Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Davut HACIHASANOĞLU
Köşe Yazarı
Davut HACIHASANOĞLU
 

BİZİM KATİLİMİZ

Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk. Gece trenlerine binme, kaybolursun. Sokaklarda mızıka çalma çocuk, vurulursun…                               Attila İLHAN   Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan  hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim…                                   Rakel DİNK   Takvimlerden koparılan yapraklara “19 Ocak 2007 Cuma” yazıyordu, yaşamdan koparılan bir entelektüel bir düşünce insanının nüfus cüzdanına da Hrant Dink. Soğuk bir kış günüydü. Akşama doğru bir can dostumla buluşup rakıyla ısınmak için bir meyhanede oturmuştuk Trabzon Atatürk Alanı’nda, yani Meydan’da. (O zamanlar vardı öyle yerler, şimdi eser kalmadı, alanın adı değiştirildi, meyhaneler de cami yapılmadı o kadar..!) İlk yudumlardan sonra arkadaşım “duydun mu biraz önce Hrant Dink öldürüldü” demişti. Şok olmuştum. Sadece “katili Trabzonlu çıkarsa hiç şaşırma” dediğimi anımsıyorum…   Akşam eve gidince merakla açmıştım vizonteleyi. Bütün kanallarda ana haberdi cinayet. En çok geçen cümle “katil, cinayeti işledikten sonra FURDUM ONİİİ diye bağırdı” şeklindeydi. Katilin kimliği de hemen belli olmuştu. Arkadaşımı arayıp “olum sizin köyden” demiştim, “yok lan, bizden biraz yukarıda” diyerek savunmuştu köyünü…   Çok geçmeden, hatta hemen, olaydan tam 36 saat sonra kahraman Türk Polisi katili yakalamış ve altın madalya kazanmış bir Türk sporcusuyla poz verir gibi önlerine Türkiye Cumhuriyeti bayrağı açarak fotoğraf çekilmişlerdi. Bu işler zaten hep böyle olurdu. Bütün cinayetlerin hikayesi birbirine benzerdi bizim ülkemizde. Ya failleri meçhul kalırdı, ya da silahı tutan el yakalanırdı sadece. Elin sahibi asla bulunmazdı/bulunamazdı, yakalanmazdı/yakalanamazdı…   Katil ilk sorgulamasında cinayeti işlediğini itiraf etti ve "hiçbir pişmanlık duymuyorum" dedi. Ama dava hiç bitmedi nedense. Bitmeden de katil önceki gün serbest bırakıldı. Sadece adım kadar emin değilim ama soyadım kadar, Trabzonspor’un varlığı kadar eminim ki Trabzon’un yarısı bu tahliyeyi alkışlıyordur. Ve Trabzonspor’un Trabzon’daki ilk maçında katil için “aramıza hoş geldin” gibi tezahüratlar yapılırsa ben hiç şaşırmayacağım, siz de şaşırmayın. Gerekçesini açıklamak için çok okumuş çok bilgili bir insan olmağa gerek yoktur. Ama ille de gerekçe istiyorsanız..: “Yoksa bu totaliter şahsım rejimine yüzde 68,89 oy vermezdi vicdanlı ve aklıselim olan insanlar” deyip geçerim…   Artık hiç şaşırmıyoruz bu absürt uygulamalara. Her gün daha kötüye giderken tutamamak da daha ürkütücü. Çünkü bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulayamadık ve aydınlatamadık bir türlü. Aksine daha da çok kararttık…   1354 yıl önce ortalama yaşam süresinin 20-25 yıl olduğu zamanlarda adı Halid bin Zeyd bin Kuleyb olan 93 yaşındaki bir Arap adamın  arkadaşlarını toplayıp develerine binerek İstanbul’u fethetmek için dünyaya hükmeden Doğu Roma İmaparatorluğu’nun bağrında aylarca yürüyerek İstanbul’a gelmesine ve Bizans’a karşı savaşmasına inanan insanlarla karanlık sorgulanmaz, sorgulanamaz…   Bugün hala, adı değiştirilerek Eyüp Sultan olan aynı adamın hurafelerine inanarak sözde türbesine gidip çaput bağlayan duvarlarına yüz süren şifa isteyen insanlarla da o karanlık ancak daha da karartılırdı ki biz de onu yaptık sadece…   Tecavüzü suç olmaktan çıkardık. Eşeğe kravat taktık, uzaya duble yol yaptık. Yetmez ama evetçi dangalakların desteğiyle ülkeye özgürlük ve demokrasi getirdik. Durmadık yola devam ediyoruz…   Sapıkları, katilleri ”iyi hal” gibi uyduruk bir bahane ile salıveren bir ülkeyiz artık.  Düşünenleri, yazanları-çizenleri de buluttan nem kapmak gibi gerekçelerle vatana ihanetten içeri atan bir ülke…   Yani bütün dünya boşuna kıskanmıyor bizi…

BİZİM KATİLİMİZ

Boynuna o yeşil fuları sarma çocuk.

Gece trenlerine binme, kaybolursun.

Sokaklarda mızıka çalma çocuk, vurulursun…

                              Attila İLHAN

 

Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan 

hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim…

                                  Rakel DİNK

 

Takvimlerden koparılan yapraklara “19 Ocak 2007 Cuma” yazıyordu, yaşamdan koparılan bir entelektüel bir düşünce insanının nüfus cüzdanına da Hrant Dink. Soğuk bir kış günüydü. Akşama doğru bir can dostumla buluşup rakıyla ısınmak için bir meyhanede oturmuştuk Trabzon Atatürk Alanı’nda, yani Meydan’da. (O zamanlar vardı öyle yerler, şimdi eser kalmadı, alanın adı değiştirildi, meyhaneler de cami yapılmadı o kadar..!) İlk yudumlardan sonra arkadaşım “duydun mu biraz önce Hrant Dink öldürüldü” demişti. Şok olmuştum. Sadece “katili Trabzonlu çıkarsa hiç şaşırma” dediğimi anımsıyorum…

 

Akşam eve gidince merakla açmıştım vizonteleyi. Bütün kanallarda ana haberdi cinayet. En çok geçen cümle “katil, cinayeti işledikten sonra FURDUM ONİİİ diye bağırdı” şeklindeydi. Katilin kimliği de hemen belli olmuştu. Arkadaşımı arayıp “olum sizin köyden” demiştim, “yok lan, bizden biraz yukarıda” diyerek savunmuştu köyünü…

 

Çok geçmeden, hatta hemen, olaydan tam 36 saat sonra kahraman Türk Polisi katili yakalamış ve altın madalya kazanmış bir Türk sporcusuyla poz verir gibi önlerine Türkiye Cumhuriyeti bayrağı açarak fotoğraf çekilmişlerdi. Bu işler zaten hep böyle olurdu. Bütün cinayetlerin hikayesi birbirine benzerdi bizim ülkemizde. Ya failleri meçhul kalırdı, ya da silahı tutan el yakalanırdı sadece. Elin sahibi asla bulunmazdı/bulunamazdı, yakalanmazdı/yakalanamazdı…

 

Katil ilk sorgulamasında cinayeti işlediğini itiraf etti ve "hiçbir pişmanlık duymuyorum" dedi. Ama dava hiç bitmedi nedense. Bitmeden de katil önceki gün serbest bırakıldı. Sadece adım kadar emin değilim ama soyadım kadar, Trabzonspor’un varlığı kadar eminim ki Trabzon’un yarısı bu tahliyeyi alkışlıyordur. Ve Trabzonspor’un Trabzon’daki ilk maçında katil için “aramıza hoş geldin” gibi tezahüratlar yapılırsa ben hiç şaşırmayacağım, siz de şaşırmayın. Gerekçesini açıklamak için çok okumuş çok bilgili bir insan olmağa gerek yoktur. Ama ille de gerekçe istiyorsanız..: “Yoksa bu totaliter şahsım rejimine yüzde 68,89 oy vermezdi vicdanlı ve aklıselim olan insanlar” deyip geçerim…

 

Artık hiç şaşırmıyoruz bu absürt uygulamalara. Her gün daha kötüye giderken tutamamak da daha ürkütücü. Çünkü bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulayamadık ve aydınlatamadık bir türlü. Aksine daha da çok kararttık…

 

1354 yıl önce ortalama yaşam süresinin 20-25 yıl olduğu zamanlarda adı Halid bin Zeyd bin Kuleyb olan 93 yaşındaki bir Arap adamın  arkadaşlarını toplayıp develerine binerek İstanbul’u fethetmek için dünyaya hükmeden Doğu Roma İmaparatorluğu’nun bağrında aylarca yürüyerek İstanbul’a gelmesine ve Bizans’a karşı savaşmasına inanan insanlarla karanlık sorgulanmaz, sorgulanamaz…

 

Bugün hala, adı değiştirilerek Eyüp Sultan olan aynı adamın hurafelerine inanarak sözde türbesine gidip çaput bağlayan duvarlarına yüz süren şifa isteyen insanlarla da o karanlık ancak daha da karartılırdı ki biz de onu yaptık sadece…

 

Tecavüzü suç olmaktan çıkardık. Eşeğe kravat taktık, uzaya duble yol yaptık. Yetmez ama evetçi dangalakların desteğiyle ülkeye özgürlük ve demokrasi getirdik. Durmadık yola devam ediyoruz…

 

Sapıkları, katilleri ”iyi hal” gibi uyduruk bir bahane ile salıveren bir ülkeyiz artık. 

Düşünenleri, yazanları-çizenleri de buluttan nem kapmak gibi gerekçelerle vatana ihanetten içeri atan bir ülke…

 

Yani bütün dünya boşuna kıskanmıyor bizi…

Yazıya ifade bırak !

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort