deyin “Roket nasıl gitti öyle filelere?.” Galatasaray hakimiyeti hiç bırakmadı, gol kovaladı, atamadı. Zalgiris ise fiziğim sağlamdır; beklentim her daim kontradır felsefesinden taviz vermedi.
Neticede orta siklet mücadelesini SarıKırmızılı armada kazandı. Ama kabul etmeliyiz ki ağır siklet müsabakalarına çıkabilmek için önlerinde fazla zaman kalmadı! Adanmış hayatlar cehennnem azabı değil, cennet mutluluğu bekliyor.
Hatta hakediyor nokta.