Futbol kavgaları arasında unutturulmaya çalışılan gerçekler..
TRabzonSporluların, futboldan biraz başlarını kaldırıp öncelikli olarak, Dünya tarihini değiştirmiş Şehzadeler – Cihan padişahları yetişmiş “Şehirde neler oluyor, Trabzon’da Arap tapuları ne seviyededir, kaç yabancı şirkete maden arama ruhsatı verilip şehir pay edilmiştir, yaylalar kimlere peşkeş çekilmiştir?” gibi soruların cevabını araması gerekir...
Yine TRabzonSporluların, Ankara’dan gelen bir talimatla, “Ekümenik Patrik” yazılı bir Trabzonspor forması hazırlanarak, Patrik Bartholomeos’a hediye edilmesini sorgulaması gerekir...
Aynı şekilde, başta YÜZBİNLERCE KAÇAK SURİYELİ göçmen istilasına uğramış, Tüm KUTSAL Cumhuriyet birikimlerimiz gibi, kupon arazileri TALAN EDİLMİŞ İstanbul un nasıl arap şehri olduğununda...
Alttaki tarihi söyleşi, tıpkı günümüz hallerini tarfi eder gibi.
Birgün Portekiz diktatörü António de Oliveira Salazar'a “Ülkenin yapısı bozuk, Ekonomin kötü, halkın aç perişan. Herkes adaletsizlikten yakınıyor. Ama,hiç isyan yok !, bunu nasıl beceriyorsun ? ‘’ diye sormuşlar.
Portekiz'in sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi hayatını kontrol eden, milliyetçi, fazlasıyla tutucu, gelenekçi ve katı muhafazakâr kimliğiyle tanınan, en çok da İspanya'nın faşist diktatörü General Francisco Franco'ya benzetilen, otoriter aşırı sağcı rejim Estado Novo (Yeni Devlet) kurucusu ve lideri Salazar şu cevabı vermiş:
Bunu 3 F ile sağlıyorum
FUTBOL,
Hergün öğlen uykusu FİESTA,
Gazel türü hisli ilahi müzik FADO,
Ve onları yüz binlik beşiklerde uyutuyorum….
TEK ADAM Diktatörün “yüz binlik beşik” olarak nitelendirdiği yerler, bugün hiçbir aklı başında kişinin eşini – çocuklarını alıp götüremeyeceği ‘AKePe döneminde artık Doktor bile dövebiliyoruz !’ diye öğünen, KENDİNİ BİLMEZ KARACAHİL güruhun - ağza gelmez küfürleri, kavgaları ‘’demokratik hak’’ olarak gördüğü Futbol stadyumlardı.
HER KONUDA yerlerde sürünen ülke hallerine çok güzel örnek, mahvedilmiş FUTBOL