Temizlik dediğimiz şey....
Orta Çağ'da diş fırçaları, parfümler, deodorantlar ve tuvalet kağıdı gibi şeyler yoktu. İnsan dışkıları saray pencerelerinden dışarı atılıyordu. Bir bayram gününde, saray mutfağı en az hijyen kurallarına uyulmadan 1500 kişi için ziyafet hazırlayabiliyordu.
Sorun sıcaklık değil, pantolon veya eteklerin altından yayılan kötü kokuydu.
Tıpkı Museviler benzeri müslümanlar için abdest almanın altından daha kıymetli özellikle Suudi Arabistan çölünde bulunmayan suyu, kuzey yarıkürede keza aynı Soğuk hava ve akan suyun neredeyse hiç olmaması nedeniyle, banyo yapmak duş almak da gelenek değildi. Sadece soylular, kötü vücut ve ağız kokusunu dağıtmak ve böcekleri kovmak için onları yelpazeleyen hizmetkarlara sahipti.
Fransa - Paris yakınlarındaki Versailles ...
Hiristiyanlarda da durum aynı idi, suyun yokluğunda Vaftiz suyu ile sözde 'kutsal !' diye senelerce yıkanmayanlar vardı. Versailles'i ziyaret edenler, o dönemde sadece seyredilmeyen, aynı zamanda monarşi tarafından düzenlenen ünlü balolarda tuvalet olarak da kullanılan büyük ve güzel bahçelere hayran kalmışlardır, çünkü o zamanlar temizlenecek yerler - banyolar yoktu. Orta Çağ'da düğünlerin çoğu haziran ayında yapılırdı. Bunun basit bir nedeni vardı: yılın ilk banyosu mayıs ayında alınırdı, bu yüzden haziranda insanların kokusu hâlâ tolere edilebilirdi.
Ancak, bazı kokular rahatsızlık vermeye başladığında gelinler, kötü kokuyu örtmek için vücutlarına yakın çiçek buketleri taşırlardı. Buda bugün hemen her düğünde, illaki olmazsa olmaz gelin buketinin kökenini açıklar.
Banyolar, sıcak suyla doldurulmuş büyük bir küvette toplu olarak yapılırdı. Aile reisinin temiz suyla ilk banyo yapma ayrıcalığı vardı. Ardından, su değiştirilmeden ev halkı yaş sırasına göre, kadınlar yine yaş sırasına göre ve en son çocuklar banyo yapardı. Bebekler en son yıkanırdı.
Örnekler her saray için aynı idi.
1600'ler ve 1700'lerde, Versailles Sarayı gibi birçok Avrupa kraliyet konutu modern banyolara veya sıhhi tesisatlara sahip değildi.
-
Banyolar yoktu: Louis XIV'in (1638-1715) hükümdarlığı sırasında inşa edilen Versailles Sarayı'nda özel banyolar yoktu. Bunun yerine, özel odalarda lazımlık ve oturaklar kullanılıyordu.
-
Orta Çağ hijyeni: Orta Çağ'da kişisel hijyen öncelikli bir konu değildi. Diş fırçaları, parfümler, deodorantlar ve tuvalet kağıdı yaygın olarak kullanılmıyor veya mevcut değildi.
-
Atıkların bertarafı: İnsan atıkları genellikle pencerelerden veya sokaklara atılıyordu, bu uygulamaya yakın tarihe kadar ülkemizdede kullanılan "lazımlık boşaltma" deniyordu. Bu uygulama Paris de dahil olmak üzere birçok Avrupa şehrinde yaygındı.
-
Saray detayları: Versailles'ta bazı ilkel sıhhi tesisatlar, örneğin tuvaletler ve fosseptikler vardı, ancak bunlar modern bir kanalizasyon sistemine bağlı değildi. Atıklar genellikle fosseptiklerde toplanıp elle boşaltılıyordu.
-
Kraliyet istisnaları: Kraliyet ailesi ve soylular, bazen kokuları gizlemek için aromatik bitkiler veya parfümlerle birlikte dekoratif lazımlıklar kullanıyorlardı. Ancak bu lazımlıklar kanalizasyon sistemlerine bağlı değildi.
-
Modernizasyon: Osmanlının savaşlarla kaybedilen topraklar ve halkı açken, borç para ile yaptırılan Dolmabahçe sarayı, Beylerbeyi kasrı dahil - Avrupa'daki tüm kraliyet saraylarında, Versailles da dahil olmak üzere, modern sıhhi tesisat ve kanalizasyon sistemleri ancak 18. yüzyılın sonlarında ve 19. yüzyılın başlarında kademeli olarak tanıtılmaya başlandı.
Bu uygulamalar o dönemde yaygındı ve sadece Versailles'a özgü değildi.
Çoğu kez bırakın banyo yapmayı normal birinin günde 5 vakit namaz için abdeste su bulamayan - SADECE kervansaraylarında ve/ya mahalle hamamlarında genelde varlıklı ise 'ayda bir defa' temizlenebilen Osmanlı halkı dahil - istisnasız tüm dünya Sarayları pislik yuvalarıydı. O zamandan beri çok önemli modernizasyonlardan geçmiş ve artık modern banyolar ve sıhhi tesisat tesislerine sahip.