Kürtlerin Orta Doğu’da yeni düzeninde Şifre ''Suriye"
Ülke yönetenlerin, şahsi egolarından öte ''Duvarın arkasını görebilmek'' kaabiliyetleri MECBURİYET olmalı.
Yakın tarihe kadar Tayyib Erdoğan'a karşılıklı yaptığı ağır hakaretlerle bilinen, şimdi ortağı olmuş Devlet Bahçeli'nin Öcalan açılımı sahada nasıl pratik buluyor ?
Türkiye'de iç cepheyi tahkim adı altında muhalefeti parçalamaya yönelik pratikler de buna dahil esenyur belediye başkanının tutuklanması önemli bir gösterge. Bu olay AKePe iktidarının iç cepheyi güçlendirmede kastettiği CHP'yi dört isim üzerinden ayrıştırma - ortak cumhurbaşkanı adayı bile çıkaramayacak hale getirmedir.
Aslında sınırın altındaki gelişmeler, Erdoğan ve Bahçeli'nin yıpranan hegemonyayı yeniden inşa etmeye çalışırken yeniden Kürtlere el uzatması herkesin kafasını karıştırdı. Bu yeni bir açılım - süreçmi ?. Daha çok bölgesel gelişmeler ışığında Erdoğan - Bahçeli'nin Öcalan'a meclis çağrısı üzerine bir süre sessiz kalmasını herkes meraklı bekledi. Sonunda tam desteğini açıkladı bunun bir fırsat olması gerektiğini değerlendirilmesi gerektiğini söyledi ve bununla kalmadı açılımın çerçevesine dair de bazı net ifadeler kullanıldı.
AKePe – MHP müştereken, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Özerk yönetime yönelik olmadığı ifade edilirken, Kandil'deki terör baronlarınada hiçbir çağrımız yoktur dedi. Mesela Irak ve Suriye'de terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğide ayrıca belirtildi. Bahçeli de Selahattin Demirtaş ve Kandil'i dışlaması üzerinde çok durulan Mühendislik hesapları gibi duruyor.
İçeride belki Kürtlerle çelişkileri biraz azaltma gereği duyarken, bölgesel gelişmelerde bunu Telkin ediyor ama sınırın ötesinde Demir yumruktan vazgeçmeye niyetlerinin olmadığını da söyleyip, pratik olarak bunu sahaya yansıtmaları gerçeği ile sınırın altında Kürtlerin fiili kazanımlarını yok etmeye dönük askeri strateji hala masada duruyor. O alanı aynı stratejiye nasıl dahil edecekleri bir Muamma. Fakat diyelim ki bir şekilde dahil ederken, aynı anda Öcalan müzakerelere ve çözüme hazır olduğunu söyledi !.
Fakat Cumhur ittifakı Öcalan üzerinden Kandili ve Suriye'nin kuzeydoğusundaki Özerk yapıya nasıl kabul ettirecekler ?. Kafalarında belki artık unutulmuş Öcalan'ın örgüt üzerindeki gücünü tekrar öğütücü bir etkiye dönüştürmek var fakat bunun işe yaramama ihtimali çok yüksek. Çünkü şayet olay çok aktörlü bölgesel bir denklem ise masadaki planların sahadaki karşılığı olmayabilir.
Uzun bir süredir Amerika - İsrail operasyonlarıyla hedeflenen yeni Orta Doğu düzeninde, taraflar pozisyon aldılar. Kürt hareketi de bu gelişmeleri çok net bir şekilde fırsat penceresinden görme eğilimi sergiledi. ABD ile sahadaki ortaklık sayesinde özellikle Suriye'de Özerk projenin önünün açılacağı beklentisi yükseldi. Erdoğan bunu tehdit olarak ele alıyor ve iç cepheyi tahkim için bunu bir gerekçeye dönüştürmeye çalışıyor.
İşin doğrusu bölgesel Orta Doğu yeni Dizayn projesine bakarak iki tarafta mevcut pozisyonları almış gibi. İsrail Lübnan cephesini açarken yeni düzen hedefini deklare etti. Hamas'ın bitirilmesi - Hizbullah'ın çökertilmesi ve Suriye'nin yeniden tepesine binilmesi gibi Irak'ta Haşdişabinin dağıtılması, Yemen'de Ensarullah için cephe açılması ve İran'ın bölgesel kollarının kesilmesinden sonra İran'ın doğrudan hedef alınması ve rejimin yıkılması - parçalanması senaryoları masada.
Her defasında Kürtlere şeker vererek yanında tutmaya çalışan, kendi deklarasyonuyla ‘ BOP eşbaşkanıyım !’ diyen ve EN ÜSTÜN YAHUDİ nişanı alan, Rusyadan S400 füze alımıyla kızdırdığı ABD artık Tayyib Erdoğan arkasında ne kadar daha duracak yoksa yeni Ortadoğu projesinde bölgede Kürt Garnizon Devletmi kurulacak göreceğiz.
Unutmayalım, Mussolini, Franco, Saddam, Gaddafi, Hitler ..... gibi uzun süreli koltuk sevdası tarihte sadece Diktatörlük olarak anıldı.