Erdoğan ''Teğmenler çıkışı'' sonrası, Yaşar Güler - İstifa İddiası !   TSK bu yıl - belki geleceğin İLK kez Genel Kurmay Başkanları - Savunma bakanları olabilecek - üç bölüm BAYAN birincileri ile TARİH yazarken, Çok sayıda eleştirilere hedef olan  varlığımız sebebi ''Mustafa kemal'in Askerleriyiz' diyerek kılıç çeken Teğmenler konusunda, en çok beğendiğim eleştirilerden birinin özeti:   Naim Babüroğlu Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler. İkinci bir isim Eski Genelkurmay Başkanı Milli Savunma Bakanı ve AKePe Kayseri Milletvekili Hulisi Akar, mevcut Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak … gibi, bu kadar gürültüye rağmen neden konuşmadılar, hiç fikir beyan etmediler.  Aslında hiçbir açıklama yapmamaları pek hayra alamet değil. Ordu içindeki baskı çok büyük olmalıki, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in o günden beri, randevularını iptal ettiği - zorunlu olmadıkça pek kimseyle görüşmediği, görevden affını isteyeceği gibi iddialar için başlangıçta bu teğmenlerin 1999 yılından beri tekrar edilen aralıksız sürdürülen - ettikleri geleneksel subay yemini aniden ortaya çıkmış birinin talimatıyla yapılmış bir tören değildir.  Kaldıki ‘Mustafa Kemal'in askerleriyiz’ lafına bazı sığ akıllarca ‘disipline aykırı’ denmesi saçma.  Çünkü: İç hizmet ve askeri ceza kanununca disiplin tarifi için yasalarca tarifi ‘’Biz Kanunlara nizamlara ve amirlere mutlak itaat aslın ve üstün hukukuna riayet demektir disiplin Kanunlara nizamlara ve amirlere mutlak itaat aslın ve üstün hukukuna riayet demektir’’ şeklindedir.  Benzerliği açısından: Cumhurbaşkanı, bakanlar ve milletvekilleride yeminlerinde ‘’demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağımı namusum ve şerefim üzerine and içerim’’ denir. Eğer Mustafa Kemal'in askerleri suçsa, hepsinin şu anda ifade alınması lazım. Çünkü ettikleri yeminde bu var.  Kaldıki şu anda yürürlükte olan Anayasasının başlangıç bölümünde Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ölümsüz Önder ve eşsiz Kahraman Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda’’ … diye - ve - daha birkaç yerde belirtiliyor. Dolayısıyla bu geleceğimiz genç – büyük istikbal vaad teğmenler, mezuniyetlerinin sevincini tıpkı üniversitedeki kep atma töreniyle eşdeğer olarak kendi aralarında bir hatıra diye paylaşması gayet doğal ve GÜZEL bir harekettir. Şayet aslında GURUR DUYULMASI GEREK ‘’Mustafa Kemal'in askerleriyiz’’ demek suçsa, Cumhurbaşkanı, bakanlar ve milletvekilleride suç işledi. Harbiyeden mezun olduğunda AYNI yemini yapan, şu anki Milli Savunma Bakanın adli müşaviri var bilir Askeri Ceza Kanunu ve iş hizmet kanun ve yönetmeliğindede suç unsuru olmadığını iyi bildiği halde, belliki Cumhurbaşkanını ikna edememiş.  Oysa Milli Savunma Bakanı ilk günde bu olay sosyal medyada çıkar çıkmaz, teğmenleri linç etme girişimine resmi bir basın açıklaması yapsaydı ve ‘’Bu 1999 dan beri geleneksel bir törendir, anayasa, yasalar,  Askeri Ceza Kanunu ve iş hizmet kanun yönetmeliğinde, teğmenlerin herhangi bir suç unsuru ya da disiplin suçu gerektirecek davranış ve tutumu yoktur, bu törenin bir parçası olarak yapılmaktadır’’ deseydi, ortada kalan bazı siyasiler tutumunu değiştirebilirlerdi. Özetle: İç hizmet yönetmeliğinde geçerli olan şu anda bütün askerler için geçerli olan her askerde bulunması gereken ‘’Ahlaki ve manevi niteliklerden cumhuriyete yurda ve millete sevgi ve bağlılık birinci özelliktir, Mustafa Kemal Atatürk'e bağlılık’ maddesi dururken ve Emir ve komutası altında bulunan bir Kurumda, Milli Savunma bakanından habersiz, kendisine bağlı olan bir birim için soruşturma açılırsa, o Birlik komutanı DERHAL istifa etmeli. Çünkü üstü ve Cumhurbaşkanının artık güveni kalmamış demektir.  Şayet sessiz durursa, tıpkı Kumpas davalarında kendinden önceki genel kurmay başkanının ‘’kasaptaki ete soğan doğramam’’ diyen zavallı hali ‘Anıt kabire gitmeyen yabancılar’’ gibi başka kötü örneklere yol açar, tarihe kaydolur. Son olarak: Geçen hafta Türkiye - 13 yıl sonra Arap Birliği dışişleri bakanları toplantısına davet edilmişti.  Hakan Fidan konuşma için anons edildiğinde, Arap Birliği resmi üyesi Suriye heyeti toplantıyı terk etti.  Bu çok vahim ve üzücü bir durum. SADECE misafir olarak çağrılmış Türkiye’ye, Suriye tepkisi ‘’Toprak bütünlüğümüze karşı olan muhalifleri destekleyen Türkiye’yi lanetliyerek açıkca ‘Arap Birliği'ne katılmasını istemiyoruz’ demesi aslında ülke olarak bizim için ÇOK UTANÇ VERİCİ bir durum. Siz SİZ olun - gelecek için, sizi SİZ yapan geçmiş tarihinize - tüm KUTSAL değerlerinize ve ''Mustafa Kemalin askerleriyiz'' ilkesine sahip çıkın.