Bazen kullandığımız "Ya Herra Ya Marra" öyküsü
Elinde çubuklarla boyundan - yaşından utanmazların, bize Suriyede gerçekten ne olduğunu bilmeden tüm dünyanın TERÖRİST dediği eski elkaideci KATİL biri ile, peygamberimizin torunlarının kafalarını kesen - şeref ve AHLAK YOKSUNU - Lanetlenmiş Emevi Halifesi Yezit’in, Bedir, Uhut ve Hendek Savaşlarında Öldürülen Akrabalarının İntikamını Hz Hüseyin’in Kesik Başının Sergilenerek Sevincin Yaşandığı Yerdir. Müslümanlara orada namaz kılmak haramdır bilgisinden yoksun, bir zamanlar ZAMAN gazetesi başyazarlarından - şimdi ne alaka ise MİT başındaki İbrahim Kalın ile neden KATİLLER TAPINAĞI Emevi camisinde namaz kılmak zorunda kalışı manidardır.
Öykü: Ma'arra Kuşatması ile ilişkilendirilmiş tarihi bir sözdür ve Türkçe'de kabaca "Ya cennet ya cehennem" veya "Ya her şey – yada hiçbir şey" anlamına gelir. Bu ifade, 1. Haçlı seferinde kuşatma sırasında askerlerin içinde bulunduğu zorlu koşulları ve ölüm kalım mücadelesini ifade etmek için kullanılmıştır.
Anlamı ve Kökeni
- Sözcük Kökeni:
- Herra: Cennet veya ödül anlamında kullanılmıştır. Hayatta kalmayı, kurtuluşu veya zafere ulaşmayı simgeler.
- Marra: Cehennem, kayıp veya yok olma anlamına gelir. Ölüm veya başarısızlığı temsil eder.
- İfade, Arapça kökenli olup Haçlı Seferleri döneminde Ma'arra ile özdeşleştirilmiştir.
- Tarihsel Bağlam:
- Haçlı Seferleri sırasında askerler, özellikle Ma'arra Kuşatması sırasında açlık, savaş ve vahşetle yüzleşmek zorunda kalmışlardı.
- Bu zor durum "Ya kazanır ve hayatta kalırız (Herra), ya da yok oluruz (Marra)" şeklindeki bir kader ikilemi ile ifade edilmiştir.
Tarihi Kullanımı
Bu ifade, yalnızca Ma'arra Kuşatması bağlamında değil, aynı zamanda tarih boyunca zor koşullarla karşı karşıya kalan halklar veya bireyler tarafından bir metafor olarak da kullanılmıştır. İnsanların uç bir seçimle karşı karşıya kaldığı durumlarda, "Ya her şey ya hiçbir şey" anlamında dile getirilmiştir.
Popüler Kültürde ve Halk Dilinde
"Ya Herra Ya Marra" ifadesi, zamanla halk arasında ve edebi metinlerde bir deyim haline gelmiştir. Özellikle, iki uç arasında bir seçim yapmak zorunda kalındığında kullanılan sembolik bir ifade olarak yer edinmiş, hem tarihsel hem de kültürel bağlamda derin bir anlama sahiptir. Ma'arra Kuşatması sırasında ortaya çıkmış, ancak daha geniş bir anlam kazanarak insanlık tarihindeki zorlu seçimleri ifade eden güçlü bir metafora dönüşmüştür.
Ma'arra Kuşatması,
Birinci Haçlı Seferi sırasında, özellikle Haçlılar tarafından işlendiği iddia edilen yamyamlık olaylarıyla ilede çok ünlüdür. Ma'arra (günümüzde Suriye'nin Ma'arrat Nu'man kenti), 1098'in sonlarında Haçlılar tarafından düzenlenen bir kuşatma sonucunda ele geçirilen stratejik bir şehir idi. İşte bu olayla ilgili bilinenler:
- Kuşatmanın Arka Planı:
- Haçlılar, 1098'de Antakya'yı ele geçirmişlerdi, ancak Suriye boyunca ilerlerken ciddi şekilde yiyecek sıkıntısı ve açlıkla karşı karşıya kaldılar.
- Kasım 1098'de Ma'arra'yı kuşatma altına aldılar. Şehrin savunucuları direndi ancak Haçlılar surları aşmayı başardıktan sonra teslim olmak zorunda kaldılar.
- Katliam:
- Şehir düştükten sonra Haçlılar, Ma'arra'nın nüfusunu katletti. Pek çok sakin teslim şartlarını müzakere etmeye çalışsa da öldürüldü.
- Yamyamlık:
- Birinci Haçlı Seferi'nin birçok tarihçisi, yamyamlık olaylarından bahseder. Açlıkla yüzleşen Haçlıların ölülerin etini yeme yoluna gittikleri iddia edilmektedir.
- Tarihçi Radulph of Caen, "Ma'arra'da askerlerimiz pagan yetişkinleri kazanlarda canlı olarak kaynattı; çocukları şişlere geçirip kızartarak yediler" diye yazmıştır.
- Bir başka tarihçi olan Fulcher of Chartres, yamyamlık olaylarına değinmiş ancak bunun çaresizlikten kaynaklandığını, zalimlik ya da kötü niyetle yapılmadığını öne sürmüştür.
- Önemi:
- Kuşatma ve ardından yaşanan olaylar, hem çağdaş hem de sonraki anlatımlarda ün kazanarak Haçlı Seferleri'nin dehşetini ve çaresizliğini gözler önüne sermiştir.
- Bu olay, Haçlı Seferleri'nin ahlaki çelişkilerinin bir örneği olarak, görünürde dindar olan Hristiyan savaşçıların işlediği vahşetleri göstermektedir.
Maalesef tamamı doğru Yamyamlık raporları birçok batılı çağdaş kaynak tarafından belgelenmiştir ve Haçlı tarihinin sert ve tartışmalı bir yönü olarak kabul edilmektedir. Bu olaylar, Haçlıların karşılaştığı aşırı koşulları ve kampanyaları sırasında hayatta kalmak için başvurdukları yöntemleri ortaya koymaktadır.
Ma'arra Kuşatması, Birinci Haçlı Seferi sırasında, Kasım-Aralık 1098'de gerçekleşmiştir. Kuşatma, günümüzde Suriye'nin kuzeybatısında yer alan Ma'arrat Nu'man şehrinde yaşanmıştır ve özellikle Haçlılar tarafından gerçekleştirilen vahşet ve yamyamlık iddialarıyla tarihe geçmiştir. İşte olayın detayları:
Tarihi Bağlam
- Birinci Haçlı Seferi, 1096 yılında Papa II. Urban'ın çağrısıyla, Kudüs ve Kutsal Toprakları Müslümanlardan almak amacıyla başlatıldı.
- Haçlılar, 1098 yılında Antakya'yı ele geçirdikten sonra ciddi yiyecek sıkıntısıyla karşı karşıya kaldı. Açlık, hem Haçlı ordusunu hem de yerel halkı zor durumda bırakıyordu.
- Ma'arra, Antakya'nın güneydoğusunda stratejik bir konumda yer alıyordu ve Haçlılar için önemli bir geçiş noktasıydı.
Kuşatma
- Başlangıç:
- Kasım 1098'de Haçlılar Ma'arra'yı kuşatma altına aldı. Şehir, Müslümanlar tarafından savunuluyordu ve direniş oldukça güçlüydü.
- Kuşatma sırasında Haçlı ordusu yiyecek bulmakta büyük zorluk yaşadı, bu da askerlerin moralini ve sağlığını kötü etkiledi.
- Şehrin Düşüşü:
- 11 Aralık 1098'de Haçlılar şehrin surlarını yıkmayı başardı.
- Şehre girdikten sonra geniş çaplı bir katliam gerçekleştirdiler. Nüfusun çoğu kılıçtan geçirildi. Direnenler öldürüldü, teslim olanlara ise merhamet gösterilmedi.
Yamyamlık İddiaları
- Ma'arra Kuşatması, Haçlıların açlık nedeniyle yamyamlık yaptığına dair kayıtlarla ünlüdür. Birçok Haçlı tarihçi ve tanık, Haçlı askerlerinin Müslüman cesetlerini yediğini belirtmiştir.
- Fulcher of Chartres ve Radulph of Caen gibi tarihçiler, askerlerin açlıktan cesetleri pişirip yediklerini yazmıştır.
Radulph of Caen "Askerlerimiz, paganları (Müslümanları) kazanda kaynattı ve çocukları şişlere geçirerek kızartıp yediler" ifadesini kullanmıştır:
- Bu olaylar, Haçlıların açlıktan dolayı çaresizliğinin bir göstergesi olarak yorumlanmıştır.
Sonuçlar ve Etkileri
- Şehirden Çekilme:
- Haçlılar, Ma'arra'yı uzun süre ellerinde tutmadılar. Kısa bir süre sonra şehri terk edip güneye, Kudüs'e doğru ilerlediler.
- Şehrin savunucuları ve halkı için bu kuşatma yıkıcı sonuçlar doğurdu.
- İtibar Sorunu:
- Haçlıların Ma'arra'da işledikleri vahşet ve özellikle yamyamlık olayları, hem o dönemde hem de sonraki yüzyıllarda Haçlı Seferleri'nin ahlaki meşruiyeti konusunda ciddi eleştirilere yol açtı.
- Bu olaylar, Haçlı Seferleri'nin hedefleri ile uygulamaları arasındaki çelişkilerin bir örneği olarak gösterilmektedir.
Tarihi Kaynaklar
- Fulcher of Chartres, olayları bir Haçlı tarihçisi olarak kaydetmiştir ve yamyamlık gibi dehşet verici olayları ayrıntılı olarak anlatmıştır.
- Radulph of Caen, Haçlıların davranışlarını eleştirmiş ve Ma'arra'daki vahşeti yazılarında açıkça dile getirmiştir.
- İslam tarihçileri de bu olayları kaydetmiş ve Haçlıları barbarlıkla suçlamışlardır
Özetle Ma'arra Kuşatması, Haçlıların insanlık dışı koşullar altında hayatta kalma çabalarını ve bu süreçte işledikleri vahşeti ortaya koymaktadır. Açlık, savaşın vahşetiyle birleşince, tarihe yamyamlık ve katliam gibi karanlık olaylar kazınmıştır. Bu kuşatma, Haçlı Seferleri'nin ahlaki çelişkilerinin ve insani maliyetinin en açık örneklerinden biridir.
Tarih bilmez diniDAR deyyüslere atfola….