Şu anki durum, Sandıkta hile - nasıl olacak ? korkuları yersiz. Çünkü özgürlüğünü içselleştirememiş her toplum gibi, bu zaten her seçimimizde oldu. Bu sefer ne tip yeni hileler olacak bilmiyoruz fakat, artık seçmen her tür hileye karşı aşılı. Keza Seçimde şike ? sorusu, elbette aklımızda: olacak ve oluyor, bilgi erişimi engelleniyor, yandaş medya çarpıtmaları, muhalifler içeri alınıyor, paralarımızla oluşan Kamu - devlet imkanlarını iktidar her seçimde rezilce kullanılıyor. Erdoğan belki ‘din iman, yetmedi vatan millet sakarya’ cambazlık işini biliyor, fakat bu seçimde artık usta değil. Üstelik en son yerel seçimde, başarısız olmuş, aslında seçim kaybetmiş, kendi deyimiyle METAL YORGUNU, 2002’deki siyasi yasaklı olduğu seçimdeki ustalık düzeyinden daha düşük biri.
Geçmiştekiler kıyasla bu seçimde değişen ne:
1 – Geçmişe göre CHP ve altılı masa çok daha ciddi - KUVVETLİ örgüt gücü var, Millet İttifakı 2019’da, beş büyük şehri ve en büyük üç şehri kazanmasıyla, yüzden fazla belediyelerin dört yıllık sosyal performansları, İstanbul, Ankara, Antalya, Adana ve Mersin’de, mahalle mahalle, ilçe ilçe örnekleriyle dört yıl önce Millet İttifakı’na % 20 oy gelen yerler artık % 70’lere çıktı. Yeni belediye başkanlarının tamamının beğenilmesi % 65 üzerinde ve mali - reklam gücü, geçmişte girilmeyen ilçeleri, afiş yapıştırılamayan sokakları ele geçirdi. Bu seçim 5 milyondan fazla seçmen ilk kez oy kullanacak. Dört yıldan beri hiç seçim yapılmadığı için ilk kez bu kadar büyük bir sayı var ve yaş gençleştikçe seçmen tercihleri Kılıçdaroğlu – Millet ittifakı lehine.
2 – İmamoğlu, Akşener ve Demirtaş’ın kardeşlik ve saygı diline sahip çıkmasıysa, sosyolojik nedeni ikinci üçüncü nesil, göçmen ailelerin kentle entegrasyonlarını tamamladıkça yeni nesillerde eski nefretlerin yerini anlayış ve dostluğa bırakmasıyla, İstanbulda yaşayan: kürt ve ülkücü seçmen yapılanlar için bilinçli biçimde İmamoğlu’nu destekledikleri görüldü. Kılıçdaroğlunun kendi partisi %100 yanında, kucakladığı altılı Masa ile Türkiye’deki tüm seçmen yönelimlerinin temsilcileriyle bir araya geldi. Barış - kardeşlik isteyen ve terörden yılmış Kürt seçmen, aklı başında ülkücü seçmen de artık HUZUR için psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş Millet ittifakında yön buluyor.
3 – Altılı Masa’da CHP listelerinden seçime giren DEVA – GELECEK partilerinin en büyük gücleri, AKP’den kopmak üzere olan, 30 puanlık bir seçmen için bir adım yakında olması ve ilk kez bu seçim AKP’den çok büyük bir kopuş yapacak muhafazakar kadın seçmen, mutfak masrafları gibi ekonomik zorluklar yanında, İran’daki olaylar, Yeniden Refah ve Hüdapar gibi 90’lı yıllardan kalma, kadını yok sayan, muhafazakar kadınların yirmi beş yıllık kentte tutunma mücadelesini itibarsızlaştıran ve görmeyen oluşumlar gibi nedenlerle etkin rol oynayacak. İlk günden beri “Ben Kemal Geliyorum, Sana söz, Haydi” sloganları tuttu. Mutfaktan, radikal Sevgi’nin stratejik ve taktik gereklerinin harfiyen uygulanması ve özellikle “Martın sonu bahar, Yine baharla gelecek” diye devam etmesi; kibrin değil ekip çalışmasının öne çıktığı kampanyayı eşsiz kılıyor. Erdoğan klasik siyah beyaz bir TRT programı kadar ruhsuzken, CHP – Millet ittifakı gençliğin ritmini yakaladı.
4 – AKP her seçime, yüksek faizle aldığı BORÇ ile büyüyen bir ekonomik güçle girdi, kampanyalarını sayısal değerler, yükselen grafikler kullanarak yaptı. Artık öyle bir grafik yok. 2002-2015 arası sözde 3 kat artan kişi başı gelir, 2018’den itibaren baş aşağı düşerek, bir grup YANDAŞ tefeci dışında tüm Türkiye 2000 öncesine göre, yarı yarıya fakirleşti. AKP umutsuzca “pandemi, dünya, deprem” desede, “teğet geçme”ye alışmış kendi seçmenine artık inandırıcı gelmiyor ve elinde hiçbir şey olmadığı için “Füzelerimizin menzili, ağzımızdan midemize kadar olan mesafeden kısa...” Rus atasözü türünden sadece diktatörlüklerde kullanılan ‘’savunma sanayii'' ile ilgili reklam kampanyası yapıyor.
Özetle: Bu olumlu durumların hiçbirine sahip olmayan, tıpkı ‘’trafolara giren kedi’’ ve/ya ‘birşey olmamışsa bile, mutlaka birşeyler olmuştur !’ türü dangal’AKP’udracı sahtekarlıklar ve kahve laklaklamaları yetersiz, ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 51 oyla kıl payı kazanan Erdoğan'a karşın “Nasıl olsa kazanamayız” teranesine inanan ''gitmeme gerek yok !'' diyen CHP’li seçmenin bile sadece dörtte biri sandığa gitse, seçim ikinci tura kalıyor.
Bu seçim: Tıpkı yaradana kulluk yerine, hiçbirinin anası ne Türk - nede müslüman olmayan, haremlerinde YÜZLERCE içoğlan !, yeniçerileri için genç erkek çocuk ‘CİVAN – CİVELEK’ taburları ile ünlü, sözde Halife !, lakin çoğu: eşcinsel, esrarkeş – içki içen osmanlı ve saray hayranları yerine, İNSANCA hür, eşit yaşamak isteyenlerin 100. yılında, KUTSAL Cumhuriyete sahip çıkışı olarak tarihe geçecektir.
Bu şartlar altında altılı masanın kazanmaması gibi Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi değil, seçilmemesi mucize olur.
DeMaDiDeMa.com