PİYANO VE EZAN
Seyirciler az sonra başlayacak piyano resitali için açık hava tiyatrosundaki yerlerini almışlardı.
Biletleri aylar öncesinden tükenen konser sanatla sporun iç içe olduğu bir mekanda doğanın ev sahipliğinde gerçekleşecekti.Genç şairde konser alanının hemen yanında bulunan yüzme havuzuna üyeydi.Gökyüzü ile yüz yüze bakmak için hep sırt üstü yüzerdi.
Bugünde yine havuzda yüzdüğü sırada birden aylar öncesinde aldığı biletini hatırladı. Saatine baktığında konserin başlamasına dakikalar kalmıştı. Hemen havuzdan çıkıp soyunma odasına doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı.Kıyafetlerini olabilecek en hızlı şekilde değiştirip anahtarınıda resepsiyona bıraktıktan sonra konser alanına doğru koşmaya başladı.
Kısa sürede konser alanına gelen şair biletini güvenlik görevlisine gösterdikten sonra konsere giriş yaptı.Biletindeki koltuk numarasına doğru tam gelmek üzereyken alkış sesleri duyuldu. Sahneye gelen sanatçı seyirciyi selamlayıp yerine oturduktan sonra eserini çalmaya başladı.
O andan sonra salondaki bütün sesler tek ses olup yerlerini sessizliğe bırakmıştı.Dile gelmek kimsenin aklına bile gelmiyordu.Yan koltukta da hamile bir kadın oturmuş yakında dünyaya gelecek bebeğiyle dinliyordu konseri .
Genç şair içinden” En çok ta ona yakışıyordu içi içine sığmamak” diyordu.Tam o sırada karanlığın içinden 2 el silah sesi duyuldu.Konsere gelen herkes iç sesinden vurulmuştu adeta.
Olayın bir terör saldırısı olmadığı kısa sürede anlaşıldı. Herkes derin bir nefes aldı. Silah sesinden bir kaç saniye sonrada bir ezan sesi duyuldu.Konsere tanrı misafiri olmuştu ezan.
Sanatçı piyanonun başında sessizce ezanın bitişini bekledi.Ezanın bitmesiyle de yeniden piyanonun başına geçen sanatçı bu bekleyişiyle o an iki yük gemisine benzeyen piyano ve ezanın sanatın yerden göğe maviliğindeki kazasız ,huzur dolu geçişlerini gözler önüne sermişti.