Antalya otele gelen bayan izmir gecelik bayan arkadaş pet shop Kayseri dul bayan

Mersin escort Bodrum escort Bursa escort

Tuzla russian escort Alanya russian escort Kayseri russian escort Antalya russian escort Diyarbakır russian escort Anadolu yakası russian escort Adana russian escort Ataşehir russian escort Şirinevler russian escort Beylikdüzü russian escort Halkalı russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Samsun russian escort Avcılar russian escort Pendik russian escort Beylikdüzü russian escort Maltepe russian escort Ümraniye russian escort Mersin russian escort Avrupa yakası russian escort Kocaeli russian escort Bodrum russian escort Bakırköy russian escort Kadıköy russian escort İzmir russian escort bayan Beşiktaş russian escort Eskişehir russian escort Bursa russian escort Şişli russian escort Şişli russian escort russian escort İzmir Gaziantep russian escort Ankara russian escort Denizli russian escort Samsun escort kızlar Malatya russian escort İzmir russian escorts Samsun russian escort

Guymak
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Kemal ULUSOY
Köşe Yazarı
Kemal ULUSOY
 

Topal Osman ve Ali Şükrü olayı ..

      İkiside Doğu Karadenizli..   1995 Mayıs ayı, ilk kez Karadenizi görecek davetlim Rahmi Koç ve hepsi rahmetli olmuş: arkadaşları Azize Taylan, Coca Cola Dünya CeO'su olmuş Muhtar'ın babası eski Büyükelçi Nejat Kent, Koç Holding yönetimden Uğur Ekşioğlu ile Giresun'da mola verdiğimizde, Arçelik bayii olan Torunu ile tanıştığım Topal Osman, aslında Milli Mücadele döneminin en tartışmalı kimliklerinden biridir. Katıldığı Balkan Savaşlarından, Koçgiri ve Düzce-Hendek ayaklanmalarının bastırılmasına, Ermeni ve Pontus çetelerinin bertaraf edilmesinden, Yunan kuvetlerinin denize dökülmesine kadar birçok olayda onun ismi vardır.   Balkan Savaşı sırasında Trakya’ya kadar ilerleyen Bulgar kuvvetleriyle çatışırken bir Bulgar topunun şarapneliyle bacağından yaralandığı için ''Topal'' Lakabı alan Gazi Topal Osman Karadeniz sahillerindeki faaliyetleri sırasında, gerekse Milli Mücadele yıllarında ismi bazı karanlık işlere karıştığı için, öldükten sonra aslında hak ettiği değeri pek bulamamış bir bahtsızda olabilir.   Önce Ali Suphi ve arkadaşlarını denize atan Yahya Kaptan’ı öldürmekle itham edilmişti. Ancak onun gözden düşmesinin ve değersizleştirilmesinin asıl sebebi Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey cinayetinin faili ya da azmettiricisi olduğu söylenir.  Fakat Sinan Meydan ve Ümit Özdağ sunuş yazıları olan Ümit Doğan “Mustafa Kemal’in Muhafızı TOPAL OSMAN” isimli kitapta, doğruluğuna ihtiyatla yaklaşılması gerek Osman Ağa’nın milis kuvvetleri içinde yer alan kişilerin torunları veya yakınları, dedelerinden yada akraba - büyüklerinden dinlediklerini aktarmış gibi.   Kitaba göre; Topal Osman, kesinlikle bir Kahraman, Milliyetperver ve vatanperver birisi, Mustafa Kemal Paşa’ya da ölümüne bağlıdır. Ancak anlaşıldığı kadarıylada, Ali Şükrü Bey cinayetinin de baş sorumlusudur, belki de katilidir !. Çünkü Topal Osman’ın ev sahibinin ve ailesinin verdiği ifadeler göre cinayet onun evinde ve boğularak işlendiğinden doğrudan Ali Şükrü Bey’in katili olarak suçlanması için yeterlidir.   Kitabın bir bölümünde “Osman Ağa, Ankara’da en yakın adamı olan Gümüşreisoğlu Mustafa Kaptan'a yokluğunda Ankara’da ne olup bittiğini sorar. Oda Millet Meclisinde hararetli tartışmalar yaşandığını, Ali Şükrü Bey’in içinde olduğu bir Grup milletvekilerinin Atatürk'e muhalefet etiklerini söyleyince; Topal Osman Ali Şükrü Bey ile konuşup bu işlerden vazgeçmesi içimn kendisini uyaracağını ve Mustafa Kaptan, Ali Şükrü Bey’i, bir akşam, Osman Ağa’nın evine götürmesine ve orada boğulmasına” ilişkin gazete haberini Topal Osman’a ait kiralık evin sahibi Terzi Mahir’in karısının “Boğulma ses ve gürültüleri duyduğu”  ifadesi şüpheleri artırdı.   Keza: Feridun Kandemir’in “Cumhuriyet Devrinde Siyasi Cinayetler” kitabından mecliste Ali Şükrü Cinayeti’nin tartışma konusu yapılırken “Osman Ağa iki adamıyla salonun kapısında bu konuşmaları dinlemektedir. İstanbul Mebusu Yenibahçeli Şükrü Bey, Osman Ağa’yı görüp ''Osman Ağa ne işin var mecliste ?’ diye sorar.  Oda ‘Bir şey yok, mebusları dinliyordum’ demesi üzerine ‘Haydi yerine git’ diye oradan uzaklaştırken Rauf Bey, Şükrü Bey’e neler olduğunu sorduğunda, Şükrü Bey ‘Topal Osman’ı dışarı attım' der.   Genelde Topal Osman'ı ve Gönüllü Giresun Alayları’nı metheden kitapta bulunan bu bilgiler bile Topal Osman üzerinde şüphe oluşturmaya yeter.  Örneğin kitapta, Topal Osman’ın evine gelip “Teslim ol” çağrısına uymayarak, müfrezenin üstüne ateş yağdırmasını ve müfrezeden ölenler olmasını gölgede bırakacak biçimde “Osman Ağa, çatışmayı yarıda kesip yaralı olarak teslim olduğu halde, yargılanmasına fırsat bırakılmadan öldürüldüğü için bu cinayetin üstündeki sis perdesi tam anlamıyla kaldırılamamıştır” şeklinde bir ifadeye yer verilmiştir.   Topal Osman katilse, öldürdüğü Ali Şükrü Bey hiç de masum değildir !. Çünkü: özellikle Lozan konusundaki tutumu hemşerisi Kadir Mısıroğlu’nun öncülü gibi sabırları taşırmış ve dayanılmaz bir hale gelmiş, Atatürk ile ağız dalaşına girmekten de geri durmamış, hatta meclis genel kurulunda itiş kakışların yaşanmasına, tehdit ve hakaretlerin savrulmasına sebebiyet verince, Topal Osman, cinayetten haberi olmayan ve çok üzülmüş Mustafa Kemal’e olan bağlılığı yüzünden, onun önüne çıkan bütün engelleri kaldırmakta kararlı idi ve Ali Şükrü Bey’i de bu maksatla ortadan kaldırdı.   Ali Şükrü Bey’in Trabzon’daki cenaze merasiminde Mustafa Kemal’i suçlayan bazı konuşmalara şahit olan Nebizade Hamdi Bey “Bu hususta Atatürk’ün düşüncelerini bilen ve olayların içinde an be an yaşamış bir insan olarak tarih önünde tekrarlıyorum ki; Atatürk bu olayın tam karşısında oldu ve Topal Osman’ın yaptığının acısını çekti” dedi.   Belkide Atatürk, tıpkı gazeteci Ali Kemal’in İzmit’te Sakallı Nurettin Paşa’nın karargahının önünde ve herhalde onun emriyle linç edilerek, yani yargısız infazla öldürülmesine kızıp üzüldüğü gibi, aynı zamanda eski bir deniz subayı olan gazeteci Ali Şükrü Bey’in yargısız infaza kurban gitmesine de kızmış ve üzülmüştü.   Hatta bu tepkisini, en yakın adamlarından birisi ve canını emanet ettiği kişi olan Topal Osman’ı gözden çıkartarak göstersede, Topal Osman'ın verdiği vatan hizmetini de görmezden gelmemiş ve kendisine Giresun Kalesi’nde, üstelik bir rivayete göre şahsi hesabından bir anıt mezar yaptırmıştır.   Henüz ortada bağımsız bir devlet yok, Lozan anlaşması imzalanmamış, Yaradana kulluk yerine hala Hilafet ve Saltanat yanlıları ile çetin bir muhalefet yapanları dizginlemek ve millet bütünlüğünü muhafaza etmek için, kimbilir belki Topal Osman feda edildi,   Atatürk hakkında ileri sürülen “Köşkü saran Topal Osman’ın adamlarından ancak çarşaf giyerek kurtuldu” şeklindeki iddianın kaynağı da, Ali Şükrü Bey’in öldürülmesi olayından sonra gözden düşen ve terhis edilerek Giresun’a gönderilen gönüllülerin uydurmasıdır. Çünkü güya İsmail Hakkı Tekçe, önce Topal Osman ile görüşerek “Ali Şükrü Bey’i öldürüp suçu senin üstüne atanlar, şimdi de Mustafa Kemal Paşa’yı öldürecekler, ben Çankaya’ya Paşa’yı korumaya gidiyorum, siz de yetişin” demiş, sonra da köşke koşup “Paşam Topal Osman adamlarıyla geliyor, hemen köşkü terketmeniz zaruridir. Tanınmamak için bir çarşaf giyin” demiş.   Bunları diyen, Topal Osman’ın adamlarından Çakıroğlu Hüseyin. Anlaşılıyor ki; Giresun Gönüllüleri denilen Topal Osman’ın adamları, ağalarının katili olan İsmail Hakkı Tekçe’ye böyle bir iftirada bulunmuş, daha sonra bu iftira, Atatürk düşmanları muhalefetin ağzında sakız olarak çiğnenip durmuştur.   Aksi halde “Topal Osman, teşkilatçı birisidir. Ali Şükrü Bey’i evinde öldürecek-öldürtecek kadar acemilik yapmaz. Kusursuz cinayet işler…” diyerek, aklamaya çalışmak akılcı değildir. Tam aksine, kitapta da anlatıldığı gibi Topal Osman, aynı zamanda pervasızca adam öldürebilen, yargısız infazlar yapan, bazen suçlu gördüklerini Resmi görevlilerin elinden alıp infaz eden, canı isteyinde gidip Giresun Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan, Bazen suçluları Gülnihal vapuru kazanına atıverir diyenlerde yine kendi adamları !.   Kim bilir o günkü şartlarda belki de öyle davranması gerekiyordu ve onu bu şekilde davranmaya iten birçok sebep vardı. Özellikle Rum ve Ermeni çetelerinin Türk köylerinde yaptıkları, Irza geçme, öldürme, yakıp yıkma, mala tecavüz... vardı ve bu alçaklar, ancak Topal Osman gibi birisi tarafından dizginlenebilirdi ve belkide öyle de olmuştur.   Yani Ali Şükrü Bey’i, bir gece yarısı evine çağırıp boğdurması, onun ruh halindeki bir adam için hiç de akıl dışı değildir. Anlaşılan, çok beğendiği Komutanı Mustafa Kemal Paşa’ya yönelik muhalefetinden vazgeçmesi için Ali Şükrü'yü ikna etmeye çalıştı, ancak fayda etmeyince, görgü şahidi olan ev sahiplerininde dediği gibi bir anlık öfke ile işini bitirdi.      

Topal Osman ve Ali Şükrü olayı ..

 

 

 

İkiside Doğu Karadenizli..

 

1995 Mayıs ayı, ilk kez Karadenizi görecek davetlim Rahmi Koç ve hepsi rahmetli olmuş: arkadaşları Azize Taylan, Coca Cola Dünya CeO'su olmuş Muhtar'ın babası eski Büyükelçi Nejat Kent, Koç Holding yönetimden Uğur Ekşioğlu ile Giresun'da mola verdiğimizde, Arçelik bayii olan Torunu ile tanıştığım Topal Osman, aslında Milli Mücadele döneminin en tartışmalı kimliklerinden biridir. Katıldığı Balkan Savaşlarından, Koçgiri ve Düzce-Hendek ayaklanmalarının bastırılmasına, Ermeni ve Pontus çetelerinin bertaraf edilmesinden, Yunan kuvetlerinin denize dökülmesine kadar birçok olayda onun ismi vardır.

 

Balkan Savaşı sırasında Trakya’ya kadar ilerleyen Bulgar kuvvetleriyle çatışırken bir Bulgar topunun şarapneliyle bacağından yaralandığı için ''Topal'' Lakabı alan Gazi Topal Osman Karadeniz sahillerindeki faaliyetleri sırasında, gerekse Milli Mücadele yıllarında ismi bazı karanlık işlere karıştığı için, öldükten sonra aslında hak ettiği değeri pek bulamamış bir bahtsızda olabilir.

 

Önce Ali Suphi ve arkadaşlarını denize atan Yahya Kaptan’ı öldürmekle itham edilmişti. Ancak onun gözden düşmesinin ve değersizleştirilmesinin asıl sebebi Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey cinayetinin faili ya da azmettiricisi olduğu söylenir.  Fakat Sinan Meydan ve Ümit Özdağ sunuş yazıları olan Ümit Doğan “Mustafa Kemal’in Muhafızı TOPAL OSMAN” isimli kitapta, doğruluğuna ihtiyatla yaklaşılması gerek Osman Ağa’nın milis kuvvetleri içinde yer alan kişilerin torunları veya yakınları, dedelerinden yada akraba - büyüklerinden dinlediklerini aktarmış gibi.

 

Kitaba göre; Topal Osman, kesinlikle bir Kahraman, Milliyetperver ve vatanperver birisi, Mustafa Kemal Paşa’ya da ölümüne bağlıdır. Ancak anlaşıldığı kadarıylada, Ali Şükrü Bey cinayetinin de baş sorumlusudur, belki de katilidir !. Çünkü Topal Osman’ın ev sahibinin ve ailesinin verdiği ifadeler göre cinayet onun evinde ve boğularak işlendiğinden doğrudan Ali Şükrü Bey’in katili olarak suçlanması için yeterlidir.

 

Kitabın bir bölümünde “Osman Ağa, Ankara’da en yakın adamı olan Gümüşreisoğlu Mustafa Kaptan'a yokluğunda Ankara’da ne olup bittiğini sorar. Oda Millet Meclisinde hararetli tartışmalar yaşandığını, Ali Şükrü Bey’in içinde olduğu bir Grup milletvekilerinin Atatürk'e muhalefet etiklerini söyleyince; Topal Osman Ali Şükrü Bey ile konuşup bu işlerden vazgeçmesi içimn kendisini uyaracağını ve Mustafa Kaptan, Ali Şükrü Bey’i, bir akşam, Osman Ağa’nın evine götürmesine ve orada boğulmasına” ilişkin gazete haberini Topal Osman’a ait kiralık evin sahibi Terzi Mahir’in karısının “Boğulma ses ve gürültüleri duyduğu”  ifadesi şüpheleri artırdı.

 

Keza: Feridun Kandemir’in “Cumhuriyet Devrinde Siyasi Cinayetler” kitabından mecliste Ali Şükrü Cinayeti’nin tartışma konusu yapılırken “Osman Ağa iki adamıyla salonun kapısında bu konuşmaları dinlemektedir. İstanbul Mebusu Yenibahçeli Şükrü Bey, Osman Ağa’yı görüp ''Osman Ağa ne işin var mecliste ?’ diye sorar.  Oda ‘Bir şey yok, mebusları dinliyordum’ demesi üzerine ‘Haydi yerine git’ diye oradan uzaklaştırken Rauf Bey, Şükrü Bey’e neler olduğunu sorduğunda, Şükrü Bey ‘Topal Osman’ı dışarı attım' der.

 

Genelde Topal Osman'ı ve Gönüllü Giresun Alayları’nı metheden kitapta bulunan bu bilgiler bile Topal Osman üzerinde şüphe oluşturmaya yeter.  Örneğin kitapta, Topal Osman’ın evine gelip “Teslim ol” çağrısına uymayarak, müfrezenin üstüne ateş yağdırmasını ve müfrezeden ölenler olmasını gölgede bırakacak biçimde “Osman Ağa, çatışmayı yarıda kesip yaralı olarak teslim olduğu halde, yargılanmasına fırsat bırakılmadan öldürüldüğü için bu cinayetin üstündeki sis perdesi tam anlamıyla kaldırılamamıştır” şeklinde bir ifadeye yer verilmiştir.

 

Topal Osman katilse, öldürdüğü Ali Şükrü Bey hiç de masum değildir !. Çünkü: özellikle Lozan konusundaki tutumu hemşerisi Kadir Mısıroğlu’nun öncülü gibi sabırları taşırmış ve dayanılmaz bir hale gelmiş, Atatürk ile ağız dalaşına girmekten de geri durmamış, hatta meclis genel kurulunda itiş kakışların yaşanmasına, tehdit ve hakaretlerin savrulmasına sebebiyet verince, Topal Osman, cinayetten haberi olmayan ve çok üzülmüş Mustafa Kemal’e olan bağlılığı yüzünden, onun önüne çıkan bütün engelleri kaldırmakta kararlı idi ve Ali Şükrü Bey’i de bu maksatla ortadan kaldırdı.

 

Ali Şükrü Bey’in Trabzon’daki cenaze merasiminde Mustafa Kemal’i suçlayan bazı konuşmalara şahit olan Nebizade Hamdi Bey “Bu hususta Atatürk’ün düşüncelerini bilen ve olayların içinde an be an yaşamış bir insan olarak tarih önünde tekrarlıyorum ki; Atatürk bu olayın tam karşısında oldu ve Topal Osman’ın yaptığının acısını çekti” dedi.

 

Belkide Atatürk, tıpkı gazeteci Ali Kemal’in İzmit’te Sakallı Nurettin Paşa’nın karargahının önünde ve herhalde onun emriyle linç edilerek, yani yargısız infazla öldürülmesine kızıp üzüldüğü gibi, aynı zamanda eski bir deniz subayı olan gazeteci Ali Şükrü Bey’in yargısız infaza kurban gitmesine de kızmış ve üzülmüştü.

 

Hatta bu tepkisini, en yakın adamlarından birisi ve canını emanet ettiği kişi olan Topal Osman’ı gözden çıkartarak göstersede, Topal Osman'ın verdiği vatan hizmetini de görmezden gelmemiş ve kendisine Giresun Kalesi’nde, üstelik bir rivayete göre şahsi hesabından bir anıt mezar yaptırmıştır.

 

Henüz ortada bağımsız bir devlet yok, Lozan anlaşması imzalanmamış, Yaradana kulluk yerine hala Hilafet ve Saltanat yanlıları ile çetin bir muhalefet yapanları dizginlemek ve millet bütünlüğünü muhafaza etmek için, kimbilir belki Topal Osman feda edildi,

 

Atatürk hakkında ileri sürülen “Köşkü saran Topal Osman’ın adamlarından ancak çarşaf giyerek kurtuldu” şeklindeki iddianın kaynağı da, Ali Şükrü Bey’in öldürülmesi olayından sonra gözden düşen ve terhis edilerek Giresun’a gönderilen gönüllülerin uydurmasıdır. Çünkü güya İsmail Hakkı Tekçe, önce Topal Osman ile görüşerek “Ali Şükrü Bey’i öldürüp suçu senin üstüne atanlar, şimdi de Mustafa Kemal Paşa’yı öldürecekler, ben Çankaya’ya Paşa’yı korumaya gidiyorum, siz de yetişin” demiş, sonra da köşke koşup “Paşam Topal Osman adamlarıyla geliyor, hemen köşkü terketmeniz zaruridir. Tanınmamak için bir çarşaf giyin” demiş.

 

Bunları diyen, Topal Osman’ın adamlarından Çakıroğlu Hüseyin. Anlaşılıyor ki; Giresun Gönüllüleri denilen Topal Osman’ın adamları, ağalarının katili olan İsmail Hakkı Tekçe’ye böyle bir iftirada bulunmuş, daha sonra bu iftira, Atatürk düşmanları muhalefetin ağzında sakız olarak çiğnenip durmuştur.

 

Aksi halde “Topal Osman, teşkilatçı birisidir. Ali Şükrü Bey’i evinde öldürecek-öldürtecek kadar acemilik yapmaz. Kusursuz cinayet işler…” diyerek, aklamaya çalışmak akılcı değildir. Tam aksine, kitapta da anlatıldığı gibi Topal Osman, aynı zamanda pervasızca adam öldürebilen, yargısız infazlar yapan, bazen suçlu gördüklerini Resmi görevlilerin elinden alıp infaz eden, canı isteyinde gidip Giresun Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan, Bazen suçluları Gülnihal vapuru kazanına atıverir diyenlerde yine kendi adamları !.

 

Kim bilir o günkü şartlarda belki de öyle davranması gerekiyordu ve onu bu şekilde davranmaya iten birçok sebep vardı. Özellikle Rum ve Ermeni çetelerinin Türk köylerinde yaptıkları, Irza geçme, öldürme, yakıp yıkma, mala tecavüz... vardı ve bu alçaklar, ancak Topal Osman gibi birisi tarafından dizginlenebilirdi ve belkide öyle de olmuştur.

 

Yani Ali Şükrü Bey’i, bir gece yarısı evine çağırıp boğdurması, onun ruh halindeki bir adam için hiç de akıl dışı değildir. Anlaşılan, çok beğendiği Komutanı Mustafa Kemal Paşa’ya yönelik muhalefetinden vazgeçmesi için Ali Şükrü'yü ikna etmeye çalıştı, ancak fayda etmeyince, görgü şahidi olan ev sahiplerininde dediği gibi bir anlık öfke ile işini bitirdi.

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Alanya escort Anadolu yakası escort ankara escort Antalya escort Ataköy escort Avcılar escort Avrupa yakası escort Bahçelievler escort Bahçeşehir escort Bakırköy escort Başiktaş escort Beylikdüzü escort Bodrum escort Bursa escort Denizli escort Diyarbakır escort Esenyurt escort Eskişehir escort Etiler escort Fatih escort Gazinatep escort Halkalı escort istanbul escort İzmir escort İzmit escort Kadıköy escort Kayseri escort Kocaeli escort Konya escort Kurtköy escort Kuşadası escort Malatya escort Maltepe escort Mecidiyeköy escort Mersin escort Nişantaşı escort Pendik escort Muratpaşa escort Şirinevler escort Şişli escort Taksim escort Ümraniye escort ataşehir escort kartal escort