8. YY itibarıyla yerleştikleri İstanbul'a ‘’KARAköy’’ semt adı verdiğimiz KARAY TÜRKLERİ
Ölene dek öğrenme adına, bugün Paris Fransa’dan aslen İstanbul doğumlu, ünlü mücevher tasarımcısı Karay Türkü dostum ‘’Mişel Cadik’’ ile konuştuktan sonra, Dini Yahudilik olan İsrail devleti - 12 kabile dışında kalan ‘sakıncalı’ denen 13. Kol ‘’Karaimler’’ hakkında araştırırken Hz. Google dan youTube ‘’Yeni Bakışlar - 30 Nisan 2016 Haber Türk Musevi Türkler’’ uzun söyleşisini izledim. Daha sonra James Mitchener ‘’Russia’’ kitabında Dünyanın en büyük Musevi kültürünün kaynağı ‘’Kırım - Bahçe Saray’’ bölümünü ve Dr. Yaşar KALAFAT belgelerini okudum. Sonuç: Hala çok cahil olduğumda ! karar kıldım.
Karadeniz havzasında kuzey ve kuzeydoğu merkezli bir Türk devleti (imparatorluğu) kuran Hazarlar’da “Gök TENGRİ - Tanrı” inancının yanı sıra Müslümanlık, İsevilik ve Musevilik de vardır. Karay Türkleri Musevi hazarların günümüze gelen hatıralarıdır. Hazar Türklerinin başkenti, bugün Dağıstan Cumhuriyeti başkenti Mahaçkala’ya 5 km. mesafede idi. Kırım’daki Karay Türkleri kimliklerini muhafaza ederken Dağıstan Karayları Yahudiler arasında erimişlerdir. Dağıstan’daki inanç katmanlaşmasının irdelenmesinde “Karaizm” özel önem taşır.
Giraylar’dan Cemiloğlu’larına Günümüz Kırım’ı ve Kırım Tatar Türkleri Halk İnançları” “Çift Kale” ile “Balta Tiğmez” Karay mezarlığı gibi kökte Karay Türkleri, Kırım halkının kan, dil ve adetleri itibariyle özünü teşkil ettiklerinin ve kendi etnik bireyselliklerini gerçekleştirdiklerinin bilincindedirler. Karay Türkleri, diğer Türk halkları ile kan ve kültür bağı olduğunun da şuurundadır. Karay’lar dinlerinin kendilerine mahsus ve saygın olduğu haklılığını da taşırlar. Kırım’ı anavatan bilir, birlikte yaşadıkları halklara saygı duyar ve onlardan doğan olarak hakları olan saygıyı beklerler. Adlandırılışlarını açıklarlarken tekil olarak Karai, Kerai ve çoğul olarak da Karailer ve Karaite olarak bilindiklerini söylerler. Doğru ismin Kırım Karay Türkleri, Kırım Karayları ve Karaylar olduğunu açıklarlar.
Ukrayna Kırım’da 1246 yılından beri etnik bir gurup olarak yaşamaktadırlar. Ayrıca Prens Danila Galitski’nin daveti üzerine batı Ukrayna’nın Galiçiya bölgesine ve 14. yüzyıldan itibaren de Prens Vitovt ile birlikte geldikleri Litvanya’da yaşamakta olup buradaki miktarları yaklaşık olarak 300 kişi civarındadır. Kırım’daki 800 Karay’la birlikte toplam nüfusları 1.100 civarındadır. 1914 yılı itibariyle bölgedeki Türk kökenli Karay nüfusu ayrıca; Rusya, Litvanya, Polonya ve İstanbul doğumlu dostum Mişel Cadık gibi Fransa’da da yaşamaktadırlar. Günümüz itibariyle Dünya Karaylarının bütün nüfusu 2.400 civarındadır. Sovyetler Birliği döneminde uygulanılan Ruslaştırma milliyetler politikası Karay Türklerini bitirmiş ve 1. Dünya Savaşı’nda Sovyetler adına harbe katılan ve çoğu ölen 700 Karay çok iyi eğitimli Türkü’nün 500’ü subaydı.
Kırım Karaylarının ibadet ve hac yerleri benimde ziyaret ettiğim Bahçesaray yakınlarındaki ‘’Balta Tiğmez-Balta Dokunmaz’’ Kabristan’ı, Kırk-yer (Dzhuft-Kale/Chuft-Kale) Kangup-Kale’deki mezarlık, Eupatoria’daki mabet ve Kenasalar kompleksi, iki boynuzlu mızrak ve kalkan sembol ve damgaları olan Karayların kökleri ‘’Alta ailesi Türk gurubu’’ kabul edilen ve Kırım’da olmuştur. Karayların bir kolu, uzantı olarak Hun Türk ve Hazar Türk boyları arasında yer almış, Sarmato-Alanlar ve Kısmen Gotlarda asimile olmuştur. Karay Türk boyları arasında; Kırklar, Uzunlar, Naymanlar, Kara’lar, Sarı’lar ve diğer Türk etnoslarıyla müşterek kökleri olup, Karay Türklerinin dili; Kırım-Tatar, Kumuk, Karaçay Türkçelerine benzer şekilde Türk dillerinin ‘’Türk Kıpçak’’ gurubuna aittir. Karay Türkçesinin lehçeleri; Kırım Tatar Türkçesi içinde erimiş ve bazı Hazar kelimelerinin deşifre edilmeleri sağlanan Trakay ve Galitski-Lutski Lehçeleri Polovetski diline benzer.
Karay Türkleri – Orta Asya kökenli Hazar Türk kültürünün ve geleneklerinin devamı gerçeği ile geçmişte hayvan yetiştiriciliği ve bahçe ziraatı yapmış, ticaretle meşgul olmuş aynı zamanda Ataları gibi ‘Asker’ bir toplumdurlar. Hayat biçimleri birlikte yaşadıkları: Tatar Türkleri, Kırımçak Türkleri, Yunanlılar ve Ermenilerden karşılıklı etkilenmiş, komşuluk ilişkilerinde kültürel tesirler yaşamıştır. Karay Türklerinin ‘’Akmescit’’ merkezde yapmış olduğu kütüphaneler, çocuk eğitim ve kültür merkezleri şehrin bütün halkına hizmet vermiştir. Karay inançları kutsal armağanı olan dini ritüellerinin korunmaları, Karay milli mutfağının muhafaza ve yaşatılmaları Karay Türklerinin bizi Hazar Türkleri dönemi gibi kültürel değer ölçüleri, Türklüğün çağlar itibariyle ‘’Devamlılık’’ arzeden maddi ve manevi hazineler, geçmişimiz ile geleceğimiz arasında köprü oluştururlar.
Karayların ‘’Karaizm’’ dini: Kitab-ı Mukaddes’in bağımsız Eski Musevi Ahid doktrini temelindedir. Karaylar “10 Emir”i hassas bir şekilde izler. Hz. İsa Mesih’e vede Hz. Muhammed’e peygamber olarak eşit - saygılı davranıp, Müslüman ve Hıristiyan cemaatlerinin devlet otoritelerinin imkanlarından yararlanmışlardır.
Kırım Hanları, Galiçya, Avusturya-Macaristan, Litvanya, Polonya ve Rusya Karaizm dini doktrininin bağımsızlığını tanımışlardır. Çarlık Rusya döneminin Rus İmparatorluk kanunları, Karaylar’ın dini olan Karaizm din olarak “Yahudilerin dininden tamamen farklı olup Rus resmi yönetimince tanınmış” örneğin: Karay pasaportlarının din sütununa “Karay Dininden” ibaresi vardır. Karaylar tercihlerine göre şahıs ismi olarak bu arada isterlerse Hıristiyan ismi de kullanabiliyorlardı. Karay Dini Yönetimi, Karaizm inançlı cemaati “Layık-laik lider” zihniyeti ile yönetti. Yalhan (Büyük Han)’da Ortodoks kilisesi hiyerarşi’sinin belirgin emareleri bulunmaktadır. Rus hükümeti Karaizm’in tam anlamıyla din olarak korunmasını onaylamış ve Karay Türklerine bütün haklarını hiç bir sınırlandırma olmaksızın vermiştir.
Karay mabedi olan Kenasaların kıble yönü Güney-Doğuya doğrudur. Mezarlarda defin ise Kuzey - Güney istikametindedir. XIX. yüzyıl boyunca ve XX. yüzyılın başlarında Kırım, tüm dünya Karaizm merkezi idi. 11 çok önemli mabet ve dini tesis bulunan Kırım, 1917 Komünist ve Sovyet Rusya döneminde Karay dini yapıları imha edildi. Sovyetler Birliğinin dağılmasından yeniden canlandırılmaya başlanılmış olmasına rağmen, maalesef Karay topluluklarında sadece TÜRKÇE DUA yapılan Litvanya’da kaldı. Rusya ve Ukrayna Kazaklarından küçük guruplar, Mısır, İsrail ve ABD’ne yerleşmiş bir kısım Araplar, Türkiye’ye göç etmiş bazı Yunanlılar hala Karaizm inancına bağlıdırlar, diğerleri Karaizm inancı ile uyum içinde değillerdir. Karaizm’e inanan Karay Türkleri Alemlerin Rabbı’nı kadim Türk Ruhaniyetinin tanımı ile “Tengri” olarak adlandırır, eski Türk inanç sisteminin kutsal emanetleri muhafaza ederler. Kırım Karayları Kırım’ın dışında yaşamak zorunda kalınca Fransa’da kısmen hıristiyanlaşmış ve Türkiye’de İslamiyete girmişlerdir.
Kırım Hanlığı devleti yönetimi döneminde Kalenin savunması için askeri aristokrasi içerisinde yer almış, Komutan olabilmiş ve yüksek mevkilerde bulunmuşlardır. Litvanya’da Prens’in Saray Muhafızlığını üstlenmişlerdir. Hıristiyan halkın dışında ‘’Alman Magdeburg’’ haklarını alan tek gurup Karaylar bu kapsamda kendini yönetmek ve bazı ayrıcalıklı imtiyazlara sahip olmak gibi hususlar yanında Rus İmparatorluğu’nda Çarlar’ın kişisel korumalarından yararlanan yetenekli Karaylar, yüksek mevkilere gelebildiler.
XI. yüzyılda Hazar Türkleri Kırım’da bütün güçlerini kaybetmelerinden sonra Karay Türkleri Bahçesaray yakınlarındaki Kırk Yer Kasaba Kalesi merkezli küçük bir prenslik olarak varlıklarını muhafaza ettiler. Bu dönemde Prens ve dini lider seçimle iktidara geliyordu. Karaylar Kırım Han Devleti yönetiminde Başbuğ dedikleri Han’a itaat ettiler. Rus İmparatorluğu XIX. yüzyılda Karaylar eşit haklara sahip vatandaşlardı. Dini ve dünyevi liderleri ile iç işlerinde bağımsız idare biçimine sahip olup, 1800 - 1914 arası Karayların nüfusu ikiye katlandı. 1920 sonrası idari ve dini yapısı Komünist Rus yönetimince imha edildi, nüfusları 10’da birine düşürüldü. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra nüfus ve sosyo-ekonomik durum felaket haldeki Karay Türkleri için yeniden toparlanma ümidi doğmuştur.
Kırım Karaizm inançlı Türkleri, inancı Musevi olan başka toplumlarla amaçlı olarak karıştırırken tarihin tahrifi ve Karay Türklerinin ulusal duygularını rencide edilmiş, ulusal ve dini anlaşmazlıklara zemin hazırlamıştır. Bazı sözde araştırmacıların dediği gibi Kırım Karay Türkleri, 2. Dünya Savaşı esnasında asla Alman faşistlerle işbirliği yapmamış, ulusal bir komite oluşturmadıkları halde maalesef 1944 yılında resmi bir karar olmaksızın Urallar’a ve Kazakistan’a gönderilmişlerdir.
Karay Türkleri Kırım’da yasakları dönemi kalkmaya başlayınca tekrar örgütlenmeye başlamışlardır. Kırım Karaylar Derneği 1989 tarihinde kurulmuştur. Bu dernek Kırım’ın Akmescit, Eupatoria, Feodosiya, Bahçesaray ve benzeri yerlerindeki Karayim cemaatlara hizmet vermektedir. İdari ve fikri yönetimini Ukrayna, Rusya, Litvanya, Polonya, Fransa, Kazakistan Karay uzmanları ile işbirliği yaparak yürütür. Yaşlılar Konseyi diye bir organı vardır. Tüm Ukraynayı kapsayan örgütlenme henüz kuruluş dönemindedir. Derneğin kuruluş amacı, Karay halkını ve ulusal değerlerini korumak, dini kutsiyeti kurtarmak, Karay kimlik bilincini yükseltmek, din ve kültürün canlanmasını sağlamak, yaşlı ve yoksullara yardım etmek diğer halklarla kültürel değişim, bilimsel araştırma yapmak, edebi yayınların basılmalarını sağlamaktır.
Kırım Karayları “Kusme Bolsa Eğer bu kaderiyle - Kaderlerinde var ise kısmet olur’’ dediği gibi, bizde umarız Türklüğün bir kalesi daha düşmez.