“Ekosistem kavrayışı”, dövizden, faizden ve borsadan önemlidir
Rüştü BOZKURT - BUZDAĞININ DİBİ
Akşamdan sabaha önemli değişmelerin olduğu, karmaşıklık ve belirsizliklerin artığı bir dönemde yaşıyoruz. Kısa ve orta dönemlerde nelerin değişmeyeceğini, nelerin değişebileceğini iyi yetişmiş bireyler de, ortak aklı öngörme ve önlem almaya odaklamış kurumlar da kestiremiyor. Hiçbir şeyin değişmediği koşullar ileher şeyin değiştiği kaos koşulları arasında yer alan evrenin işleyişinin yasalarını keşfetmek olan bilim de son söz söyleyemiyor. Böyle bir ortamda, çaresizliğin selinde sürüklenenler ile bilimsel arayışın izini sürdürenler arasında farklılıklar oluşuyor.
Gözleyebildiğimiz kadarıyla, "ekosistem odaklı kavrayış" giderek önem kazanıyor. Ron Adner ve Rahul Kapoor'un HBR/T'nın Kasım 2016 yazılarından yola çıkarak, "Teknoloji ve ekosistemi kavrayanlar kazanacak" başlıklı kapsamlı yazılarında ele alıyor. Biz de "ekosistem-odaklı iş yapma", metot ve modellerinin önemini anlatan değişik yazılarda düşüncelerimizi paylaşıyoruz. İş yaşamında artan karmaşıklığı etkin yönetmek için ekosistem-odaklı düşünme ve çözümler üretmeyle ilgili düşündüklerimizi yaygın bir sorgulamanın vesilesi olsun diye sürekli gündemde diri tutuyoruz. Daha önce yayınlanan yazılarımıza dönerek anımsatmalar yaparak, ekosistem kavrayışının toplumsallaşmasına katkımız olsun istiyoruz.
Bağımlılıkları artan ekosistem
Son çeyrek yüzyılda, küresel ölçekte adını duyuran telekomünikasyon ve telefon üreticisi Huawei'nin yöneticisi Ren Zhengfei, ABD firmalarına lisans bakımından ne kadar bağımlı oldukları sorusuna "Huawei bugün ulaştığı noktada, teknoloji üretiminde bir sorun yaşamaz. Arada teknolojik açık varsa, bir boşluk olsa da, onu kısa sürede doldurabiliriz. Bizim için önemli olan ekosistemi oluşturmak ve geliştirmektir. Geldiğimiz aşamada, bütün enerjimizi ekosistemler oluşturma üzerine odaklıyoruz" yanıtını veriyordu.
Türkiye'de de öne çıkan savunma sanayinde iki önemli yönetici kamuoyu bilgilendirmelerinde "ekosistemin önemine" vurgu yaptı. Dönemin Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, son yıllardaki atılımın arkasında, millet iradesi ve siyasi iradenin güçlü bir şekilde durmasının etkisi kadar, savunma sanayiyle ilgili kamu şirketlerinin kendi aralarında, özel kesim şirketleriyle ve yurt dışında ortak iş yaptıkları firmalarla oluşturdukları güçlü bağlantıların ve ekosistem etkileşiminin rolü üzerinde durdu. TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil de, gelişmenin itici güçlerinden birinin ve en önemlisinin "ekosistem oluşturulması" olduğunun altını çizerek belirtti. Uluslararası düzlemde Harvard Business Review gibi etkin yönetim bilimi dergilerinde, ekosistem kavrayışının işlerin etkin yapılmasındaki önemini anlatan makaleler sıklıkla yayınlanıyor.
Ekosistem kavramının içeriğinde hangi değişkenlere vurgu yapıldığını, içeriğin nasıl doldurulduğunu kavrarsak, ekosistem etkileşiminin üretim örgütlenmesi ve insan yaşamını kolaylaştırıcı zenginlik üretmesindeki etkilerini daha net anlayabiliriz.
Ekosistem nedir?
Ekosistem kavramı 20'nci yüzyılın ilk yarasında piyasaya sunulmuştur. Kavramı ilk kez kullanan İngiliz bitki biyologu G.A.Tansley'dır. Tansley, 1935 yılında bir yazısında "ekosistem" den söz etmiştir. R. Lindman, Tansley'in önerisinden yedi yıl sonra ekosistemi "enerji sistemindeki dönüşümün rolü" bağlamıyla ele almıştır. Bir ekolog da, "ekosistem, enerji ve maddenin canlı ortamı ve etkinlikleri aracılığıyla dolaşımını, dönüşümünü ve birikimini içerir" diye betimlemiştir. Ernst Mayer'e göre de ekosistem, "Birlik içindeki organizmaları ve onların çevrelerindeki fiziksel etkenleri kapsayan tüm sistemleri" anlatır1.
Ming Zeng’de2, ekosistem dendiğinde, "çevresiyle birlikte etkileşimde bulunan yapıları" anlamak gerektiğini söyler. Ekosistemi, birden fazla sektöre yayılan ve yönetilen bir ağ olarak tanımlayanlarda vardır. Martin Ihrig ve lan C. MacMillan4, ekosistemin, güçlü ve etkin bağlantıları olan paydaşların etkileşim içinde olduğu bütün etkinlikleri kapsadığını belirtir. Tim G. Benton ve arkadaşları5,insanlık çevreyi düzenlemek ve yaşanabilir bir gezegeni sürdürmek için doğal sistemlere bel bağlandığına işaret eder. Benton'a göre, kilit gezegen süreçlerine ortaklaşa katkıda bulunan ve onları destekleyen birçok tür, birbiriyle etkileşen bireysel organizmalardan oluşan "ekosistemler" oluşturur:
Kara ve deniz sistemleri her yıl atmosferdeki karbon emisyonunun yüzde 60'ını ortadan kaldırmakta; bu nedenle dünyanın yüzey sıcaklığının düzenlenmesinde çok önemli rol oynamaktadır. Ekosistemler, olumsuz hava koşullarını dengelemeye de yardımcı olmakta; iklim değişikliğine karşı direnç sağlamaktadır. Yer yüzünde doğal olarak oluşan ekolojik süreçler, insanlığın bağlı olduğu hava, su ve toprak kalitesinin sürdürülmesini destekler. Ekosistemler, yaşamı mümkün kılan koşulları yaratmanın yanı sıra, gıda, yakıt, ilaçlar, barınak gibi hayatin sürdürülmesinde kritik birçok nesnenin de kaynağıdır. Süreçler ve ürünler birlikte "ekosistem hizmetleri" ya da “doğanın insana katkıları" olarak-bilinir.
Türker Kılıç "bağlantısal bütünsellik" kavramıyla, bilimsel temelin, onu oluşturan parçalar olmadığını, parçaların birbiriyle olan ilişkisini anlatır, "Her yaşam 'bütünlüğü' bir başka yaşam bütünlüğünün parçasıdır" bakışının, geleceğin bilim metodu olacağını belirtir.
Tanımlarda ekosistem kavramına yüklenen değerlerin çeşitliliğine rağmen ana fikrin birden çok unsurun bağlantısını, iletişimini ve etkileşimini öne çıkarmaktadır. Karmaşıklık çağının sorunlarına çözüm üretmede, iş dünyası yöneticilerinin, ekosistem odaklı bakış açısının neresinde durduğunu sorgulamaları dövizden, faizden ve borsa hareketlerinden daha önemlidir.